Datça’da ve sahnede çoğalmak

Susma Platformu, 26-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen 2. Datça Tiyatro Festivali kapsamında Sahnede Çoğalmak: Yeni Üretim Alanları, Yeni Sözler ve Olanaklar başlığı altında bir söyleşiye ev sahipliği yaptı


Susma Platformu, 27 Haziran’da bu yıl ikinci kez gerçekleştirilen Datça Tiyatro Festivali kapsamında Sahnede Çoğalmak: Yeni Üretim Alanları, Yeni Sözler ve Olanaklar başlığı altında bir söyleşiye ev sahipliği yaptı. Özgür ifadenin baskılandığı, sanat alanında yasak ve sansür mekanizmalarının çeşitlenerek arttığı bir ortamda tiyatro dünyasında yaşananların konuşulduğu söyleşinin konukları son yıllardaki baskılara rağmen tiyatro alanındaki üretimlerini farklı kanallardan etkin bir şekilde sürdüren oyun yazarı Ebru Nihan Celkan, yönetmen Berfin Zenderlioğlu ile oyuncu ve aynı zamanda Oyuncular Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Serdar Orçin’di. 

Söyleşide OHAL’le birlikte sanatın her alanında artan baskıların sahneye yansıyan etkilerine değinen tiyatrocular, aynı zamanda sansürü aşmak için kullandıkları alternatif mecraları, yeni üretim olanaklarını aktardılar. 2011’de kurulan Oyuncular Sendikası’nın son dönem çalışmalarından bahseden Serdar Orçin, “sansürlenen oyunların, tiyatrolara ekonomik olarak yansıyan yüksek vergi oranının, setlerdeki koşulların, TV dizilerindeki çalışma şartlarının ve türlü meselenin merkezinin Oyuncular Sendikası gibi meslek örgütleri olması gerektiğini söyleyerek genç oyuncuları sendikaya üye olmaya davet etti. Türkiye’de sinema ve TV alanındaki üretimlerin potansiyelinin diğer ülkelerde pazar açısından da önemli olduğunu vurgulayan Orçin, sendikada verilen mücadelenin tüm bu gidişata müdahalede büyük payı olduğunu belirtti.

2017’den bu yana Maxim Gorki Theatre’ın Parça Parça Savaş projesindeki dört oyun yazarından biri olan, bu kapsamda yeni oyunu Benimle Gelir misin?‘i üreten ve oyunları Almanca yayımlanmaya başlayan Ebru Nihan Celkan “Türkiye’de baskının düşünme, bir araya gelme ve ortak üretim alanlarını farklı veçheleriyle kuşattığı bir zamanda” tiyatroların üretme iradesinin kendisinin yurtdışı açılımının da önünü açtığını vurguladı.

“Gezi’den bu yana yaşadığımız acıları nasıl kapattığımızı oyunu yazarken tekrar tekrar gördüm. Beraber gülmeyi geçiyorum, başına gelen felaketlere beraber ağlamayı bile ne yazık ki uzunca bir zamandır gerçekleştiremeyen bir toplum olmamız çok acı verici” diyen Celkan, diğer taraftan bütün bunları tekrar tekrar gözden geçirmenin onu Türkiye’den uzaklaştırmadığını, bilakis köklerinin ne kadar derinlerde olduğunu fark etmesini sağladığını söyledi.

Yönetmen Berfin Zenderlioğlu ise baskının bütün alanlara yayıldığının, sansürün otosansüre dönüştüğünün altını çizerek seyircinin şikayet edebileceği düşüncesiyle, oyuncunun oyunda bazı cümleleri kullanmak istemediğini, seyircilerin de böyle oyunları izlemek istemeyebildiğini vurguladı. Zenderlioğlu, son dönemde yaşananların alternatif sahneleri ortadan kaldırdığını, kurdukları Şermola Performans’ın da bu sebeple ancak başka sahnelerde var olabildiğini belirtti.