Basın İlan Kurumu (BİK), Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atamasına karşı çıkan öğrencilerin eylemine dair Evrensel’in bir haberinde geçen ‘saldırı’ ifadesi üzerine gazeteye beş gün ilan ve reklam kesme cezası verdi.
Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasını protesto ederken gözaltına alınan 159 öğrenci ile ilgili Evrensel’in birinci sayfasında yer alan ‘saldırı’ ifadesi gerekçesi ile verilen ceza için BİK açıkladığı gerekçede şu ifadeler yer aldı: “Habere konu olan olaylarda kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müdahalenin ‘müdahale’ yerine haber başlığında ‘saldırı’ olarak ifade edilmesinin Cumhuriyetimize ve halkımıza sadakatle bağlı kolluk kuvvetlerimiz hakkında toplumumuzda olumsuz algı yaratmaya yönelik olduğu görülmüştür.”
Evrensel’in kendisine verilen ceza ile ilgili yayımladığı haberde; gazete avukatlarının cezaya karşı yapılan şikâyete ilişkin yaptığı savunmada, bu ifadelerin basın özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığına dikkat çekildi. Savunmada ayrıca, BİK’in yargısal yetki kullandığına ve bu durumun da tarafsızlık ilkesinin açık bir ihlali olduğuna vurgu yapıldı.
TGS: “BİK, KENDİSİNİ MAHKEME YERİNE KOYUYOR”
Evrensel’e verilen cezayı yorumlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş durumu şu sözlerle betimledi: “Basın İlan Kurumu teamülleri yok sayarak, kendisini mahkeme yerine koyarak cezalar yağdırmaya devam ediyor. İktidarın kontrol altına alamadığı medya kuruluşlarına ekonomik darbeler vurmak için kullanılan bir araca dönüşen BİK ve Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) yeniden özerkliğe kavuşturulması basın özgürlüğünün yeniden tesisine önemli katkı sunacaktır. Cezalarla basın özgürlüğünü ayaklar altına almak demokrasiyi, hukuku da çiğnemek anlamına geliyor. Evrensel zaten iki yıldır keyfi bir şekilde resmi ilanlardan mahrum bırakılmışken bir de üstüne ekstra cezalar verilmesi kabul edilemez.”
AYM, BİK’İN CEZALARINA ‘HAK İHLALİ’ DEMİŞTİ
Anayasa Mahkemesi (AYM), BİK’in Korkusuz gazetesine verdiği “resmi ilan ve reklamların kesilmesi” cezasını üç hafta önce “ifade ve basın özgürlüğü ihlali” olarak değerlendirmiş ve “Bu şekilde maddi bir yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde kesintiye uğratıcı bir etkisi vardır ve sonunda kişinin bu etki altında ileride düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina etme riski bulunmaktadır” açıklamasında bulunmuştu. AYM kararında, “BİK’in önüne gelen şikayetlerle ilgili olarak yukarıda sayılan dengeleme kriterlerini çok sıkı bir şekilde uygulaması ve anılan müdahale biçimini başvurulabilecek son çare olarak görmesi basın özgürlüğü açısından hayati önem taşımaktadır” ifadeleri kullanılmıştı.