‘FETÖ’nün Solcuları’ kitabına tepkileri sorduk: Toplumun gözünde bir imge yaratmak istiyorlar

Hikmet Çiçek’in Kırmızı Kedi’den yayınlanan ‘FETÖ’nün Solcuları’ isimli kitabında adı geçen 48 kişi ortak açıklama yaparak, kitaptaki iddialara tepki gösterdi. Susma Platformu, açıklamada imzası olanlardan Necmiye Alpay, Murat Çelikkan, Tuğrul Eryılmaz ve bireysel tepkisini açıklayan Macit Koper’le konuştu


Ekim 2020’de Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan gazeteci Hikmet Çiçek’in “FETÖ’nün Solcuları” adlı kitabında isimleri geçen akademisyen, gazeteci, avukat ve hak savunucusu kişilerin de bulunduğu 48 kişi hedef gösterildi.

Kitabın “İşte Abant Müdavimleri” başlıklı bölümünde “Abant toplantılarının çeşitli yıllardaki katılımcılarının listesi alfabetik olarak şöyleydi” denilerek ismi geçen kişiler ortak bir basın açıklaması yaparak “Bu başlıklı bir kitapta isimlerimizin yer alması tümüyle yalan olmak bir yana, hedef gösterme ve ihbar niteliğindedir” dediler.

Kitabın Kırmızı Kedi’nin internet sitesinde yer alan tanıtımında “Abant Platformu’nun toplantılarında verilen dolar dolu zarflarla başlayan ilişkiler, Gülen’in gazetelerinde köşelere, TV’lerinde programlara ve elbette oldukça yüklü maaşlara dönüştü” ifadesi yer alıyor.

Kitapta ismi geçen aydınlardan Murat Çelikkan, Tuğrul Eryılmaz ve Necmiye Alpay konunun ayrıntılarını Susma Platformu’na değerlendirdi.

Gazeteci Tuğrul Eryılmaz, Abant’a hayatı boyunca hiç gitmediğini, Hikmet Çiçek’le de hiç tanışmadığını belirterek söz konusu kitabın ciddiye alınmaması gerektiğinin altını çizdi. Eryılmaz’a göre, birbiriyle alakasız birçok kişinin isminin alt alta yazılması kısaca değerlendirilecek olursa “soytarılık.” Tuğrul Eryılmaz ayrıca kitapta 48 kişiden fazla ismin sıralandığını da vurguladı.

“O DÖNEM DEVLET ŞİDDETİNE KARŞI GELENLERİN İSİMLERİ SIRALANMIŞ”

İnsan hakları savunucusu ve gazeteci Murat Çelikkan ise aslında kitapta ilgili bölüm okunduğunda isimlerin nasıl seçilmiş olabileceğine ilişkin fikir edinilebileceğini söyledi. Ergenekon soruşturması sırasında Kürt illerindeki operasyonların derinleştirildiğini dile getiren Çelikkan, o dönemde devlet şiddetine karşı bir araya gelenlerin isimlerinin kitapta geçtiğinin altını çizdi. Çelikkan da Eryılmaz gibi Hikmet Çiçek’i tanımadığını ve kendisiyle kişisel bir husumetinin bulunmadığını belirtti. Murat Çelikkan, isimlerin adeta o dönemin karanlık güçlerince hedef gösterilmek için sıralandığını söyleyerek yayınevinden şimdilik bir tekzip istendiğini ve ilerleyen günlerde kitaba karşı hukuki bir girişimde de bulunabileceğini ifade etti.

“FETÖ’nün Solcuları”nın yazarı Hikmet Çiçek kitabın yayımlanmasının ardından Odatv’ye verdiği bir röportajda “2008 yılında 300 aydının imzasıyla yayımlanan bir bildiride Ergenekon davasının karartılmaması, aksine derinleştirilmesi istendi. FETÖ ve Neo Solcuları ilk kez bu kampanya buluşturdu. Sonra devamı gelecektir. 68’i profesör 100 akademisyen, 14 baro başkanı, hukukçular, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, insan hakları kuruluşlarının eski ve yeni başkanları, sanatçı, yazar, medya mensubu 300 ‘aydın’ 12 Ağustos 2008 günü bir bildiri yayımladılar” diyerek kitabında bir araya getirdiği isimlerle ilgili görüşlerini anlatıyor ve ekliyor: “1998-2002 yıllarını kapsayan dört yıl boyunca Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Temsilcisi sıfatıyla Ankara’da görev yapan Karen Fogg’un çevresine dizilen isimlerle, ‘Dönekler’de ve ‘FETÖ’nün ‘Solcuları’nda geçen isimler hep aynıdır.”

TOPLUMUN GÖZÜNDE BİR İMGE YARATMAK İSTİYORLAR

Susma Platformu, Çiçek’in röportajda söylediklerini değerlendirmek için kitapta ismine yer verilen dilbilimci Necmiye Alpay’a da ulaştı. Alpay, 2010 Anayasa referandumuna giden süreçte “Yetmez Ama Evetçiler,” “Boykotçular” ve “Hayırcılar” arasında yaşananları hatırlatarak, kendisinin de içinde bulunduğu boykot grubunun “yetmez ama evetçilere” karşı yürütülen ve hatta fiziksel boyutlara varan şiddete karşı olduklarını hatırlattı. Alpay’a göre o dönemde basına yansıyan ve bu olayı kınayan kişilerin isimleri kitapta sıralanmış. Alpay sözlerine şöyle devam etti: “Toplumun gözünde bir imge yaratmak için çaba harcayan kişiler yapar genellik böyle bir girişimi.”

Necmiye Alpay ayrıca hukuki süreçle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Özür çağrısı var yayınevine, haklarımız saklı olmak kaydıyla notu düşüldü açıklamaya. Kamu önünde özür dilenmezse ve kitaptan bu sahte listeler çıkarılmazsa o zaman tabi haklarımız var olduğu kadarıyla hukuk önünde de dava konusu yapılacaktır.”

Necmiye Alpay konuyla ilgili “FETÖ” ve “Sol” kelimelerinin bile bir arada bulunmasının çok çirkin olduğunu belirtti.

YAYINEVİ’NDEN HENÜZ BİR AÇIKLAMA YOK

Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından şu ana kadar konuyla ilgili yapılmış bir açıklama bulunmuyor. Yayınevi henüz okuyucularıyla bir tekzip de paylaşmış değil. Hikmet Çiçek, kitap hakkında söylenenlere cevaben Odatv’de yayımlanan 15 Ekim 2020 tarihli “‘Ben Abant’a hiç gitmedim’ diyenlere cevabımdır” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı: ““Abant müdavimliği” yalnızca Abant’a gidenleri değil, Abant Platformu başta olmak üzere Fethullahçı çetenin vakıf, dernek, platform etkinliklerine katılanları, Fethullahçı çetenin öncülük ettiği imza kampanyalarını destekleyenleri simgeliyor.”

KAFASINA UYMAYAN HER TÜRLÜ ŞEYE FETÖ’CÜ DEMEYİ İLKE EDİNMİŞ

Necmiye Alpay ile konuşmamız sırasında 48 kişinin ortak açıklama için bir araya gelebildiği ama kitaba itiraz edenlerin 48 kişiyle sınırlı olmadığını öğrenmiştik. Bunlardan biri de oyuncu Macit Koper’di. Koper, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda kendisinin de ortak açıklamaya 49. olarak eklenebileceğini belirtti.

Koper’e de konuyla ilgili ne düşündüğünü ve Hikmet Çiçek’i tanıyıp tanımadığını sorduk. Koper, “Hikmet Çiçek, iktidarın siyaset yapma biçimini benimsemiş besbelli. Kafasına uymayan her türlü şeye FETÖ’cü ya da terörist demeyi ilke edinmiş. Sol görüşlü ama kendi kampında olmayanları da FETÖ’nün solcuları olarak yaftalamış. İftira attığını, iktidarın bu sevdasına çanak tuttuğunu bile bile, utanmadan. Kendisini tanımıyordum, şimdi çok iyi tanıyorum” şeklinde tepkisini dile getirdi.