Yazılar-Söyleşiler

Eşitsizlik Sistemleri’nden Duvar’a: Yılmaz Güney sineması ve sansür

Yılmaz Güney’e uygulanan sansürün, yalnızca onun sinemasal mirasını, söylediği sözü, filmler aracılığıyla aktardığı meselesini değil, bizzat bu türden simgesel yapıları da hedef aldığına ve almaya devam edeceğine şüphe yok. Yılmaz Güney’in “çirkin”, eşitsizliği göstermek için kire pasa bulanmaktan imtina etmeyen sinemasının vârislerini yetiştirmek için, hem fikirlere hem de mekânlara ihtiyacımız var…



Türkiye’deki susturma politikasının raporu

English PEN için hazırlanan Türkiye’de Can Çekişen İfade Özgürlüğü: OHAL’de Yazarlar, Yayıncılar ve Akademisyenlerle İlgili Hak İhlalleri başlıklı raporda OHAL döneminde KHK’larla alınan kararlar, hükümetin “susturma politikası”nın yeni araçları olarak değerlendiriliyor…



Bir hikâye anlatıcısı: Çağdaş Erdoğan

Çağdaş Erdoğan tam da kadraja aldığı olaylar ve kişilerin çeşitliliği gibi, farklı kimlikler giyinip farklı alanlarda çalışıyor, “Sığabileceğim bir mecra yok, çünkü herkesin gizli bir otosansürü var ve herkes gerçeğin kendine lazım olan kısmıyla ilgileniyor. Oysa ortada geniş bir manzara var” diyor…




“Soru sormuyorsan gazeteci değilsin”

Yazılarını bir süredir Cumhuriyet gazetesinde sürdüren tecrübeli gazeteci Çiğdem Toker’e göre medyada var olan sansür ve otosansürün esas sebebi gazetecilik reflekslerinin yok olması. Bunların en başında da soru sormak geliyor…