Yeni bir sansür mekanizması; interneti denetleme yetkisi

İnternet hâlihazırda fazlasıyla “kontrol” edilmekteyken RTÜK’e verilen denetleme yetkisiyle muhalif radyo ve televizyon yayınlarının susturulması artık doğrudan kanun vasıtasıyla gerçekleştirilecek. Bu denetimlerin internet yayınlarının tamamına sirayet etmesi de mümkün görünüyor…


MELİKE POLAT

 İnternet yayınlarının Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) denetimi altına gireceği ve böylelikle yeni bir sansür mekanizmasının yaratılacağı haftalarca konuşuldu. Bu “duyumların” bir söylentiden ibaret olmadığını önce bir yasa tasarısı hazırlanması ve Meclis’te kabul edilmesiyle (daha doğrusu “torba yasanın” içine atılmasıyla), sonrasında da 27 Mart 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kanun değişikliğiyle görmüş olduk.

6112 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”a eklenen 29/A maddesinin ne gibi değişiklikler getireceğini aşağıda açıklamaya çalıştık.

 Kanunda yapılan değişikliğe geçmeden önce OHAL’in ilânından itibaren basın-yayın kuruluşlarına yönelik olarak devlet tarafından uygulanan sansürün boyutlarını görmekte fayda var. OHAL’in ilân edildiği 20 Temmuz 2016’dan 20 Mart 2018 tarihine kadar yedi haber ajansı, 50 gazete, 20 dergi, 39 radyo, 30 yayınevi/dağıtım şirketi ve 33 televizyon kanalı kapatıldı.[1] Kapatma kararları ile yapılan sansür, bazı kuruluşlara doğrudan KHK’lerin eklerinde yer alan listelerle, bazı kuruluşlara ise 668 sayılı KHK ile kurulan RTÜK OHAL Komisyonu’nun kararlarıyla uygulandı. Diğer taraftan bugün itibariyle Türkiye’de 173 bin websitesine, 100 bin de haber ve sosyal medya içeriğine ve 800’den fazla Twitter hesabına erişim engellenmiş vaziyette.[2]

 RTÜK Kanunu’na eklenen bir madde, sansürün ve bunun doğal sonucu olacak otosansürün uygulanmasına yol açacak yeni bir alan yaratmış durumda. Gezi Parkı eylemleri sırasında ana akım medyanın topyekün sessizliğe gömüldüğü günlerde alternatif iletişim araçları ve medya platformları tek haber kaynağı hâline gelmişti. Türkiye’de o süreçte yaygınlaşmaya başlayan internet üzerinden yapılan canlı yayınlar, halkın haber alma ihtiyacını ciddi ölçüde karşılamaktaydı. Bugün ise ana akım medyada değişen bir şey olmadığı için kurumsal bir yapıya bürünen pek çok alternatif medya kuruluşunun internet üzerinden yayın yaptığı ve takip edilme oranının da bir hayli yüksek olduğunu görüyoruz. Zaten internet hâlihazırda fazlasıyla “kontrol” edilmekteyken bu platformlarda yapılan muhalif yayınların susturulması artık doğrudan kanun vasıtasıyla gerçekleştirilecek.

 RTÜK Kanunu’na eklenen maddeye göre; RTÜK üyelerinin uygun görmediği, lisansları ve yayın hakları bulunmayan internet mecralarının yayınları engellenebilecek. Şimdilik hangi platformlar, hangi içerikler bu değişiklik kapsamında bilmiyoruz; çünkü kanunun uygulanma şeklini gösterecek olan yönetmelik henüz çıkarılmadı. Madde metnindeki ifadelere göre; Blu TV, Puhu TV, Netflix gibi platformlar Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan lisans almaz ya da alamazsa RTÜK’ün talebiyle Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından içeriklerin çıkarılmasına ya da platforma erişimin engellenmesine karar verilebilecek. Bunun yanında Medyascope, Artı TV gibi yayınlarını Periscope ya da Youtube gibi ağlar üzerinden yapan yayın kuruluşları için de lisans ve yetki alma zorunluluğu gündeme gelecektir.[3] Kısacası internette radyo ve televizyon yayınları RTÜK “denetimine” tabi olacak, içerik çıkarılması veya erişimin engellenmesinde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu “etkili” olacaktır.[4] 6112 sayılı “Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”a yapılan bu yeni ekleme ile birlikte bugüne kadar uygulanan sansürün kanuni dayanağı olan 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” çelişecektir. Her iki kanun da yayın bakımından farklı amaçlara sahip olsa da yeni düzenleme ile birlikte birbirlerinin amaçlarına karışacaklar ve bu nedenle birçok sorunun yaşanması kaçınılmaz olacaktır. 5651 sayılı kanun bugüne kadar muhalif içeriklerin engellenmesi için araç olarak kullanıldı. Oysa bu kanunun yapım aşamasında, kamuoyundaki tepkilerin yersiz olduğu, kanunun özgürlük getireceği ifade edilmekteydi. Bu tecrübeden yola çıkarak RTÜK’e verilen denetim yetkisinin de “lisans, vergi kaçağını önleme” adı altında muhalif yayınları yok etmek için kullanılacağı korkusunu taşıyoruz. Hatta bu denetimlerin yalnızca internet ortamında yapılan radyo ve televizyon yayınları ile sınırlı kalmadan internet yayınlarının tamamına sirayet etmesi de mümkün görünüyor.[5]

 Yeni düzenleme hakkında Evrensel gazetesine konuşan RTÜK üyesi CHP’li İsmet Demirdöğen; “Zaten kanunda hangi yayınların suç teşkil edeceğine ilişkin geniş bir katalog var. Siz şimdi buna RTÜK denetimi getiriyorsunuz. Bir, TCK bakımından suç denetimi yapıyorsunuz. İki, RTÜK kararı aracılığıyla içerik denetimi yapıyorsunuz. Çifte cezalandırmaya uygun hâle getirilmiş… Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) içerik engelleme yetkisine zaten sahip. Onun dışında şimdi de RTÜK’ün 6112 sayılı Kanunun 8. Maddesi’nde sayılan yayın ilkeleri bakımından içerik denetimine tabi tutulacaksınız. Bu öylesine sübjektif değerlendirmeler içeren bir madde ki; genel ahlak ilkesinin arkasına sığınarak her şeyi yasaklayabiliyorsunuz. Yine son icat edilen bir kavram: ‘Terör örgütlerinin amaçlarına uygun sonuç doğuracak yayın!’ Bunu istediğiniz tarafa çekebilirsiniz” değerlendirmesinde bulunmuş.[6]

 Tamamen sansür amaçlı getirilen bu yeni düzenleme ile birlikte Türkiye’de artık neredeyse kırıntılarıyla yetinmek zorunda kaldığımız ifade özgürlüğünün önüne yeni bir barikat daha konulmuş olacak. Yeni düzenlemeye yönelik ağır ihlaller yaşanacaktır. Hem Anayasada ifade özgürlüğü, haberleşme özgürlüğü ve basın özgürlüğünü düzenleyen maddelere hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki düzenlemelere aykırı olan bu yeniliğin ağır ihlallere yol açacağını şimdiden söylemek mümkün.

[1] Bu veriler kapatma kararının hâlâ devam ettiği medya kuruluşlarına aittir. Hakkında daha önce kapatma kararı verilmiş olup da daha sonra kapatma kararının kaldırıldığı medya kuruluşları belirtilmemiştir.

KAYNAK: İHOP’un (İnsan Hakları Ortak Platformu) 17.04.2018 tarihinde yayınlanan “21 Temmuz 2016-20 Mart 2018 Olağanüstü Hâl Uygulamaları Güncellenmiş Durum Raporu”- www.ihop.org.tr

[2] http://www.dw.com/tr/yaman-akdeniz-t%C3%BCm-ama%C3%A7-bilgi-ak%C4%B1%C5%9F%C4%B1n%C4%B1n-kontrol%C3%BC/a-43094549

[3] http://p24blog.org/yazarlar/2915/rtuk-interneti-kontrol-edebilir-mi

[4] https://bianet.org/bianet/insan-haklari/194434-internet-ve-rtuk

[5] https://bianet.org/bianet/insan-haklari/194434-internet-ve-rtuk

[6] https://www.evrensel.net/haber/348457/rtuk-uyesi-ismet-demirdogen-internete-cifte-sansur-donemi