ÖZKAN KÜÇÜK
Evrensel Gazetesi Diyarbakır muhabiri Cengiz Anıl Bölükbaş, 24 Ağustos tarihinde haber için gittiği Batman’dan Diyarbakır’a döndüğünde arkasından 3 kişi yaklaşarak kendisiyle konuşmak istediklerini, daha sonrasında bu kişilerin kimliğini göstererek istihbaratçı olduklarını söylediğini kaydetti.
“AJANLIK DEĞİL, ARKADAŞLIK GİBİ DÜŞÜN”
Evrensel Gazetesi’nin aktardığına göre, Bölükbaş’ın bunun açıkça bir ajanlık teklifi olduğunu söylediği kişiler kendisine “Hayır, sen bunu arkadaşlık gibi düşün” şeklinde yanıt verdi.
Ajanlık teklifini reddettiğinde “Bunu iyi düşün, devlet bu koltuğu bir şekilde doldurur, sen olmasan da başka bir arkadaşın yapar” denildi. Israrla kabul etmediğinde, “Biz kararını anlıyoruz ama iki gün sonra biz seni gene arayalım, beraber yemek yiyelim” dediler. Bölükbaş bunun da olmayacağını, arasalar bile cevap vermeyeceğini, bu konuda kararının net olduğunu söylemesine rağmen iki gün sonra arayacaklarını, açmazsa da dışarıda yanına geleceklerini eklediler. Bölükbaş “Beni Diyarbakır’a geldiğim tarihten itibaren takip ettiklerini, kabul etmesem dahi beni takip etmeye devam edeceklerini belirttiler” dedi.
TGS: “BUNA SESSİZ KALINAMAZ”
Türkiye Gazeteciler Sendikası Diyarbakır temsilciliğince konuya ilişkin yapılan basın açıklamasında, yasal çerçevede faaliyet yürüten bir gazetenin ve çalışanlarının faaliyetlerinin terörize edilmesinin asla kabul edilemeyeceği belirtilerek, “Buna karşı da sessiz kalınamaz” denildi.
TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral tarafından yapılan basın açıklamasında, Evrensel Gazetesi Diyarbakır Temsilciliği’nde görevli, Gazeteci Cengiz Anıl Bölükbaş’ın 24 Ağustos 2020 tarihinde öğleden sonra, kendilerini polis olarak tanıtan 3 kişi tarafından, bir dükkanda “ikna” edilmek üzere alıkonularak, bir takım kişisel, ailevi ve mesleki bilgileri sıralandıktan sonra kendisine ajanlık dayatıldığı belirtilerek; “Söz konusu kişiler, Bölükbaş’ın bugün yürüttüğü gazetecilik faaliyetleri yasal da olsa, ileride karşısına çıkabileceği şeklinde tehdit etmiş ve kendilerine muhbirlik etmesi halinde, bu duruma son verebilecekleri ifade edilmiştir. Kendilerini polis olarak tanıtan kişilerin bu tutumuyla, Bölükbaş’ın sahsında, tüm meslektaşlarımızın gazetecilik faaliyetleri, ileride karşımıza çıkacak suç biçiminde terörize edilmiştir” denildi.
“Buradan yüksek sesle bir kez daha anayasanın amir hükmünü hatırlatıyorum. Basın hürdür, sansür edilemez. Ve hiçbir gazeteci haber kaynağını açıklamaya zorlanamaz” şeklinde konuşan TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, “Bir kimseyi ajan olmaya zorlamak da ayrıca bir suçtur. Bu eylem, tehdit, hakaret, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, görevi kötüye kullanma gibi birden fazla suç da teşkil etmekte ve sistemli olarak işlenmesi nedeniyle de insanlığa karşı suç oluşturmaktadır. Söz konusu eylem, yine Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca da suç oluşturmaktadır. Söz konusu kanuna göre, sorgu sırasında cebir veya tehditte bulunmak, kanuna aykırı bir yarar vaatte bulunmak yasaklanmıştır” dedi.
“EVRENSEL SUSTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
Konuyla ilgili açıklama yapan Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ise Türkiye’de onlarca gazetecinin ‘Gizli tanık’ müessesesi kullanılarak uydurma suçlamalarla cezaevinde olduğunu hatırlatarak, “Evrensel hem davalar hem de resmi ilan ambargosu yoluyla susturulmaya çalışılıyor. Arkadaşımıza yapılan ajanlık telkini bu baskıların bir parçasıdır. Evrensel’in tüm muhabirleri, çalışanları, 8 Ocak 1996 günü polis tarafından gözaltına alınarak, gözaltında dövülerek alçakça katledilen arkadaşımız Metin Göktepe’nin yaşadıklarının kendilerine yüklediği sorumlulukla hareket etmektedir” dedi.
Polat öte yandan, “Kendisini istihbaratçı olarak tanıtan bu kişilerin anlatımları, hem arkadaşımız Cengiz Anıl Bölükbaş’ın, hem gazetemizin hem de bir yazarımızın düzenli takip edildiğinin itiraflarını da içermektedir” şeklinde konuştu.