Sanatçı Fahrettin Örenli, Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde 8-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen “Tek Yön” başlıklı sergide yer alan eserinin belediye çalışanları tarafından sansürlendiğini açıkladı. Örenli’nin bir açıklamayla kamuoyuna duyurduğu sansür ifşasında, “The Organic Cities [made up of ‘US’] isimli yerleştirmesine eşlik edecek kitabı “Conspiracy Wall-> ANARTIST”in sergiye izinsiz eklendiği gerekçesiyle sergi açılmadan kaldırıldığı, sergi açıldıktan sonra da aynı enstalasyonun bir parçası olan “The Organic [made up of’US’] 2020.B07-P04, SEOUL” adlı işinin bir izleyicinin “müstehcenlik” şikayeti üzerine “hassasiyetler” sebebiyle kendisine haber verilmeden kaldırıldığı bilgileri yer aldı.
Örenli’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde açılan “Tek Yön” sergisinde yer alan eserim Belediye çalışanları tarafından sansürlendi. Mehmet Kahraman’ın küratörlüğünü yaptığı sergi için başta bir ay olarak belirlenen süre kısaltılmış ve serginin, 8-22 Ekim tarihlerinde açık olacağı duyurulmuştu.
Sergide yer alacak “The Organic Cities [made up of ‘US’]” isimli enstalasyonuma eşlik etmesi öngörülen sanatçı kitabım “Conspiracy Wall->ANARTIST” sergiye izinsiz ilave edildiği gerekçesiyle sergi açılmadan kaldırıldı.
Sergideki eserim çerçevelenmiş çizimler ve duvara harf kesim olarak uygulanan şiirlerden oluşuyordu. 12 Ekim 2024 günü tarafıma ulaşan bir fotoğrafta enstalasyondaki bir parçanın (“The Organic [made up of’US’] 2020.B07-P04, SEOUL) yerinde olmadığını gördüm. Durumu haber verdiğim küratör İstiklal Sanat Galerisi yöneticisine esere ne olduğunu sorduğunda tatmin edici bir cevap alamadı. Eserin birine gösterilmek üzere alındığı ve bu kişinin aynı zamanda galerici olduğu, daha sonra eserin tekrar yerine konacağı söylendi. Bir hafta boyunca eserin neden kaldırıldığı ve nerede olduğuna dair sağlıklı bilgi alamadık ve küratörle birlikte bir tutanak hazırlamaya karar verdik.
16 Ekim günü tutulan tutanağı Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi müdürü Nükhet Aydeniz imzalamadı, üstlerine bilgi verdi ve küratörle görüştürdü.
17 Ekim günü eser halen yerine konmadığı için Baran Aslan Curoğlu’nun Gümüşsuyu’nda bulunan galerisi Brieflyart’a gittim, niyetim tutanağı işleme koydurmadan eseri almak ve sorunu konuşarak çözmekti. Aynı gün küratörle de görüştüm.
Sonrasında belediye ofisine gitmeyi tercih etmediğim için Urban Cafe’de Baran Arslan Curoğlu, Beşiktaş Belediyesi ile çalıştığını söyleyen Murat Demirkol ve küratör Mehmet Kahraman ile bir görüşme gerçekleştirdim. Bu esnada eseri tekrar yerine astılar. Bu görüşmede sergiyi gezen bir izleyicinin “müstehcenlik” şikayeti üzerine o deseni kaldırdıklarını, bu tür “hassasiyetlere” duyarsız kalamadıklarını, galerinin İstiklal Caddesi’nde olmasından kaynaklı zorluklar yaşadıklarını ifade ettiler. Belediye ile çalıştıkları ifade edilen bu kişiler konunun uzatılmamasını rica edip kendilerinin zor bir ortamda çalıştıklarını ısrarla vurgulayarak o anda özür dilemediler. Baran Arslan Curoğlu daha sonra telefonda özür diledi.
Ertesi gün, yani 18 Ekim’de eserimi sergiden kaldırdım, sergi de aynı gün kapandı.
Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nin uyguladığı sansür kabul edilemez. Sanatsal ifade özgürlüğünün iktidar ve ona yakın kurumlar tarafından her geçen gün daha da kısıtlandığı bir ortamda, CHP belediyelerinden beklentimiz bu bakıcılığı tekrar etmesi ve “hassasiyetler” bahanesiyle sansür uygulaması değildir.
Bu türde bir “hassasiyet” kendilerine ifade edildiğinde ifade özgürlüğünü savunmak yerine apar topar eseri sergiden kaldırmak, sanatçıyı hiçbir şekilde bilgilendirmemek, sanatçı kendisi fark ettiğinde doğru olmayan açıklamalarla onu oyalamak, meselenin üstünü kapatmaya çalışmak, sorumluluk kabul etmemek, CHP belediyelerinin sanat alanına bakışına dair ciddi sorular doğurmaktadır.
Belediyelerde çalışan veya belediyelere danışmanlık yapan ve bu sansür ve özensizliğin aktörleri olan isimler, Anayasa ve yasalarla korunan sanatsal ifade özgürlüğünü kısıtlama hakkını nereden bulmaktadır?
Bu açıklamayı, Beyoğlu Belediyesi ile çalışacak sanatçı ve küratör arkadaşlarımı uyarmak ve Belediye’nin bundan sonraki çalışmalarında sanatsal ifade özgürlüğünü ihlal etmeme yönünde bir dikkat göstermesi umuduyla yapma gereği duydum.”