Ferhat Yaşar’ın Gazete Duvar’daki haberinde; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği’nin, Kürt halk destanı olan Mem û Zîn (Mem ile Zin) oyununa ambargo uyguladığı öne sürüldü.
Yaşar’ın aktardığına göre Mem û Zîn oyununun yazarı Cuma Boynukara, İstanbul Şehir Tiyatroları’na 2021 yılında başvurdu. Oyun önce kabul aldı, dönemin Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen’in görevden alınmasının ardından ise repertuvara alınmadı. İBB, oyunun neden repertuvara alınmadığna dair bir gerekçe açıklamadı.
Oyunun yazarı Boynukara, 2021’in eylül ayında dönemin Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen’le yaptığı telefon görüşmesi sonucu, 2002 yılında Şehir Tiyatroları’nın repertuvarına alınan Mem ile Zin oyununun dili Türkçe olan oyun metnini iletti. Rejisör olarak Ayşe Emel Mesçi’yi düşündüğünü de ekledi.
Bir ay sonra Mehmet Ergen, Cuma Boynukara ve Ayşe Emel Mesçi bir araya geldi. Olumlu geçen görüşmede üst cast oluşturuldu. Dönemin Sahne Direktörü Ayşegül İşsever’den de Şehir Tiyatroları’nda boşta kalan oyuncuların listesi istendi. Ayşegül İşsever de bir hafta süre isteyip döneceğini söyledi. İşsever’in dönüş yapması beklenirken Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen görevden alındı. Boynukara, Mehmet Ergen’in görevden alınması üzerine uzun süre Şehir Tiyatroları’nda Mem ile Zin oyunun akıbetini konuşacak bir muhatap bulamadı.
Ferhat Yaşar’ın aktardığına göre “Mem ile Zin oyunu yapıldığı takdirde tiyatronun soruşturma geçirebileceğini üzülerek öğrendik” diyen Boynukara, süreci şöyle anlattı:
“Bu konuyu görüşmek üzere vekaletten atanan Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’den randevu aldım. Bu tarih 4 Mart 2022’dir. Yani görüşmemiz gereken tarihten beş ay sonra, araya birini koyarak ancak görüşebildik. Görüşmemizde oyundan haberdar olduğunu ancak oyunun ikinci tur oyunlarında görünmediğini ve bana karşı bir önyargılarının da olmadığını söyledi. Bu durumu anlayışla karşıladım. 2022 Kasım ayında oyunun takvimini görüşmek üzere ayrıldık. Bu görüşmeden sonra genel sanat yönetmeninin kapısı bana duvar oldu. Ne telefonuma cevap verildi ne de randevu taleplerime dönüş oldu. Hal böyle olunca kuşkularım arttı. Oyunun oynanması halinde İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma geçireceklerini düşündüler. Bu düşüncenin beni ne kadar kriminalize ettiği anlaşılmış oldu. Halbuki bu oyun iki kez Devlet Tiyatroları’nda oynanmıştı. Bu da onların önyargılarını bertaraf etmeyince, adli sicil belgemi dilekçeme iliştirip Genel Sanat Yönetmenliği’ne sunmak zorunda kaldım… Oyunumun ‘terörize’, beni de ‘kriminalize’ ettiklerini anlayınca bundan başka yapacak bir şeyimin kalmadığını, hiç istemediğim halde ellerini rahatlatmak adına bir sanat kurumuna Adlı Sicil Belgemi vermek zorunda kaldım. Buna rağmen henüz bir cevap yok. Tüm bunlar oyunun oynanması için değil. Oyunun oynanması elbette onların tasarrufundadır. Oyunu oynamayabilirler ama yazarını doğduğu yerden veya yazdığı oyundan ötürü kriminalize edemezler. Ayrıca insanları iki sezon oyalamanın, insanlara ‘bugün git yarın gel’ demenin bir tiyatro adabıyla örtüşmediğinin altını çizmek istedim. Oranın bir imar işleri, sular idaresi, ruhsat işleri gibi bir kurum olmadığını, bu ülkenin en köklü tiyatrosu olduğunu, bu tiyatronun da bu ülkenin çok renkli ve çeşitliliği üzerine filizlendiğini, kök budak saldığını, olmazsa olmazının da yazarları olduğunu hatırlatmak istedim. Mem ile Zin yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyor, otuz yıldır oyun olarak tiyatrolarda sahneleniyor. Onlarca dile çevrildi, yayımlandı, opera olarak bestelendi. Bütün bunları yok sayıp terörize ederek, ancak bu oyunu yüceltirsiniz.”
Ferhat Yaşar, konuyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilgili sorular yönelttiğini ancak henüz yanıt alamadığını aktardı.
(Haber Kaynağı: Gazete Duvar)