Resmî Gazete’de “Basın ve Yayım Faaliyetleri” genelgesi yayımlandı

29 Ocak 2022’de Resmî Gazete’de yayımlanan “Basın ve Yayım Faaliyetleri ile İlgili 2022/1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi”nde, bazı televizyon kanallarında yabancı içeriklerin uyarlayarak yayımladığı programların “toplumun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı” ve bunların “yıkıcı etkilerini bertaraf etmek için” gerekli adımların atılacağı belirtildi


29 Ocak 2022’de Resmî Gazete‘de yayımlanan “Basın ve Yayım Faaliyetleri ile İlgili 2022/1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi”nde, bazı televizyon kanallarında yabancı içeriklerin uyarlanarak yayımlandığı programların “toplumun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı” ve bu programların “yıkıcı etkilerini bertaraf etmek için” gerekli adımların atılacağı belirtildi.

Gazete Duvar‘dan aktarıldığına göre, genelgede “medya aracılığıyla millî ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetler” olarak tanımlanan kimi televizyon programlarına karşı “tedbir alınacağı” bildirildi. Genelgenin “birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlar…” gibi ifadeler içermesi, son dönemde iktidara yakın medya kuruluşlarının ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) radarında olan FOX TV’deki Maske kimsin sen adlı programa yönelik yayımlandığı iddialarına neden oldu. RTÜK, ocak ayı başında da programla ilgili inceleme başlatıldığını duyurmuştu.

Genelgede programlara ilişkin atılacak adımlar şöyle sıralandı:

  • “Toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlanması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımlar ivedilikle atılacak,”
  • “Birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımlar teşvik edilecek,”
  • “Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yerine getirilecek,”
  • “Toplumun geneline hitap eden bu tür medya içeriklerinin özellikle de aile, çocuk ve gençlerimiz üzerinde olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan bu tür yapımlarına karşı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli tedbirler gecikmeksizin alınacaktır.”

ŞAHİN: “DEVLETİMİZİN TEK BİR VÜCUT HALİNDE HASSASİYET GÖSTERMESİ ÖNEMLİDİR”

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, genelgeyle ilgili olarak Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu. Şahin, “kültürel değerlerimizle aile, çocuk ve gençlerimizin zararlı yayın içeriklerinden korunmasında devletimizin tek bir vücut halinde hassasiyet göstermesi son derece önemlidir. Sağlıklı bir gelecek için kamu, akademi ve STK’ların ortak refleks göstermesinin elzem olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

RTÜK’ün CHP’den üyesi İlhan Taşcı da Şahin’e Twitter üzerinden verdiği cevapta genelgenin Anayasaya aykırı olduğunun altını çizerek, “Anayasa ‘basın hürdür, sansür edilemez’ derken basın yayımın nasıl yapılması gerektiğini anlatan bu genelge Anayasaya aykırıdır. Sözlü talimatlar/beklentiler yazılı hale getirilmiş” açıklamasını yaptı.

İZMİR BAROSU: “MUHAFAZAKAR YAŞAM BİÇİMİ TÜM TOPLUMA DAYATILIYOR”

İzmir Barosu 30 Ocak 2022’de yaptığı yazılı açıklamada, 28 Ocak tarihli Cumhurbaşkanlığı genelgesine yönelik, “sansürün, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik hukuka aykırı müdahalenin, yasakçı ve muhafazakar yaşam biçiminin tüm topluma dayatılmasının sihirli sözcükleri olan ‘toplumun temel değerleri,’ ‘millî ve manevi değerler’ karşımıza bu kez Cumhurbaşkanlığı Genelgesi olarak çıktı” ifadeleri kullanıldı.

Yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde:

“28 Ocak 2022 tarihli 2022/1 sayılı “Basın ve Yayım Faaliyetleri” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile “millî ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılması” istenmiştir.

Sansürün, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik hukuka aykırı müdahalenin, yasakçı ve muhafazakar yaşam biçiminin tüm topluma dayatılmasının sihirli sözcükleri olan ‘toplumun temel değerleri,’ ‘milli ve manevi değerler’ karşımıza bu kez Cumhurbaşkanlığı Genelgesi olarak çıktı.

Bilindiği üzere genelgeler; hiyerarşik amirlerin sahip oldukları güce dayanarak astlarına, onların uygulamakla yükümlü oldukları kanun hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması konusunda verdikleri emir ve talimatlardır. Anayasa ve uluslararası sözleşmeler ile korunan düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı gibi temel hak ve özgürlükler genelgelerle sınırlandırılamaz. Bu anlamda normlar hiyerarşisine aykırı olan söz konusu genelge yok hükmündedir. Öte yandan hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkesine de aykırı olan genelge; uygulayıcıların keyfi davranışlarını mümkün kılabilecek, muğlak ve çok tehlikeli bir metindir.

Geleneksel medyayı kontrolü altına alan, büyük cezalar ve yaptırımlarla susturan siyasi iktidar; dijital kitle iletişim araçları kullanan alternatif medya kanallarına, sosyal medyaya ve yurttaş gazeteciliğine yönelik sansür uygulamaları ve yasal düzenlemeler ile bu alanı da kontrolü altına alıp susturmayı hayal etmektedir. Temel amaç, toplumun farklı kesimlerinin haklı ve meşru taleplerinin yüksek sesle dile getirilmesini engellemek, sansürlemektir.

Daha geçtiğimiz hafta içinde FOX TV’ye, ana haber spikeri Selçuk Tepeli’nin tarafsızlık ilkesine aykırı davrandığı gerekçesiyle inceleme başlatılması; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hesaplarına haciz işlemi uygulanması ile ilgili www.diken.com.tr ve www.birgun.net internet sitelerinde yer alan haberlere erişim engeli getirilmesi; gazeteci Sedef Kabaş’ın bir televizyon kanalında kullandığı bir atasözü nedeniyle gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanması iktidara yetmemiş olacak ki, basın üzerindeki baskılar giderek genişletilmek istenmektedir.

Dine hakaret eden eski bakanı büyükelçi olarak atarken akla gelmeyen ‘millî ve manevi değerler,’ genç işsiz oranı yüzde 25’e ulaşmışken unutulan gençliğin korunması ilkesi, çocuklar kaçak yurtlarda tecavüze uğrarken gizlenmeye çalışılan çocuk hakları, bugün sansüre bahane yapılmaya çalışılıyor; farkındayız. Toplumumuz, bu genelge ile genel seçimler öncesinde basının tümüyle susturulması tehlikesiyle karşı karşıyadır.

İktidara sesleniyoruz: Ülkenin kalan bir avuç neşesine düşmanlığı artık bir an önce sonlandırın. Halka huzur verin. Yıprattığınız kurumlar, ortadan kaldırdığınız hukuk devleti, bugün yurttaşlarımızın yaşadığı ağır yoksulluğun baş sebebidir. Hukukun evrensel normlarına eksiksizce riayet edin.

İzmir Barosu, özendiğiniz istibdat rejiminin değil; özgür ve çoğulcu Türkiye Cumhuriyeti’nin izindedir. Yıllardır sürdürdüğünüz hukuksuzluklara karşı sessiz kalmamak, halkımıza karşı tarihsel görevimizdir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İzmir Barosu Başkanlığı”