Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nin, Cumhurbaşkanı tarafından Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Naci İnci ve yönetimi tarafından kapatıldığı iddia edildi.
1995’te kurulan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi bilim, tarih, edebiyat ve felsefe gibi alanlardaki akademik kitapların yanı sıra Dilbilim Araştırmaları Dergisi, Felsefe Tartışmaları, Mimesis ve Dans Müzik Kültür Folklora Doğru dergilerini de basıyordu.
Yayınevinin yayın kurulu başkanlığını yürüten Prof. Dr. Murat Gülsoy ocak ayında rektör ataması nedeniyle, 17 yıldır sürdürdüğü görevinden istifa etmişti. Fırat Fıstık’ın Gerçek Gündem‘de yayımlanan haberine göre yayınevi yılda 30-40 kitap yayımlayan, 300’e yakın canlı başlığı olan, faal bir yayıneviydi. 10 yılda yayınevinin 500 bin kitabı satılmıştı.
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nin kapatıldığına dair haberlerin çıkmasının ardından Naci İnci Twitter hesabından bir açıklama yaparak bu haberlerin doğru olmadığını, yayınevinin eski dönemlere ait borçları ve yeni kaynak sağlanması ile ilgili sorunları olduğunu, ocak ayında istifa eden yayın kurulu başkanının (Murat Gülsoy) yayınevinin işleyişinin durmasına sebep olduğunu, yayınevi deposunda geçmiş dönemde basılan ve satışı gerçekleşmeyen 60 bin adet kitap olduğunu ve daha verimli bir yayınevi anlayışı ile yayıncılık faaliyetine devam edeceğini belirtti.
MURAT GÜLSOY: “KİTAP, SİPARİŞ GELDİĞİNDE İMAL EDİLEN BİR ÜRÜN DEĞİLDİR”
Murat Gülsoy, bu büyüklükte bir yayınevinin stoklarının olmasının son derece doğal olduğunu ve bu durumun yayıncılığın normal akışına uygun olduğunu şu sözleri ekleyerek ifade etti: “200’den fazla başlıkta kitabı olan bir yayınevinin her birini 1000-2000 civarında bastığı kitaplardan ortalama 300 tanesinin deposunda olması son derece makuldür, hatta başarıdır. Kitap, sipariş geldiğinde imal edilen bir ürün değildir.”
Gülsoy açıklamasında ayrıca Üniversite Yayınevi’nin çalışmalarının öteden beri sübvanse edilen çünkü kamusal yarar için yapılan bir iş olduğunu belirterek, dünyanın birçok üniversite yayınevinin de bu şekilde işlediğini hatırlattı. Ayrıca yayınevindeki çalışması boyunca yayınevi için birçok sponsorluk bularak, bu sponsorluklarla kitaplar yayımladıklarını, kaynak israfına neden olmadıklarını, tam tersine kaynak yarattıklarını belirtti.
Gülsoy ayrıca BÜTEK A.Ş.’nin yayınevinde çalışan son editörün de işine “artık yayıncılık yapmayacağız” gerekçesiyle son vermiş olduğunu öğrendiğini iletti. Pandemi döneminde yayınevinin bir editörü ücretsiz izne çıkarılmıştı.
EROL KÖROĞLU: “YAYINEVİNİN NASIL DEVAM EDECEĞİNE DAİR HİÇBİR İŞARET YOK”
Sputnik Türkiye’ye konu ile ilgili konuşan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erol Köroğlu, yayınevinin mevcut durumunu şu sözlerle anlattı: “Fiili bir kapatmadır. Şu an Boğaziçi Üniversitesi Yayınları sadece deposundaki kitaplardan oluşan bir yayınevi, bir editör yok. Yayınevinin nasıl devam edeceğine dair hiçbir işaret yok. Var olan editörü işten çıkarırken de bunu söylemişler: ‘Bundan sonra yayıncılık yapmayı düşünmüyoruz.’ Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, dünya ve Türkiye ölçeğinde mütevazi bir yayınevi olabilir ama tamamen Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin emeği ile yürüyen bir yayınevidir. Yayın Kurulu hocalardan oluşur. Hocalar emek verirler. Zorlukla kazanılmış çalışanları vardır. Hocalar da kitapların oluşması için emek sarf ederler. Bu bilimsel özgürlük ve akademik özerklik doğrultusunda bilginin öğretilmesi ve kamuoyuna ulaştırılması ile ilgili yan fakat çok önemli bir katkıdır. Üniversite yönetimi üzerinden son verildiğini ve söz konusu edildiğinde hemen yalanlamalara veya karşı saldırılara gidildiğini görüyoruz.”
CAN CANDAN: “BİR ÜNİVERSİTE YAYINEVİ STOKTA KALAN KİTAPLARI SATAN BİR DÜKKAN DEĞİLDİR”
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki 14 yıllık görevine “son verildiği” kendisine iletilen öğretim üyesi ve belgesel sinemacı Can Candan da konuyla ilgili olarak sosyal medyada paylaşım yaptı. Candan, “Bir üniversite yayınevi stokta kalan kitapları satan bir dükkan değil; güçlü yayın kurulu, uzman kadrosu ile yıllar süren plan, program ve emekle uluslararası standartta yayın yapan, üniversitesi ve akademik camia ile sıkı bağlantıları olan bir birimdir. Yayınevimizin durumu: Doğru düzgün yönetilemeyen bir üniversitenin gözbebeği yayınevinin kaynaksız, kadrosuz, nefessiz bırakılarak fiilen işlevsiz hale getirilmesi; yılların emek ve birikimini değersiz kılınması ve sonucunda akademiye ve kamuya zarar verilmesi” ifadelerini kullandı.
Yayınevimizin (@bounyayin) durumu: Doğru düzgün yönetilemeyen bir üniversitenin gözbebeği yayınevinin kaynaksız, kadrosuz, nefessiz bırakılarak fiilen işlevsiz hale getirilmesi; yılların emek ve birikimini değersiz kılınması ve sonucunda akademiye ve kamuya zarar verilmesi.
— Can Candan (@yunusunbabasi) November 8, 2021