Yeni sinema yasası ve yeni sansür mekanizmaları

Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasıyla Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun adı altında yürürlüğe giren yeni sinema yasası, sansürü daha da yaygınlaştıracak düzenlemeler içeriyor 


Son zamanlarda çokça tartışılan yeni sinema yasası, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasıyla Desteklenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun adı altında yürülüğe giren ve 2004 yılında çıkarılan sinema yasasının düzenlenmiş hali olan yeni yasada, son yıllarda git gide yaygınlaşan sansürün önünü daha da açan değişiklikler var.

Bunların başında destekleme ve denetleme kurullarının niteliği ve işlevine dair sorunlar geliyor. Film başvurularını değerlendirmek ve desteklenecek olanları belirlemek üzere oluşturulacak destekleme kurullarının yapısındaki değişiklik, bunlardan biri. Eski yasada bu kurullarda meslek birliği temsilcileri ağırlıklıyken yeni yasada destekleme kurullarında meslek birliklerinden dört üyeye karşılık Kültür Bakanlığı’nın atayacağı üç üye ve bir bakanlık temsilcisinden oluşan sekiz kişi yer alıyor. Kurulların çift oy kullanma hakkına sahip başkanı ise bakanlık tarafından belirleniyor. Bu koşullarda kurullarda sektör temsilcilerinin değil, siyasilerin ağırlığı kararlarda etkili olacak.

Bir diğer değişiklik içeren madde ise “Ülke içinde üretilen veya ithal edilen sinema filmlerinin, ticari dolaşıma veya gösterime sunulmasından önce değerlendirilmesi ve sınıflandırılması yapılır. Değerlendirme ve sınıflandırma sonucunda uygun bulunmayan filmler, ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz. Değerlendirme ve sınıflandırması yapılmamış olan sinema filmleri; festival, özel gösterim ve benzeri kültürel ve sanatsal etkinliklerde ancak 18+ yaş işareti ile gösterilir” şeklinde tanımlanmış. Eski kanunda da yer alan “uygun bulunmayan filmler” ibaresi yeni yasada da korunurken “istenilen gerekli düzenlemeleri yapan” ibaresi ise kaldırılmış. Bağımsız sinemacılar, özellikle Gezi sonrasında açık bir sansür mekanizması olarak kullanılan bu maddedeki “komisyonca uygun bulunmayan filmler ticari dolaşıma ve gösterime sunulamaz” ibaresinin kaldırılmasını talep etmişti. Filmlerin ticari dolaşıma girebilmesi için verilen kayıt tescil belgesi, esas olarak eser üzerindeki hak sahipliğini düzenleyen bir belge. Dolayısıyla burada amaç filmleri kayıt altına almak, sonrasında da sınıflandırmaya tabi tutmak ve hangi yaş aralığında gösterileceğine karar vermek olmalı, keyfi yasağın önünü açmak değil.

Öte yandan yeni yasaya göre kayıt tescil belgesi zorunluluğu festival gösterimleri için söz konusu olmayacak, ancak festivalde gösterim yapacak filmlerin +18 yaş ibaresiyle izleyiciyle buluşma olasılığı olacak. Bu noktada filmlerin nasıl sınıflandırılacağı ve neye göre +18 yaş ibaresi taşıyacağına dair herhangi bir kriterin olmaması, yine keyfi uygulamaların önünü açabilecek nitelikte.

Ayrıca yeni yasada “Film çekim koordinasyon komisyonu ve çekim izni” başlığı altındaki maddede yer alan “Sinema ve dizi film çekimlerine ilişkin ihtiyaç ve çözümlerin tespiti, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ile kamuya ait alanlardaki çekim ücret tarifesinin ve çekim güvenliği esaslarının belirlenmesini teminen ihtiyaç duyulan illerde Bakanlıkça film çekim koordinasyon komisyonu oluşturulur” ibaresi de çekim izni konusunda sansür uygulamalarına yol açabilecek potansiyele sahip.