Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bazı basın ve yayın organlarında, kesinleşmemiş Sayıştay raporlarına dayandırılarak yapılan, RTÜK Başkanı ile üyelerinin yurt dışı görevlendirmelerinde aldığı yolluklara ilişkin haberlerle ilgili geçen hafta bir yazılı açıklama yaptı. “RTÜK ne kanun tanıdı ne AYM kararı: 450 bin liralık fazla ödeme” başlıklı haberin, vatandaşları yanıltmaya yönelik gerçek dışı iftiralar olduğunun iddia edildiği açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bir süredir maksatlı olarak Üst Kurul’umuza karşı yürütülen bir kampanyanın parçası olarak değerlendirdiğimiz bahse konu haberler, RTÜK’ün tüzel kişiliğini, RTÜK Başkanı ve üyelerini yıpratmaya ve itibarsızlaştırmaya yöneliktir.”
RTÜK’ÜN AÇIKLAMASI SANSÜRE YOL AÇABİLİR Mİ?
TELE1 sunucusu Sedef Kabas, RTÜK’ün Sayıştay belgelerini adeta yasakladığını belirtti. RTÜK ise geçen haftaki açıklamasında konu edilen olayın yanlış anlaşıldığını dile getirdi. Koronavirüs salgını nedeniyle alınan karar gereği yaklaşık 1 yıldır yurt dışı görevlerinin durdurulduğu, vazifelerin uzaktan erişim yöntemiyle yürütüldüğünün vurgulandığı açıklamada, “RTÜK Başkanı ve üyelerinin yurt dışı görevlendirmeleri seyahat amaçlı değil, üstlendiği görevlerin gereğidir. RTÜK, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil etmektedir. Söz konusu haberlerde Üst Kurul üyelerimizin yurt dışı görevleriyle alakalı gerçeği yansıtmayan bilgiler yer almaktadır” ifadeleri kullanıldı.
RTÜK’ün açıklamasının ardından Yeni Çağ’da yer alan bir haberde Sayıştay’ın raporunda RTÜK’ün doğrudan temin yoluyla mal ve hizmet alım limitini 2 kat aştığı iddia edildi. Serkan Talan’ın özel haberinde kurulun, Sayıştay’ın 2019 yılı denetim raporunda Kamu İhale Kanunu’na aykırı olarak doğrudan mal ve hizmet alımında yüzde 10’luk limiti aştığını ortaya çıkarıldı.
Sayıştay’ın yetki ve görevleri Anayasa’nın 160. maddesinde sayılmış. Buna göre Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin gelir, gider ve mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) adına denetleyip yıllık denetim raporları hazırlıyor. Bir yargı organı gibi çalışan, direkt bir yolsuzluk veya usulsüzlük tespit edip dile getirmektense denetim yaptığı kamu kurumlarına bu durumları iletiyor ve bazı sorular soruyor. Sayıştay’ın her yıl internet sitesi üzerinden de yayınladığı raporlar hakkında birçok gazeteci haber yapıyor.
RTÜK ÜYESİ: SAYIŞTAY’IN RAPORLARI YAYINLANDIĞI ANDAN İTİBAREN HABERDİR
Odatv’den Nurzen Ataman, RTÜK’ün açıklamasıyla ilgili sorularını kurulun CHP’den üyesi Okan Konuralp’e yöneltti. Konuralp verdiği cevapta TBMM adına denetim yapan Sayıştay’ın raporlarının, yayınlandığı an itibariyle haber niteliğinde olduğunun altını çizdi. Okan Konuralp sözlerine “Aksi düşünülemez bunun. Ki eğer, devlet kurumlarının yıpratılması gibi bir durum olduğunu düşünüyorsanız, bunu Sayıştay’a söyleyeceksiniz ki Sayıştay’ın denetim raporları son derece önemli çalışmalar. Sayıştay denetiminin formu Cumhuriyet öncesine ve hatta Osmanlı öncesi Selçuklulara kadar uzanıyor. Böyle bir denetim devlet geleneğimizin temellerinden birini oluşturuyor. Önemi gerekliliği yokluğunun yarattığı bozulma anlaşılmalı ve Sayıştay’ın daraltılmış denetim yetki ve alanı genişletilmeli” diye devam etti.
RTÜK: HİÇBİR DERNEĞE, VAKFA YA DA STK’YA BAĞIŞTA BULUNULMADI
Gazeteci Çiğdem Toker, Sözcü’deki 12 Ekim 2020 tarihli yazısında ise İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın cevaplaması talebiyle TBMM’ye verdiği soru önergesini gündeme taşıdı. Öztürk’ün verdiği önergede “‘Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler’ kapsamında yapılan yedi yüz bin TL’lik bağış ve/veya yardımlar; hangi kuruluş ya da kuruluşlara yapılmıştır?” sorusunun cevabı istenmişti. RTÜK’ten konuyla ilgili açıklama geldi.
Kurul açıklamasında “Kamu giderleriyle ilgilenen herkesin bildiği üzere, devlet memurlarının yemek ödemeleri, eskiden beri bu bütçe kodunda gösterilerek muhasebeleştirilmektedir. RTÜK tarafından hiçbir derneğe, vakfa ya da STK’ya herhangi bir bağışta bulunulmamıştır” denildi.