Boğaziçi Film Festivali komitesi, yönetmen Özcan Alper’i hedef gösterdi

10. Boğaziçi Film Festivali’nde ‘Karanlık Gece’ filmi ile en iyi yönetmen ödülünü kazanan ve ödül töreninde ödülünü tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ithaf eden Özcan Alper, festival komitesi tarafından kınandı ve sosyal medyada hedef gösterildi


Görsel, Yurttaş TV'nin YouTube kanalından alınmıştır

Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği ve 21-28 Ekim 2022 tarihlerinde gerçekleşen 10. Boğaziçi Film Festivali’nin ödül töreni Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirildi. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Karanlık Gece filmi ile en iyi yönetmen ödülünü kazanan Özcan Alper, ödülünü 26 Ekim’de tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ithaf etti. Alper ödül konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Film bir kötülük hikayesi, linç hikayesi. Ama sadece şimdiye bakmaya çalışmadık. Bir yıl önce bir odada oturup [önce] bu coğrafyadaki ama tabii ki dünyadaki kötülük meselesini anlamaya çalıştık. Nasıl oluyor da böyle bir durumda insanlar böyle bir kötülüğün içinde çoğunluk olabiliyor. Ama maalesef bitmiyor bu kötülükler. Biz gençliğimizde o kurumları çok iyi bilirdik çünkü en ufak bir hak mücadelesinde, en ufak bir hak arayışında devlet şiddetine maruz kalıyorduk.

Belki ben en azına maruz kaldım ama özellikle arkadaşlarımdan biliyorum ve o [dönemde] işkenceye uğrayan arkadaşlarımızla, ya da hak hukuk aradığımızda gittiğimiz birkaç kurum vardı. Bunlardan biri, hiçbir siyasi görüş hiçbir şey ayırmadan, Türkiye gibi bir ülkede, Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi bir vakıf vardı, Türkiye İnsan Hakları Derneği vardı. Ve bu kurumlarda aslında hep barış olsun diyen, asla savaş olsun demeyen bir kadın, Şebnem Korur Fincancı, sadece yine barış dediği dediği için maalesef bir linç kampanyasına maruz kaldı. Umarım son olur. Umarım cezaevinden bir an önce çıkar. Bu ödülü ona ithaf ediyorum.”

BOĞAZİÇİ FİLM FESTİVALİ: “ÖDÜL TÖRENİMİZDE ÖDÜL KAZANANLARIN POLİTİK GÖNDERMELERİNİ VE SLOGANLARINI KINIYORUZ”

Özcan Alper’in ödül konuşması sonrasında 10. Boğaziçi Film Festivali komitesi festivalin Twitter hesabından bir açıklama paylaştı ve Alper’in ödül ithafını ve konuşmasını kınadı. Açıklamanın bir kısmı şu şekilde:

“10. Boğaziçi Film Festivali Kapanış Gecesi ve Ödül Töreni’nde yaşanan istenmeyen olayların ve onaylanması mümkün olmayan siyasi söylemlerin meydana getirdiği etki bir yıllık uzun bir çalışma sonucunda ortaya koyduğumuz programın, filmlerin ve ödüllerin konuşulup tartışılamamasına sebep olmuştur.

Her zaman sanatçıları ve filmleri önceleyen bir  festival olarak, ödül törenimizde ödül kazananların politik göndermeleri ve sloganlarını kınıyor, kültür ve sanat hayatımızın sağlıklı bir zeminde yükselmesi temennisinde bulunuyoruz.”

Festival komitesinin açıklaması sonrası Özcan Alper’in sosyal medyada hedef gösterilmesi üzerine aralarında yönetmenlerin, sinema kurumlarının ve film eleştirmenlerinin de bulunduğu pek çok sosyal medya kullanıcısı Alper’e destek mesajları paylaştı. Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jürisi üyelerinden Irmak Zileli komitenin açıklamasını “Bir kurumun nefret söylemi içermeyen bir ödül konuşmasını kınaması, ifade özgürlüğünü engelleyen bir ortam yaratılmasına katkıda bulunur. Sanatsal etkinlikler yapan bir kurumun düşünce özgürlüğüne ipotek koyması kendileri açısından büyük bir talihsizliktir” sözleriyle eleştirdi. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), festivalde ileriki yıllarda jüri görevlendirmeyeceklerini duyurdu. Kadıköy Sineması’nın Twitter hesabından ise, sonraki yıllarda festivale ev sahipliği yapmayacaklarına dair bir açıklama paylaşıldı.

FESTİVAL EKİBİNDEN İSTİFA HABERLERİ GELDİ

1 Kasım itibarıyla da Boğaziçi Film Festivali’nin koordinatörü Berfin Demirat, artistik direktörü Emrah Kılıç ve ulusal film programcısı Ebubekir Elkatmış görevlerinden istifa ettiklerini açıkladı.

Festival koordinatörü Berfin Demirat, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

“2021 senesinde proje bazlı koordinatör olarak çalışmaya başladığım ve Eylül ayı itibariyle tam zamanlı koordinatör olarak çalıştığım Boğaziçi Film Festivali’yle ilişiğimi kestiğimi bildirmek isterim.

Sanatın, sanatçının ve ifade özgürlüğünün her zaman arkasında olan bir insan olarak festival tarafından yapılan açıklamanın herhangi bir yerinde kendimi konumlandırmam mümkün değil. Yıllardır severek yaptığım mesleğimin bu şekilde lekelenmesi beni derinden üzdü. Bu şartlar altında işimi sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yürütmenin imkanı kalmamıştır.

Festival tarafından çalışanlarına haber verilmeden yapılan bu açıklamadan dolayı zarar görmüş herkesten kendi adıma özür diliyorum. Festivalciliğin özgür ve demokratik bir biçimde yapılabileceği yarınların geleceğine dair inancımı korumaya çalışıyorum.”

Festivalin artistik direktörü Emrah Kılıç da, “Yıllarca emek verdiğim, gelişmesi için ekip arkadaşlarımla çok çalıştığımız Boğaziçi Film Festivali’ndeki görevimden kendi isteğimle ayrılıyorum. Festivalde yaşanan son olayların sorumluluğunu üstleniyor ve bu olayların ortaya çıkardığı atmosferde görevimi daha fazla sürdüremeyeceğimi düşünüyorum. Bana bu yolculukta destek olan herkese çok teşekkür ediyorum” yazdı.

Festivalin ulusal film programcısı Ebubekir Elkatmış ise şu paylaşımı yaptı:

“Boğaziçi Film Festivali’ndeki tüm görev ve sorumluluklarımdan istifa ettiğimi yan yana olduğum sinemacı dostlarıma haber vermek isterim.

2013 yılında başladığım ve on yıllık kariyerimi üzerine inşa ettiğim, gelişmesi ve büyümesi için elimden gelen çabayı gösterdiğim festivalin, geçtiğimiz gün fikrim sorulmadan yayınladığı paylaşım metni benim görüşlerimi yansıtmamaktadır.

Beraber çok güzel işlere imza attığımıza inandığım, sektörün her bileşeni ile ayrı ayrı iletişim kurup her yıl daha da fazlası için tutkuyla çalıştığım festivalin, paylaşılan herhangi bir düşünceyi destekleyip desteklemediğini beyan etmesini kabul etmediğimi, bu tutumu ifade özgürlüğüne karşı endişe verici bulduğumu söylemek istiyorum.

Açıklamanın ardından sağlıklı bir program ve yarışma organizasyonunu yürütemeyeceğimi düşünüyor, yaşanan tüm bu olayların neticesinde Boğaziçi Film Festivali’ndeki görev ve sorumluluklarımdan ayrılıyorum.”