SİYAD’dan festivallere ve belediyelere çağrı

SİYAD son yerel seçimle beraber yönetimleri değişen belediyelerin düzenlediği film festivallerine yönelik bir çağrı yayınladı


Sinema Yazarları Derneği, son yerel seçimle beraber yönetimleri değişen belediyelerin düzenlediği film festivallerine yönelik bir çağrı yayımladı.

2014 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek belgeselinin sansürlenmesine karşı çıkan birçok kişinin baskılara, yıpratma ve karalama faaliyetlerine ve hakaretlere maruz bırakıldığının belirtildiği açıklamada sansür mekanizmasına meşru bir zemin sağlandığı vurgulandı.

Çağrıda ayrıca, bu yılki yerel seçimlerin ardından belediye yönetiminin değişmesiyle Antalya’ya ulusal yarışma, belgesel ve kısa film yarışmalarının geri geleceğinin açıklandığı ve birçok belediyenin de kültür sanat politikalarını gözden geçireceklerine dair taahhütler yer aldığı belirtildi. Açıklamada, “Memnuniyetle karşıladığımız bu gelişmelere karşın hem festivallerin hem de el değiştiren belediyelerin geçmişin hatalarıyla hakiki bir biçimde yüzleşmediklerini gözlemliyor ve Sinema Yazarları Derneği olarak taleplerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz,” denildi.

SİYAD’ın çağrısında yer alan maddeler şunlar:

Dijital mecraların bile sansürlenmeye teşebbüs edildiği bir dönemeçte, Altın Portakal’ın 2014’te yaşanan sansür vakasıyla yüzleşmeden, geçmişin üzerini örterek yeni bir sayfa açması mümkün değildir. 2014 yılında festival yönetiminde yer alıp sansür vakasında doğrudan sorumlu olan veya o dönemde festival danışmanlık vb. kadrolarında yer alıp sansüre uğrayan belgeselle dayanışma göstermemiş kişilerin kamu önünde özeleştiri vermeden festivallerde görev almaları kabul edilemez. 

Bu yılki Altın Portakal Film Festivali’nde, sansürlenmiş Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’in ve 2014 yılında dayanışma adına festivalden çekilmiş tüm filmlerin gösterimi yapılmalıdır.

Festivaller birincil misyonunu hatırlamalı, ticari gösterim ağları ya da sansür nedeniyle gösterilemeyen filmlerin izleyicilerle buluşabilmesinde ısrarcı olmalıdır.

Yönetmenlerin yargılandığı, filmlerin sansürlendiği, her mecranın büyük bir baskı altına alındığı bir dönemde festivaller sansür meselesinin tartışılabileceği alanlar açmalıdır.

Son yirmi yıldır süregiden, kültür sanat alanlarını çoraklaştıran politikalar, alternatif basın kuruluşlarının kapatılmasına, kültür sanat alanında çalışan birçok arkadaşımızın işsiz kalmasına neden olmuşken, festival ekipleri ve belediyelerin kültür sanat daireleri ezberci reflekslerle oluşturulmamalı, baskıcı politikalar nedeniyle işinden olmuş liyakatli meslektaşlarımızın istihdamına önem verilmelidir. 

Adana Altın Koza Film Festivali ve !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, sinema sektöründe cinsiyet eşitliğini hedefleyen uluslararası #5050×2020 (2020 yılına kadar %50 eşitlik) taahhüdünü kabul ettiler. Türkiye’de Filmmor Kadın Kooperatifi’nin öncülüğünü üstlendiği kampanyaya diğer festivaller ve belediyeler de katılmalı, ekiplerinde ve programlarındaki filmlerde cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmalar yapmalıdır.