Dersim ile ilgili akademik makalede ‘Kürt’ kelimesi Osmanlıca’dan ‘adi’ olarak çevrildi

Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik ve Doç. Dr. Sevim Erdem’in birlikte yazdığı “II. Abdülhamid Döneminde Dersim Sancağındaki İdari Yapı ve Ulaşım Ağı” başlıklı makaledeki bir alıntıda, ‘Kürt’ kelimesinin ‘adi’ olarak çevrildiği ortaya çıktı


Görsel: houshamadyan.org

Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik ile Bitlis Eren Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sevim Erdem’in birlikte yazdığı ve Gazi Akademik Bakış Dergisi‘nde 2017’de yayımlanan  “II. Abdülhamid Döneminde Dersim Sancağındaki İdari Yapı ve Ulaşım Ağı” başlıklı akademik makaledeki bir alıntıda; “Kürt” kelimesinin “adi” olarak çevrildiği ortaya çıktı.

Makalenin 228. sayfasında Hicri 1310 Miladi 1892 tarihli Mamuretülaziz Salnamesi’ne atıf yapan yazarlar orijinal metindeki cümleleri şu şekilde çevirdi: “…Dersim Mutasarrıflığının makarr-ı merkezi vilayete (Harput) 12 saat mesafede kâ’în Hozat kasabası olup ‘adî bir karye iken Dersim’ce Mebde-î Islahât olan 1264 (1847-1848) senesinde ‘asâkir-i şahânenin vürûduyla bir kışla te’sîs ve o sırada Dersim Sancağı nâmıyla mutasarrıflık teşkil…”

Söz konusu orijinal metnin doğru çevirisi ise şu şekilde: “Dersim Mutasarrıflığı’nın makarr-ı merkez vilayete on iki saat mesâfede kâ’în Hozat kasabası olup zaten yirmi otuz hâneli bir Kürd köyü iken Dersimce mebde-yi ıslâhat olan bin iki yüz altmış dört senesinde asâkir-i şâhânenin vürûduyla bir kışla te’sîs ve o sırada Dersim Sancâğı nâmıyla mutasarrıflık teşkîl…”

Konu ile ilgili Gazete Duvar‘a bir açıklama gönderen Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik, sözü geçen makalede kaynak olarak kullanılan salnamelerin farklı baskıları olduğunu söyledi. Bazı baskılarda “Kürd” kelimesinin, bazı baskılarda “küçük bir köy” anlamında “adi” kelimesinin kullanıldığını belirten Yılmazçelik, çalışmalarında Hozat’ın küçük bir köy olduğunu vurgulayan ifadenin tercih edildiğini ifade etti. Yılmazçelik’in açıklamasının tamamını bu linkten okumak mümkün.

DR. ÖĞRETİM ÜYESİ YALÇIN ÇAKMAK: REFERANS VERiLEN SALNAMELERDE ‘ADİ’ KELİMESİ YOK

Vakaya dair bilgisine danıştığımız Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Yalçın Çakmak platformumuza şu açıklamayı yaptı: “[Metnin] orijinaline de baktım. Metni tahrif etmeleri bir yana atıf yaptıkları yerin sayfa numarasını bile yanlış yazmışlar. Zira orijinal metinde sayfa 84’te olan yeri onlar makalelerinde sayfa 242 olarak göstermiş. Ama ne yazık ki bırakın bu yerin gösterdikleri yerde geçmesi, salname bu kadar sayfa değil.”

Dr. Çakmak ayrıca, Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik’in Gazete Duvar ile paylaştığı açıklamayı platformumuza şu şekilde yorumladı: “Yıllık dediğimiz Salnameler hangi yıl hazırlanıyorsa ve genelde o yıl idari kadro ya da il sınırlarında bir değişiklik olmuşsa ona göre farklı düzenlenmiştir. Ama mesela bunun olmadığı durumlarda genelde önceki yılların salnamelerinden istifade edilmiştir yani çoğu defa kopyala-yapıştır usulü dediğimiz tekrarlara başvurulmuştur. Bu yazarlar makalelerinde 1892 yılı ve hatta 1894 salnamesine de referans vermişler ve ikisinde de ‘adi’ kelimesi yok. [Yapılan açıklamada verilen] 1907 tarihli salname. Ama o da manipüle edilip sanki 1892 salnamesiymiş gibi sunulmuş ki bu büyük bir hata olmuş.”

ANKARA DERSİMLİLER DERNEĞİ: “KENDİ UYDURDUKLARI ‘ADİ’ TARİHLE, SAHTEKARLIKLA NEFRET SUÇU İŞLİYORLAR”

Konu ile ilgili olarak Ankara Dersimliler Derneği’nın yayımladığı basın açıklaması şu şekilde:

“Basına ve Kamuoyuna

Sizlerin de basından takip ettiği gibi Fırat Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmazçelik ile Bitlis Eren Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sevim Erdem’in Dersim ile ilgili yazdıkları ortak bir makalede 1892 yılına ait Mamuretülaziz Salnamesi’nden gerçekleştirdiklerini iddia ettikleri doğrudan bir alıntıda belgenin aslına sadık kalmayarak ‘Kürd’ kelimesini ‘adi’ olarak çevirdikleri anlaşılmıştır.

Osmanlıca aslı ‘Dersim Mutasarrıflığı’nın makarr-ı merkez vilayete on iki saat mesâfede kâ’în Hozat kasabası olup zaten yirmi otuz hâneli bir Kürd köyü iken’ ifadesinde geçen ‘otuz hâneli bir Kürd köyü’ ibaresindeki Kürd kelimesi ‘adi’ kelimesi ile değiştirilmiştir. Tüm bunlar da akademinin içine sızmış faşist, gerici zihniyetin en somut örneğidir. Biz bu ırkçı zihniyeti 84 yıl öncesinden tanıyoruz. Kendi uydurdukları ‘adi’ tarihle, sahtekarlıkla nefret suçu işliyorlar.

Nasıl ki geçmişte faşist zihniyetin karşısında durduk, sonuna kadar mücadele ettik, bugün de aynı şekilde duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Yaşanılan bu ‘adice’ olayın peşini bırakmayacağız. İki akademisyen derhal görevden alınmalı ve haklarında gerekli soruşturma süreci başlatılmalıdır.

Halkımıza karşı işlenen bu suç karşısında tüm demokratik kamuoyunu çağrımıza ortak olmaya ve tavır almaya çağırıyoruz.

Ankara Dersimliler Derneği”