Figen Yüksekdağ’ın yazısı cezaevi idaresince sansürlendi

Kandıra Cezaevinde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ’ın kaleme aldığı, ‘Korona ve Tecrit’ konulu yazı, cezaevi idaresinin sansürüne uğradı


Etkin Haber Ajansı (ETHA), Kandıra’daki Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın kaleme aldığı ‘Korona ve Tecrit’ konulu yazının sansüre uğrayarak ellerine ulaştığını yazdı. 

Yüksekdağ’ın daha önce ‘koronavirüs ve tecrit koşulları’ nedeniyle yazıyı gönderemediği, gönderdiğinde ise sansürlendiği anlaşıldı. Yaşananları Yüksekdağ, “Yolda kalıp ‘tahliyesi çıkmayan’ yazılar oluyor” sözleriyle aktardı. ETHA ise yazıyı sansüre uğramış haliyle paylaştı. 

Yüksekdağ’ın ETHA’da yayınlanan ‘Korona ve Tecrit’ başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

“Yanılmıyorsam, yaz aylarında yayınlanmak üzere benden ‘Korona ve Tecrit’ konulu bir yazı istenmişti. Ne ironikti, ben de tam olarak korona ve tecrit koşullarından dolayı yazıyı hazırlayıp gönderememiştim. Malumunuz hapishanelere her türlü … (sansürlenen bölüm) girmesi serbest ama ‘düşünce’ gibi pek tehlikeli üretimlerin çıkması zor.

Gönderdiğimiz selam-kelam mektupları, fakslar bile korona sürecinde kimi zaman sansüre, engellemeye uğradı. Politik yazı ve paylaşımları siz hesap edin artık. Birçok kişi, yazılarının çizilmeden, sansüre ya da bir ‘kazaya’ uğramadan dışarı çıkabilmesi için otosansür uygulamaya zorlandı. O haliyle bile yolda kalıp ‘tahliyesi çıkmayan’, okura ulaşmayan yazılar oluyor. Benzer bir durum hapishaneye giren “düşünce” için de yaşanıyor.

… (sansürlenen bölüm) ulaşmayı başarabilirsin ama Yeni Yaşam gibi günlük gazetelere hala hiçbir şekilde ulaşamıyoruz. Yıllarını siyasete, özgür düşünceye vermiş insanlar açısından ekmek gibi, su gibi kıymetli şeyler bunlar. Eksikliğini, yokluğunu ölçmeyi yine sizin tahmin kabiliyetinize bırakıyorum.

Koronavirüs pandemisi, yaşamın ve siyasetin birçok alanında olduğu gibi hapishanelerde de hak gasplarının, yeni normal adı altında egemenlerin isteğine göre sistemi yeniden düzenlemenin fırsatına dönüştürüldü. Ne var ki siyasi mahpusların koşullara teslim olmak gibi bir seçeneği yok. Zaten mahkûm edildiğiniz durum, bir seçenek değildir. Seçimleri siz yaratırsınız. Bu da yaratıcı direnişçi mahpus tavrının alametifarikasıdır. Korona etkisi nedeniyle aşırı düzeyde daralan yaşam alanında gedikler açmak, fırsat ve seçenek üretmek te böyle mümkün olabilir. Buralarda herkes kendi halince bunu yapmaya çalışıyor.”