UPR (EPİ) Kültürel ve Sanatsal İfade Özgürlüğü raporu

Susma Platformu’nun Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) 35. oturumu için Birleşmiş Milletler’e sunduğu rapor yayında


Susma Platformu olarak Birleşmiş Milletler Evrensel Periyodik İnceleme 35. oturumu için Freemuse ile beraber hazırladığımız, Türkiye’deki son beş sene içerisinde kültürel ve sanatsal ifade özgürlüğüne dair durumun değerlendirildiği ve Türkiye hükümetine verilmesini önerdiğimiz tavsiyeleri içeren rapora buradan ulaşabilirsiniz. Raporun İngilizcesine de linke tıklayarak erişebilirsiniz.

Rapor’da yer alan tavsiyeler şu şekilde:

  • Türkiye’de, ICCPR’ın 19. maddesinde ve Türkiye Anayasası’nda korunan ifade özgürlüğünü doğrudan hedef alan ya da uygulanması sırasında bu hakkın kullanılmasına engel olan çok sayıda mevzuat uygulanmaktadır. Aşağıdaki öneriler, sanatçılar ve kültürel pratisyenler tarafından ifade özgürlüğü hakkının kullanılmasına ilişkin olan insan hakları tedbirlerinin ihlallerinin bazılarına değinmektedir.
  • Temmuz 2018’de yürürlüğe giren, 2016-2018 Olağanüstü Hal süresi boyunca yürürlüğe konulan KHK’ları normalleştiren ve Türkiye’nin ICCPR’deki taahhütleriyle uyumlu olmayan 7145 sayılı kanun gözden geçirilmeli.
  • Terörle mücadele yasalarının uygulanmasında “terörizm” tanımının belirsiz olduğu kabul edilmeli. “Terör”, “terör örgütü”, “terör örgütüne üyelik” ve “terör örgütünün propagandasını yapma” gibi kavramlar belirsizliğini koruyor ve yasalarla netleştirilmeli.
  • Terörle Mücadele Kanunu, açıkça şiddetle bağlantısı olmayan veya şiddet yaymayan sanatsal ve yaratıcı eserler aleyhine uygulanmamalıdır. Kamu görevlileri sanatçıları terörle özdeşleştiren, dolayısıyla sanatçıları taciz, gözdağı ve saldırı için hedef haline getiren ifadelerden kaçınmalıdır.
  • Türkiye Anayasası’na ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesine uyumlu hale getirmek için Terörle Mücadele Yasası bu haliyle incelenmeli ve yürürlükten kaldırılmalıdır.
  • Sürekli olarak 2911 sayılı Kanun’a ve 5442 sayılı İl İdare Kanunu’na dayanarak Türkiye Anayasası ve uluslararası anlaşmalar kapsamında güvence altına alınan barışçıl toplantıları ve sanat etkinliklerini engelleyen seçilmemiş görevlilerin, takdir yetkisini ortadan kaldırmak için ciddi adımlar atılmalıdır.
  • ‘Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin aşağılanması’ suçunun kaldırılması için Türk Ceza Kanunu’nun 216/3 sayılı maddesi geri çekilmelidir.
  • 125. ve 299. maddeler kaldırılarak hakaret suçu kanundan çıkarılmalıdır. Aynı zamanda kamu görevlilerinin, yetkililerinin ve Cumhurbaşkanının ceza ve hukuk mahkemelerinde hakaret davaları açmasının önüne geçilmelidir.
  • Ceza Kanunu’nun 215. maddesi (“bir suçluyu övmek”), sanatsal ifade özgürlüğü haklarını kullanan kişilerin yargılanmasına yol açacak şekilde uygulanmamalıdır.
  • Sanatçılar ve yaratıcı emekçilerin yanı sıra sanatsal aktivitelere dahil olan seyirciler tehdit ve şiddetten korunmalıdır. Böyle bir tehditte bulunan veya gerçekleştiren hiç kimseye cezasızlık ayrıcalığı tanınmamalıdır.