Boğaziçi Üniversitesi’nde sergi tutuklamaları: Süreçte neler yaşanıyor?

Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen sergide yer alan bir görsel kamuoyunda tepkiye sebep oldu. Görsel sebebiyle iki öğrenci tutuklandı. Üniversiteden öğrenciler 1 Şubat 2021’de saat 17.00’da kampüste yapılacak tepki gösterme eylemine çağrıda bulundu. Susma Platformu olayla ilgili gelişmeleri derlemeye devam ediyor


Boğaziçi Üniversitesi’nde birkaç öğrenci tarafından yaklaşık bir haftadır düzenlenen sergi, önce sosyal medyada hedef gösterildi. Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hızla soruşturma açtı. Üniversiteden dört öğrenci 29 Ocak günü gözaltına alındı. 30 Ocak’ta öğrencilerden ikisi serbest bırakılırken diğer ikisi de tutuklama istemiyle önce mahkemeye sevk edildi, ardından tutuklandı. Bu arada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise “4 LGBT sapkını gözaltına alındı!” diyerek öğrencilere yönelik nefret söyleminde bulundu.

Boğaziçili öğrencilerin tutuklanmasının ardından 1 Şubat saat 17.00 için yapılan eylem çağrısı saatinde öğrenciler güvenlik güçleri tarafından engellendi. Polis öğrencileri kampüs sınırları içine itmeye çalıştı. Polisin okula girmesinin ardından, öğrenciler rektörlük önüne yürüdü.

GÖZALTINA ALINAN ÖĞRENCİLERİN HEPSİ SERBEST BIRAKILDI

1 Şubatta üniversite kampüsünde gerçekleşen protestolarda 159 öğrenci gözaltına alındı. Polis sorgusu ardından gözaltına alınan öğrencilerden 108i serbest bırakıldı, 51i ise ifadelerinin alınması için adliyeye sevk edildi. 4 Şubatın erken saatlerine kadar adliyede ifadeleri alınan 51 öğrenci için önce ev hapsi istendiği belirtilirken, verdikleri ifadelerin neticesinde öğrencilerin tamamı serbest bırakıldı. Öğrencilerin ifade verdiği sırada adliyede çok sayıda avukat ve milletvekili de hazır bulundu ve süreci canlı yayınlarla sosyal medyadan aktardı.

GÖZALTINDAKİ ÖĞRENCİLER SERBEST BIRAKILDI FAKAT YENİ GÖZALTILAR VAR

İfadeleri alınıp serbest bırakılan öğrencilerin Çağlayan Adliyesinden ayrılmalarından kısa süre sonra, 2 Şubat’ta Kadıköyde yapılan protestolara katılmış 5 öğrencinin evlerine baskın yapıldığı bilgisi alındı. Avukat Dayanışmasının Twitter hesabından 4 Şubat sabahı erken saatlerde yapılan açıklamada, Evi basılan öğrencilere; polisler tarafından 2911 sayılı Kanuna muhalefet ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçlamalarından gözaltı ve arama yapacakları ifade edilmiş. En az 5 öğrencinin alındığı gözaltılar İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü ifadeleri kullanıldı. bianetin haberine göre İstanbul Valiliği evleri basılan 5 öğrencinin; “polis aracına zarar verdiği, güvenlik güçlerine görevlerini yapmalarını engellemek amacıyla saldırılarda bulduğu ve çöp konteynerlerini devirip ateşe verdiği gerekçesiyle gözaltına alındığını” açıkladı. Valilik websitesinden yapılan duyuruda; Cumhuriyet Başsavcılığı talimatları doğrultusunda “(3) şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir” ifadesi kullanıldı.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SÖZCÜSÜ: “HİÇ KİMSEYE DEVLETİMİZİN GÜCÜNÜ SINAMAYI TAVSİYE ETMİYORUZ”

Protestolarla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı’ndan da açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı aylık düzenli basın toplantısında konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

Boğaziçi Üniversitesi ülkemizin en güzide eğitim kurumlarından birisidir. Orada huzursuzluk çıkarmak isteyen terör örgütlerin, marjinal yapıların kışkırtmalarına asla müsaade etmeyiz. Vatandaşlarımız hiç merak etmesin, bu grupların tüm çabalarına karşı teyakkuzdayız, ve bu çabaları boşa çıkarıyoruz, bunu da başarıyoruz. Hiç kimseye devletimizin gücünü sınamayı tavsiye etmiyoruz. Bu sözümüz herkese.

Öte yandan gazeteci Nedim Şener Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Zorlu’ya Boğaziçi protestolarına ve protestocuların terörist olarak nitelendirilmesine ilişkin sorular sorduğunu aktardı. Şener, Bakan Soylu’yla olan diyaloğunu şu sözlerle ifade etti:

Bakan Soylu’ya, Boğaziçi eylemlerine katılanlarla ilgili ‘terörist’ ifadesi kullanmasını da sordum: ‘Orada terörist derken iltisaklı, irtibatlı demek istedim. Şöyle: Bunlar DHKP-C ile iltisaklı, birçok eyleminde alınmış kişiler. Örgütsel ilişkisini ortaya koyduğumuz kişiler, hakkında daha önce mutlaka bir işlem yapılmış kişiler. Bunun içinde DHKP-C var, TKMLP gibi örgütlerin açık alan eylemlerine katılan isimler. Bu örgütlerin etkinliklerine katılan, irtibatları ve iltisakları olan kişileri kastettim.’

KULÜP KAPISININ ANAHTARI DEĞİŞTİRİLDİ

Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri Olcay Akyıldız, Cemre Baytok, Can Candan, Feyzi Erçin, kadın araştırmaları ve LGBTİ+ kulüplerinin ortak olarak kullandığı odanın 29 Ocak gecesi polisler tarafından arandığını ve arama sonrasında Rektör Melih Bulu’nun isteğiyle kilidin değiştirildiğini açıkladı. Olcay Akyıldız, Cemre Baytok, Can Candan, Feyzi Erçin şu bilgilendirmeyi yaptı:

29 Ocak Cuma günü gece yarısı sonrası, bize gösterilmeyen bir savcılık emriyle polisler söz konusu odada arama yapmak istediler. Bu aramaya üniversitenin güvenlik ve bina amiri kısmen dışarıda kısmen içeride eşlik etti, ancak başından sonuna düzenli olarak içeride değildiler. Arama neticesinde bir tutanak tutuldu ama ‘soruşturma gizli’ denerek bize gösterilmiyor, içeriği muğlak, ‘bir hasar vermedik’ tutanağı olduğu söyleniyor.

Arama sonrasında Rektör’ün isteğiyle odanın anahtarının değiştirildiği söyleniyor. Bu anahtarın kulüp temsilcileri ve danışman hocasına verilemeyeceği söylendi. Bunun gerekçesi olarak Melih Bulu’nun isteği hariç bir karar belirtilmiyor. Her ne kadar ‘savcılık soruşturması’ denmişse de güvenlik tarafından, kapı mühürlenmemiş ve okulun sorumluluğundaki bir mekanda böyle bir ihtimal hukuken ciddiye alınamaz.

Özetle, BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüplerinin ortak kullandığı odanın anahtarı değiştirilmiş, yeni anahtar ortada yok ve kulüp kapısı kilitli. Dün gece yarısından sonra ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı, Twitter üzerinden kulübün kapatıldığına dair altında Melih Bulu’nun ismi olan bir yazı paylaştı. Bizlere gelen herhangi bir resmi yazı yok. Bunu kabul edilemez bulduğumuzu tüm Boğaziçi kamuoyuna duyuruyor ve bu konuyu acil gündeme almaya sizleri davet ediyoruz.

‘AŞAĞI BAK’ TARTIŞMASI

Üniversite kampüsü önünde eylem yapan öğrencilere bir polis amirinin “Aşağı bak, terbiyesiz” diye bağırarak müdahale ettiği iddia edildi. Birçok polisin öğrencileri gözaltına almaya başlaması sonrası “#AşağıBakmayacağız” etiketi sosyal medyada en çok gündeme gelen konulardan birisi oldu.

“#AşağıBakmayacağız” etiketiyle kısa sürede yüz binlerce tweet atıldı. Siyasetçilerin duruma tepki gösterdiği açıklamalarında da aynı etiket kullanıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Twitter adresinden paylaşılan iletide ise, videodaki polis amirinin ‘Aşağı bak’ yerine ‘Aşağıdan’ dediği ifade edildi ve memurun sosyal mesafe kuralları gereği göstericilerin dağınık bir şekilde bölgeyi terk etmesi için müdahale ettiği söylendi.

https://twitter.com/EmniyetGM/status/1356490646807339009

Ardından öğrencilerin kampüsten yaptığı canlı yayınların bir kısmını sonlandıran polis, oturma eylemi yapan öğrencilere müdahale etti. Öğrenciler polis tarafından kapılara doğru çıkarılırken sosyal medya platformlarına canlı yayın yapanlar başta olmak üzere bazı öğrenciler gözaltına alındı. Öğrencilerin defalarca barışçıl olduğunu yineledikleri protestolara müdahale 1 Şubat akşam saatlerde de devam etti.

158 KİŞİ TUTUKLANDI

Boğaziçi Üniversitesi Güney Meydanı’nda polisin öğrencilere müdahale etmesiyle ilgili İstanbul Valiliği de bir açıklama yaptı. Açıklamada “Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük binasını ablukaya alan ve aralarında öğretim üyeleri ile LGBT Kulüp üyesi öğrencilerin de bulunduğu bir grup göstericiye, üniversite özel güvenlik görevlileri tarafından eylemin sona erdirilmesi ve dağılmaları yönünde uyarılarda bulunulmuştur. Yapılan uyarılara itibar etmeyen göstericiler İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizin müdahalesiyle dağılmaları sağlanmıştır” ifadelerine yer verildi. 

Ardından yapılan açıklamada da “Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs önünde düzenlenen gösterilerde yapılan tüm uyarılara rağmen eylemi sona erdirmeyen 108, Rektörlüğü ablukaya almak suretiyle bina içinde bulunanların dışarıya çıkmasını engelleyen ve tüm uyarılara rağmen bu eylemlerinden vazgeçmeyen göstericilerden 51 olmak üzere toplam 159 şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla İl Emniyet Müdürlüğünce gözaltına alınmıştır” denildi.

BOĞAZİÇİ LGBTİ+ KULÜBÜ KAPATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan rektör Melih Bulu, Kabe fotoğrafı soruşturması gerekçesiyle üniversite bünyesindeki LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü’nü kapattı.

Bulu’nun imzasıyla ilgili birimlere gönderilen resmi yazıda iki öğrencinin tutuklanıp, ikisinin de ev hapsi kararıyla tahliye edildiği soruşturmaya atıf yapıldı. Yazıda, “Bahsi geçen soruşturmalara konu eylemler ile izinsiz olarak etkinlik düzenlenmesi nedeniyle LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü’nün adaylık statüsünün kaldırılmasına karar verilmiştir” denildi.

VALİLİK: 98 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada, üniversitedeki eylemlerde gözaltına alınan kişilerle ilgili gelişmeler, “Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen gösterilerde dün gözaltına alınan şüphelilerden 98’i, İl Emniyet Müdürlüğünce ifadeleri alındıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla serbest bırakılmıştır. Konuyla ilgili adli soruşturma devam etmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadeleriyle duyuruldu.

Gündüz saatlerinde gözaltına alınan 108 kişiye ek olarak akşam saatlerinde 51 öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencilerin 98’i, ifadelerinin ardından 2 Şubat’ta sabaha karşı serbest bırakıldı.

Boğaziçi kampüsü ve çevresindeki müdahaleler 2 Şubat’ta da Etiler’e kadar devam etti.

AKADEMİSYENLER ‘159’ YAZAN DÖVİZLERLE SIRTINI DÖNDÜ

Akademisyenler, 1 Şubat’ta üniversite kampüsüne yapılan polis baskınında 159 öğrencinin gözaltına alınmasını, ellerinde tuttukları ‘159’ yazılı dövizlerle protesto etti.

Dövizleri rektörlük binası önüne bırakan akademisyenler, “öğrencime dokunma,” “öğrencilerimiz serbest bırakılsın” sloganları attı. Melih Bulu’nun rektör atanmasının ardından akademisyenler, “Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz” ifadeleriyle açıklama yaptı.

SANATÇILARDAN DESTEK

Sinema ve dizi oyuncuları Hazal Kaya, Bülent Emrah Parlak, Rıza Kocaoğlu ile şarkıcı Derya Köroğlu’nun da aralarında olduğu pek çok ünlü isim sosyal medyadan paylaşımlar yaptı ve Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan polis müdahalesine ve gözaltılara tepki gösterdi. 

AVUKATLAR VE HUKUKÇULARDAN AÇIKLAMA

Avukatlardan Boğaziçi Üniversitesi gözaltıları ile ilgili olarak, “Şu anda 58 öğrenci gözaltında, ifade alım sürecinde gecikmeler yaşanıyor” dedi. BBC Türkçe’nin aktardığına göre polis müdahalesi sonucu gözaltına alınan 159 kişinin 51’inin sorgu sürecinin devam ettiği bildirildi.

Clubhouse platformundaki odada yaptıkları değerlendirmede avukatlar, ayrıca dün gözaltına alınıp serbest bırakılan yedi öğrencinin de bugün Terörle Mücadele Ekipleri tarafından yeniden gözaltına alındığını kaydetti.

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ise olay hakkında, “Boğaziçi örneğinde ifade özgürlüğünü aşan bir durum söz konusu değil. Kolajın yere serilmesinden söz ediliyor ama annemin kullandığı seccadenin üzerinde de Kabe resimleri var. Dolayısıyla yere konmuş olmasının bir aşağılama olduğunu söyleyemeyiz” ifadelerinde bulundu.

Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolarda 31 Ocak 2021den itibaren şu süreçler yaşandı:

ÖĞRENCİLERİN RESİM SERGİSİ HEDEF GÖSTERİLDİ

Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından üniversitelerine rektör olarak atanmasına karşı çıkan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin mücadelesi devam ederken, birkaç öğrenci de okul içinde eylemlere destek amaçlı bir resim sergisi düzenledi. Sergide, üzerinde LGBTİ+ bayrağı ve Şahmeran figürü bulunan bir Kabe fotoğrafı da yer aldı.

SORUŞTURMANIN ARDINDAN ÖĞRENCİLER GÖZALTINA ALINDI

Sergi görüntülerinin sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hemen harekete geçti. Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nca, olaya ilişkin resen soruşturma başlatıldı. 29 Ocak’ta soruşturmanın, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan açıldığı belirtildi. 

Soruşturma haberinin ardından aynı günün akşam saatlerinde iki öğrenci üniversitenin Güney Kapısı’nda okuldan çıkarken gözaltına alındı. Gözaltı sayısı daha sonraki saatlerde dörde yükseldi. 

Bu esnada; sırasıyla Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay benzer ifadeler kullanarak gözaltına alınan öğrencileri hedef alan paylaşımlarda bulundu.

GÖZALTINA ALINAN İKİ ÖĞRENCİ TUTUKLANDI  

30 Ocak günü akşam saatlerinde, gözaltına alınan dört kişiden ikisi önce tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi, ardından tutuklanmalarına karar verildi. Diğer iki kişi ise, konutu terk etmeme adli kontrol tedbiri uygulanmasıyla serbest bırakıldı. Daha sonra serbest bırakılanlar hakkında ev hapsi kararı verildi; ev hapsi kararı verilenlerden biri de serbest bırakıldı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, “Şüphelilerin ifadelerinin alınmasının ardından halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve alenen aşağılama suçundan 2 şüphelinin tutuklanması, 2 şüpheliye ise konutunu terketmeme adli kontrolü uygulanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine talepte bulunulmuştur” denildi.

Tutuklamalarla ilgili kamuoyunda birçok akademisyen, sanatçı ve tanınmış kişiden tepkiler yükselirken; bir Twitter hesabı, resim sergisinde söz konusu kolaj görselin altında yer alan açıklamayı paylaştı. Sergideki görselin arkasındaki anlamı anlatan metinde Şahmeran figürünün niçin seçilmiş olduğunun sanatsal bir ifadeyle anlatıldığı görülebiliyor.

YENİ SORUŞTURMA AÇILDI

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada; “Ayrıca LGBTİ+ isimli Çalışma kulübünün odasında arama kararına istinaden yapılan aramada PKK terör örgütüne ait örgütsel doküman ele geçirilmiş olup Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen bir soruşturma daha başlatılmıştır. Her iki soruşturma da titizlikle yürütülmektedir” denildi.

Öğrencilerin müdafiliğini üstlenen avukatlardan Ayşe Özdemir; soruşturma, gözaltı ve tutuklamaya ilişkin süreçte sulh ceza hâkimliğinin savcılığın istemine göre hareket ettiğini vurguladı. Soruşturmanın baştan aşağı usulsüz bir şekilde yürütüldüğünü belirten Özdemir konuyla ilgili; “Öğrencilerin hedef gösterilmesi ve protestoların kriminalize edilme çabasıyla bu soruşturma başlatıldı. Öğrenciler ifadeye kendileri gitmesine rağmen kaçacakları şüphesi tutuklama nedeni yapıldı. Kriminalize etme çabası çok açık. İtirazlarımızı yapacağız” dedi.

ÖĞRENCİLERİN TUTUKLANMASI İÇİN SUÇ VASFI DEĞİŞTİRİLDİ

Emniyet’te, tutuklama gerektirmeyen “dini değerleri aşağılama” iddiasıyla ifadeleri alınan öğrencilere yöneltilen suçlama, savcılık tarafından “kin ve düşmanlığa tahrik” olarak değiştirildi. Hukukçular “Eylem suçlamaya uymuyor” dedi.

Hukukçu Kerem Altıparmak tutuklamayla ilgili “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. Maddesi’ne göre üst sınırı 2 yıldan az olan suçlarda tutuklama veremezsiniz. O suçu ne kadar ağır işlemiş olurlarsa olsunlar 216/3’ten tutuklama verilemezdi. Tutuklanan öğrencilerin eyleminin ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama’ suçuna uyması mümkün değil. ‘Dini değerleri aşağılama’ suçundan tutuklama veremeyecekleri için diğer suçtan tutuklama verdiler. İstanbul Valiliği’nin açıklamasında Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Kulübü’nde ‘LGBTİ bayrağı ele geçirildi’ ifadesi var. LGBTİ bayrağından ne suçu olacak? Ayrıca polisler aramayı ne şekilde yaptı? Polisin arama işlemine kim refakat etti? Arama usulüne uygun yapıldı mı? Bunları henüz bilmiyoruz. Son olarak ben bir hukukçu olarak herhangi bir suç görmüyorum.” dedi.

Cumhuriyet’te yer alan haberde nöbetçi 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nde savunma yapan öğrencilerin yöneltilen suçlamaları reddettiği bilgisi yer alırken, öğrencilerden bazılarının savunmalarına da değinildi. 

“SERGİNİN MANEVİ KISMI GÖZDEN ÇIKARILIYOR”

Savunmasında, “Sergimizin manevi kısmının gözden çıkarıldığını düşünüyorum” diyen öğrenci H.K., “Sergimizin asıl amacı bütünleyici ve kucaklayıcı olmasıdır, biz bu soruşturma nedeniyle çok üzgünüz. Biz eserleri toplamak ve sanatçılara ulaştırmaya çalıştık. Ancak hakkımızda bu şekilde soruşturmalar yapıldı. Bizim amacımız çok farklıydı” ifadelerini kullandı.

S.N.B ise savunmasında serginin kin ve nefreti uyandıracak bir sergi olmadığına dikkat belirterek, “Polisle karşı karşıya gelmemek için açtığımız bir sergidir. Ancak kesinlikle kimseye kin ve nefret uyandıracak bir paylaşımda bulunmadım. Sergimiz bunun aksine insanların kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri ve kucaklayıcı sergidir” dedi.

Gözaltına alınan öğrencilerden S.C.U. savunmasında eserlerin taşınmasına yardımcı olurken sadece eserin önünde bulunduğundan dolayı suçlandığını dile getirerek; “Eserin önünde durmam, asma işlemine katıldığımı göstermez. Eser hakkında görüşlerimi sorarsanız bu bayrağın anlamlarını bile bilmiyorum” dedi.

REKTÖRLÜK DE AYRICA SORUŞMA BAŞLATTI

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü de konuyla ilgili idari soruşturma başlattı. Melih Bulu Twitter üzerinden yaptığı açıklamada söz konusu görselle ilgili idari soruşturma başlatıldığını bildirdi.

“DOĞRULARLA KARŞI ÇIKIYORUZ”

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, düzenlenen serginin hedef gösterilmesine ve 2 öğrencinin tutuklanmasına dair video hazırlayarak Arkadaşlarımıza verilen zarara doğrularla karşı çıkıyoruz dedi. Boğaziçi Direnişi hesabının sosyal medyada paylaştığı videonun açıklamasında, Güncel olaylara dair kamuoyundaki yanlış anlaşılmaları gidermek adına hazırladığımız bu videoda Boğaziçi öğrencileri olarak direnişimize, arkadaşlarımıza verilmeye çalışılan zarara doğrularla karşı çıkıyoruz! denildi.

ÖĞRENCİLERDEN MESAJ: “BİZİM İÇİN ENDİŞELENMEYİN”

Tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, adliyeden 31 Ocak’ta kamuoyuna videolu mesaj gönderdi. Twitter’da “Boğaziçi Hukuk” adlı hesaptan paylaşılan videoda, öğrenciler şu mesajı verdi:

“Tutuklanma kararı çıktı hakkımızda. Şu an sanırım cezaevine nakledileceğiz. Moralimiz çok kötü değil, itirazlar edilecek. Bizim için endişelenmeyin, destekleyin.”

“GÖZALTILARA YÖNELİK KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR”

31 Ocak’ta “Boğaziçi Direnişine Emek Veren ve Dayanışmayı Yüreğinde Hissedenler” imzasıyla yapılan açıklamada da gözaltında olanların serbest bırakılması istendi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Suçlamaların odağında olan sergi; hiçbir gruba, inanca, kimliğe yönelik bir saldırı niteliği ve amacı taşımamaktadır. Direnişimizi bitirmek isteyen iktidar ve medyası konuyu bilinçli olarak saptırmaya çalışmaktadır. Haklı direnişimizin amacının saptırılmasına ve kriminalize edilmesine bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz.

Okulumuzdaki farklı toplulukların ve kimliklerin yapılan saldırılarla hedef gösterilmesi meşru kılınamaz. Sosyal medyada yer alan LGBTİ+fobik söylemlerin hiçbirini kabul etmiyoruz. Öğrencilerin başlattığı haklı direniş, yine öğrenci dayanışmasıyla büyümeye devam edecektir. Arkadaşlarımız açıkça hedef gösterilirken Kayyum Melih Bulu’nun sosyal medyadaki nefret söylemlerine katılarak yaptığı paylaşımlar ve rektörlük tarafından açılan soruşturma gösteriyor ki kayyum atamaları üniversitelerin fikir hürriyetine vurulan en büyük kelepçedir. Okulumuzdaki barışçıl eylemlere, düzenledikleri sergiyle destek veren sanatçı arkadaşlarımız yalnız değildir. Biz Boğaziçili öğrenciler olarak, hiçbir hukuki zemini olmayan bu gözaltıların son bulmasını talep ediyoruz. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Polis, kampüsü ve çevresini bir an önce terk etmelidir. Nefret söylemleri ve hedef göstermelerle öğrencileri ayrıştıran, kampüsü güvensizleştiren kayyum Melih Bulu derhal istifa etmelidir! Rektörlük seçimleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla demokratik bir biçimde yapılmalıdır.”

Ayrıca bu süreçte öğrencilere destek amaçlı çeşitli platformlardan yapılan açıklamalarda da ifade özgürlüğü ve kapsayıcılığının üzerinde duruldu.

ÖĞRENCİLERDEN EYLEM ÇAĞRISI

İstanbul Valiliği’nden yapılan duyuruda; 1 ay boyunca Beşiktaş ve Sarıyer ilçelerinde toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklaması yapılmasının yasaklandığı hatırlatıldı.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, hedef gösterilmelerinin ardından tutuklanan öğrenciler için 1 Şubat Pazartesi saat 17.00’da Güney Kapı’da eylem çağrısında bulundu. Tutuklanan öğrencilerin adliyeden gönderdiği “Moralimiz çok kötü değil, itirazlar edilecek. Bizim için çok endişelenmeyin, destekleyin. Bundan sonrası sizde” mesajına ithafen “Bundan sonrası bizde” denilerek yapılan eylem çağrısının metni şöyle:

“Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri kayyum siyasetine, LGBTİ+fobiye, öğrenci tutuklamalarına, anti-demokratik tüm uygulamalara karşı eylemdeyiz. Üniversite dayanışmalarını, gençlik örgütlerini, kadın örgütlerini, LGBTİ+ örgütlerini ve tüm lubunyaları, siyasi örgütleri, meslek odalarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, hocalarımızı, okulun tüm emekçilerini ve mezunları hep birlikte omu omuza durmaya Pazartesi 17.00’de Güney Kapı’ya çağrıyoruz. Hep birlikte basın açıklaması yapacağız. Arkadaşlarımıza ve özgürlüğe takılan kelepçeyi sökeceğiz.”