DETİS: ‘Genel Müdürlüğün hiçbir yetkisi kalmadı’

DETİS, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün atama, tayin ve görev değişikliği yetkilerinin kalmadığı için işlevsizleştiğine dair bir açıklama yaptı


Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği (DETİS), geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün tüm yetkilerinin elinden alındığını, Kültür Bakanlığı’nın kararı sonrasında, atama, tayin, görev değişikliği, görevlendirme konularında hiçbir söz hakkı ve karar yetkisinin kalmadığını belirten bir açıklama yaptı.

Dernek, geçen hafta Kültür Bakanlığı’ndan Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne gelen bir yazı uyarınca müdürlüğün tüm tüzel kişiliğe haiz yetkilerinin elinden alındığını belirtti. Açıklamanın devamında “DT’nin en üst yetkili makamı bakanlık tarafından tabelada bir isim haline getirilmiştir” ifadesi yer aldı. 

DETİS, ayrıca bir süre önce DT’nin kilit kadrolarına (Personel Daire Başkanı, İdari Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı ve Hukuk Müşavirliği) bakanlık tarafından ‘dışarıdan atamalar’ yapıldığının da altını çizdi. 

T24’te de yer alan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“YIKIM ÇALIŞMALARI BİTTİ”

“30 Ocak 2014 tarihinde Bilgi Üniversitesi’nde uğursuz tohumları atılan ve o tarihten bu yana uygulanmasına çalışılan TÜSAK (Türkiye Sanat Kurulu) bu yolla DT’na fiilen ve resmen gelmiş bulunmaktadır. Yapılan yetkisizleştirme ve etkisizleştirme hamlesi ile DT ve DOB Genel Müdürlükleri fiilen ortadan kaldırılmıştır. Böylelikle ülkenin en önemli ve gerekli iki en büyük sanat kurumunun yıkım çalışmaları bitmiş, enkaz altında kalan değerleri de hızla yağmalanmaktadır. Bu kabul edilemez bir uygulamadır.”

“SANAT ÖZGÜRDÜR”

DETİS, yaptığı açıklamada ayrıca DT’nin pandemi döneminde de perdelerini kapatmadığını, tüm idari, teknik ve sanatçı personelin canları pahasına görevlerinin başında bulunduğunu ve ülkenin dört bir yanını sanatla buluşturmaya devam ettiğini ifade etti. Derneğin açıklaması şu sözlerle son buldu: “Sanat özgürdür, kurumları özerktir. Siyasi iradenin en temel görevi bu özgürlüğü ve özerkliği korumak ve sürdürmektir. İvedilikle bu yanlıştan dönülmesini ümit ediyoruz.”