Anayasa Mahkemesi (AYM) kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile ilgili 32 farklı bireysel başvuruyu inceleyerek, 24 başvurucunun ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
AYM’ye, Özgür Gündem gazetesinin geçici olarak kapatılmasına karar verilmesi nedeniyle, bilgi ve fikir alma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ve “okuyucu” sıfatıyla bireysel başvuru yapan Kerem Altıparmak bu gelişmeyi Twitter hesabından şöyle duyurdu: “Yıllardır sabırla ileri sürdüğümüz ‘sansür sadece gazeteyi gazeteciyi, bilgiyi yayanı değil; okuyucuyu, bilgiye ulaşmak isteyeni de mağdur eder’ tezinin artık AYM önünde kalıcı içtihada dönüştüğünü görüyoruz. AYM’ye göre Özgür Gündem okuyucularının da ifade özgürlüğü ihlal edildi!”
Okuyucu sıfatıyla AYM’ye bireysel başvuru yapan bir diğer isim Yaman Akdeniz de gelişmeyi Twitter hesabından şu şekilde duyurdu: “AYM kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile ilgili 32 farklı başvuruyu birleştirerek verdiği kararda 24 başvurucu açısından ifade & basın özgürlüğü kararı verdi. AYM “okuyucu sıfatı” ile başvuran benim ve Kerem Altıparmak’ın başvurularını da kabul etti.”
AYM’nin kararında Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz’in mağdur olduğunu tespit ettiği kısım şu şekilde:
“Başvurucular 1992 yılında faaliyetine başlayan Özgür Gündem gazetesinin özellikle Kürt meselesini ve bu bağlamda Türkiye’de yaşanan insan hakları sorunlarını merkeze alarak Türkçe yayın yapan ilk günlük gazete olduğunu, bu bakımdan ana akım medyadan farklı yönde haber yapan tek basılı yayın organı olması nedeniyle de önemli bir bilgi kaynağı olduğunu ifade etmiştir. Başvurucular hangi saikle takip ediyor olurlarsa olsunlar söz konusu gazetenin genel hükûmet politikalarına karşı muhalif bir gazete olduğu ve siyasal meseleleri kendi perspektifinden ele aldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple özellikle insan hakları alanında çalışan akademisyenler olarak hak ihlallerini yakından takip ettiklerini ifade eden başvurucuların farklı bakış açısına sahip böyle bir kaynaktan yoksun kalmalarından dolayı mağdur sıfatı taşıdıklarını kabul etmemek için bir neden görülmemiştir.”
KAPATMA KARARINA KARŞI YAPILAN BAŞVURUDA VERİLEN İHLAL KARARININ GEREKÇESİ DE AÇIKLANDI
AYM verdiği kararda; Özgür Gündem gazetesi hakkında Ağustos 2016’da İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği “geçici kapatma” kararına karşı yapılan başvuruda verdiği ihlal kararının gerekçesini de açıkladı. AYM Birinci Bölüm, 30 Haziran 2021 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararda, gazete hakkındaki geçici kapatma kararının Anayasanın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiğine hükmetmişti. Yüksek mahkeme gerekçeli kararında, süreli yayınların ancak geçici olarak kapatılabileceği yönündeki emredici hükme rağmen, kapatma tedbirinin geçici olarak uygulanmamasının anayasaya aykırı olduğunu vurguladı.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Gazete 29/10/2016 tarihinde, 675 sayılı KHK’nın 5. maddesi uyarınca terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek tamamen kapatılmıştır. Dolayısıyla gazete, sulh ceza hâkimliğinin kararından itibaren 675 sayılı KHK ile tamamen kapatılıncaya kadar geçen iki ay on üç günlük sürede Anayasa’nın 28. maddesinin son fıkrası kapsamında geçici olarak kapalı kalmıştır. Bu süre … Kanun’da yer alan bir aylık azami sürenin de üzerindedir. Üstelik 675 sayılı KHK kapsamında yer almamış olsaydı gazetenin geçici olarak kapalı kalmaya devam edebileceği süre de belirsizdir.
Somut olayda ilk derece mahkemesi gazetenin kapatılması yönünde bir tedbir kararı vermiş ancak daha baştan tedbirin uygulanması öngörülen bir süre belirlemediği gibi tedbir süresince de alınan karar ve yaşanan diğer gelişmeler kararın geçici olarak alınmadığını göstermektedir. Anayasa’nın 28. maddesinin sekizinci fıkrasının süreli yayınların ancak ‘geçici olarak’ kapatılabileceği yönündeki emredici hükme rağmen kapatma tedbirinin geçici olarak uygulanmaması Anayasa maddesinin sözüyle çelişen ve anayasa koyucunun iradesine aykırı bir yorum olmuştur.
Yukarıda yer verilen hususlar ışığında, başvurucuların ifade ve basın özgürlüklerine yönelik Anayasa’nın 28. maddesinin sekizinci fıkrasına dayanılarak yapılan süreli yayının geçici olarak kapatılması şeklindeki müdahalenin Anayasa’nın sözüne uygun olmadığı ve kanunla öngörülmediği kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucuların Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.” [Metnin diline dokunulmamıştır]