Yazılar-Söyleşiler

Karar defterlerinden sinema tarihinde sansüre bakış

Mart 2022’de çevrim içi erişime açılan “Türkiye’de Sinema Sansürünün Tarihi (1932-1988): Sansür Karar Defterleri Üzerine Bir İnceleme” kitabı, iki yıla yakın süren titiz bir akademik çalışmanın ürünü. Cumhuriyet döneminden itibaren film gösterimlerine dair kararları içeren 96 sansür defterinin dijitalleştirildiği ve kaynak kitap olarak kullanılabilecek hale getirilen bu çalışmaya dair sorularımızı, kitabın yazarları Doç. Dr. Ali Karadoğan’a ve Prof. Dr. Ruken Öztürk’e yönelttik


Ekinsu Devrim Danış: “İşten çıkarılma sürecimiz akademik özgürlük ve hatta özerk, demokratik bir üniversite anlayışının dışında olan resmi özetliyor”

Nişantaşı Üniversitesi yönetimi 30 Mart 2022’de; araştırma görevlilerinin aldıkları maaşların kamu çalışanlarıyla eşitlenmesi için verdikleri dilekçeler sonrasında, toplamda 40 araştırma görevlisinin ve öğretim üyesinin sözleşmelerini feshetmişti. Yasal haklar dahilinde özlük haklarını savunmak ve emeklerinin karşılığını almak isteyen akademisyenlerin hak mücadelesini ve önlerine çıkan engelleri özelde vakıf üniversiteleri ölçeğinde, genelde ise akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü bağlamında Nişantaşı Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ndeki araştırma görevlisi görevinden uzaklaştırılan Ekinsu Devrim Danış ile konuştuk


Türkiye’de Üniversite Yayıncılığı

Sabancı Üniversitesi Yayınları’nın, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nın ve Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları’nın kurucularından Fahri Aral, “özgür, bağımsız ve eleştirel bir akademik yayıncılık yapılmasını beklemek ne kadar gerçekçi?” sorusunun cevabının peşine düşerek, akademik yayıncılığın Türkiye’deki tarihsel gelişimini ve karşı karşıya olduğu sorunları kaleme aldı


Hukukun Sanat Özgürlüğüne Bakışı III – Sanat Özgürlüğünün Türkiye Cumhuriyeti’nin de Taraf Olduğu Uluslarasası Belgelerdeki Görünümü ve Dizinin Sonuç Bölümü

Avukat Merve Selin Şohoğlu, dizinin üçüncü ve son bölümünde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin sanatsal ifade özgürlüğü ile ilgili düzenlemelerini ve Türkiye hukuku üzerindeki etkilerini inceliyor, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hangi koşullarda sanatsal ifade özgürlüğünün sınırlandırılabileceğine karar verdiğini örneklerle anlatıyor


Hukukun Sanat Özgürlüğüne Bakışı II – Sanat Özgürlüğünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndaki Görünümü

Avukat Merve Selin Şohoğlu üç bölümden oluşan bu yazı dizisinin ikinci bölümünde “sanat özgürlüğü” kavramının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda nasıl ele alındığını anlatırken, sanat özgürlüğünün sınırlandırılması ve özgürlüğün “kötüye kullanılması” ile ilgili mevzuatları Anayasa’daki düzenlemelere göre açıklıyor



Kürtçe diye bir dil

Özkan Küçük, anadilin kaybı, Kürtçenin kıymetsizleştirilmesi, inkârı ve kültür alanından dışlanma çabası üzerine yazdı: “Belki de yasaklandığı-dışlandığı için dilin kendisi politikleşiyor. Dilin durumu, toplumun durumunu özetliyor. Dilin serbestliği, toplumun serbestliğinin göstergesi oluyor”


“Gözetim ve baskıya yepyeni bir yöntem daha eklendi: İçerik kaldırma”

“Sosyal medya yasası” yeniden gündemde. Ekim 2020’de yürürlüğe giren bir önceki düzenlemenin sene-i devriyesinde Medya Araştırmaları Derneği (MEDAR), içerik kaldırma kararları üzerinden yasanın basın özgürlüğünü nasıl etkilediğine ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Susma Platformu olarak MEDAR ekibine hem rapor kapsamında öne çıkan bulgulara hem de şu anki tartışmalara dair sorularımızı yönelttik


İptal kültürü mü, sansür mü, düşünce özgürlüğüne saldırı mı? Cevap: Hiçbiri

Pınar Üzeltüzenci, son yılların sıklıkla kullanılan-tartışılan kavramlarından olan ve kanaat önderi kabul edilen ünlü-güçlü kişileri söyledikleri ya da yaptıkları problemli şeylerle yüzleştirme amaçlı bir tür boykot yöntemi olarak ortaya çıkan ‘iptal kültürü’ (‘cancel culture’ ) ve ifade özgürlüğü-sansür ve ‘cancellama’ üçgeninin sınırları üzerine yazdı