Kültür ve sanat emekçilerinden sessiz çığlık

Kültür-sanat emekçileri, pandemi gerekçesi ile restoran ve kafe gibi yerlerin saat 22.00’da kapatılmasına tepki göstererek, “Sanatın saati olmaz” diyor. Susma Platformu da eylemin başladığı kent İzmir’de Serdar Türkmen’e son düzenlemeyi ve kültür emekçilerinin kolektif tepkisini sordu


Fotoğraf: Ceren Kaplan/Evrensel

ALİCAN ACANERLER

İzmir’de salgın önlemleri gerekçesi ile restoran/kafe gibi yerlerin saat 22.00’da kapanmasına tepki gösteren kültür ve sanat emekçileri, sessizlik eylemi yaptı. Alsancak semtinde bulunan Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde pandemi kurallarına uygun şekilde bir araya gelen kültür-sanat emekçileri, enstrümanları ile yarım saat boyunca sessiz kaldı. 

Eyleme dikkat çekmek için sosyal medya üzerinde de ‘#SanatinSaatiOlmaz’ etiketini kullanarak taleplerini yaygınlaştırmaya çabasına devam ediyorlar.

İzmir’de gerçekleşen eylemlerinin ilk gününde basına dağıtılan bildiride “Sanat öldürmez, sanat yaşatır” denilerek şu ifadelere yer verildi: “Sanatın saati olmaz. Sanat mekânla, sanat zaman ile kısıtlanamaz. Sanat hayatın ta kendisidir! Kültür-sanat işçileri olarak, etkinlikler ve etkinlik mekânları üzerindeki kısıtlamaların ivedilikle kaldırılmasını talep ediyoruz!”

Sessizlik eyleminin ardından işçiler eyleme dair bildiriyi basına dağıttı. Susma Platformu da İzmir’deki bu kolektif tepkinin parçası olan müzisyen Serdar Türkmen’e ulaştı.

Serdar Türkmen Susma Platformu’na öncelikle kültür emekçilerinin kendiliğinden bir araya geldiklerini ve bir WhatsApp grubunda başlayan örgütlenmenin ‘Sessizlik Eylemi’ne dönüştüğünün altını çizdi. Türkmen, İzmir’de başlatılan eylemlerin Datça, Ankara, Mersin, Adana gibi Anadolu’nun pek çok şehrine de önümüzdeki günlerde yayılacağını belirtti. 

Serdar Türkmen, kültür emekçilerinin tepkilerinin üç ana noktada toplandığını ifade etti:

*“Saat sınırlamasının kaldırılmasını istiyoruz, salgın bir halk sağlığı problemidir. Net ve temelden önlemler alınmadan sadece restoran/kafe gibi yerlerin kapanmasını mantık dışı buluyoruz.

*Kültür işçilerinin dışında bar/kafe/restoran gibi mekanların sahiplerine de maddi destek bekliyoruz.

*Neden ülkede ya da dünyada bir problem olduğunda öncelikle kültür-sanat alanında çalışan emekçilerin işleri engellenmek isteniyor ve hedef gösteriliyorlar, bunu anlamak istiyoruz.”

Bir araya gelen eylemciler sosyal medya üzerinde de ‘#SanatinSaatiOlmaz’ etiketini kullanarak seslerini yaygınlaştırmaya çalışıyorlar.

Fotoğraf: Ceren Kaplan/Evrensel

ÇAĞRI METNİ

Seslerini duyurmaya çalışan kültür ve sanat emekçilerinin çağrı metninin tamamı da şöyle:

Bizler hayatını sanat icra ederek kazanan kültür işçileriyiz. Bugün kapsamı genişletilerek uygulanmaya devam eden Covid-19 önlemleri kapsamında yapılan düzenlemeler nedeniyle çoğumuz işsiz kalmış olmakla birlikte, önlemler çerçevesinde kültür-sanat etkinliklerine yönelen kısıtlamalar nedeniyle iş yapabilmemiz de olanaksız hale getirilmiştir. Bu süreçte, şu an yanı başımızda duran restoran-kafe-bar emekçileriyle birlikte açlıkla sınamakta olduğumuz yetmez gibi, geleceğimiz de kısıtlamaları yapanların insafına terk edilmiş durumdadır. Üstelik kamuoyu yoklamasına gerek duymaksızın yapılan bu kısıtlamaların zamanı ve hudutları net olarak belirlenmediğinden, biz kültür işçileri bir belirsizlik girdabı içinde çırpınmaya terk edildik. 

Biz kültür işçileri olarak pandeminin önlenmesi ve bu süreçte yaşattığı sancının en az hasarla atlatılması konusunda üzerimize düşeni yapmaya, gerekli olan kefareti ödemeye razıyız. Ancak yine kültür işçileri olarak farkındayız ki: Türkiye’de pandemi önlemlerinin bilinçli ve istikrarlı olarak kültür-sanat yaşamını kısıtlamaya yöneltilmiş olması asla rastlantı değildir. Sürekli “kültürel iktidar olamadık” yakınması yapan iktidarın hazırladığı önlem paketleri hususi olarak belirli türden bir yaşam tarzını hedef almaktadır. Geçtiğimiz dönem başlatılan etkinlik yasaklarının, müziğin sesini kısma telaşının ve özellikle kapatılan mekânların alkollü olmasının yegâne anlamı budur. İşte bugün de, bu yasaklar genişletilmiş olup, saat 22.00’nin ardından müzik ve sanatsal etkinlik yapılması engellenmeye başlanmıştır. Bunun kimi işletmeciler ve çalışanlar için yarattığı ekonomik buhran bir tarafa, kapsamı daraltılmak istenen kültürel üretim sürecine de verdiği hasarı tarif etmek imkânsızdır. Üstelik sanatın icra edildiği mekânlar kapatılır ya da etkinliği azaltılırken, ödemeye mecbur bırakıldıkları vergiler devam etmektedir. Hiçbir tampon oluşturmadan uygulanan yasaklarla çöküşün eşiğine gelen belirli bir işletme ağının yanı sıra, burada istihdam edilen kültür işçileri başta olmak üzere tüm emekçiler açlığa terk edilmektedir. 

İnanıyoruz ki; bu pandemi kolektif olarak, dayanışmayla, diri tutulan bir kamusal vicdanın getirdiği sorumluluklarla atlatılması gereken bir süreçtir. Bu süreçte en çok ihtiyaç duyulan şeyleri bir araya getiren, dayanışmayı ören, kamusal sorumluluğun ve bilincin imlasını haykıran şey kültür-sanattır. Haliyle bu kısıtlamalar pandemiyi engellemek şöyle dursun, pandeminin yarattığı ekonomik ve toplumsal buhrana bir de kültürel sancıyı eklemekte, pandeminin şiddetini artırmaktadır.

Sanat öldürmez, sanat yaşatır! Sanat mekânla, sanat zaman ile kısıtlanamaz. Sanat hayatın ta kendisidir! Kültür-sanat işçileri olarak, etkinlikler ve etkinlik mekânları üzerindeki kısıtlamaların ivedilikle kaldırılmasını talep ediyoruz!

EYLEMLER İSTANBUL’DA DA DEVAM EDİYOR

Kültür – sanat emekçileri geçtiğimiz hafta sonu İzmir’deki eylemlerinin aynısına İstanbul’da da devam etti. Bakırköy’de başlayan ‘Sessizlik Nöbeti’, bugün saat 22.00’de Kadıköy sokaklarında devam edecek. Eyleme destek vermek için siz de sosyal medya hesapları üzerinden takip edebilir, eyleme Twitter’dan #SesSizOlun #HayatıDeğilCovidiBitirin etiketleriyle destek olabilirsiniz.

Facebook: www.facebook.com/sanatinsesiolmaz
Instagram: www.instagram.com/hayatidegilcovidibitirin
Twitter: www.twitter.com/nsaatiolmaz

ANKARA’DAKİ EYLEME POLİS ENGELİ

Ankara Konur Sokak’ta 8 Kasım akşam 22.00’de sanatçıların gerçekleştirmek istediği ‘Sessizlik Nöbeti’ kolluk kuvvetlerince engellendi. Engellenen eylemden bir video Seyri Sokak isimli Facebook sayfasında da paylaşıldı. Videoda engellenen eylemin katılımcıları üç aydan beri Ankara’da kısıtlamalar yüzünden müzisyenlerin para kazanmakta zorlandıklarını anlatıyor ve ekliyor: “Bizim devletten bir beklentimiz yok, biz bu işi hobi olarak yapmıyoruz, tek isteğimiz sesimize kulak vermeleri” Ertesi gün tekrar gerçekleştirilmek üzere dağılan eylemciler Konur Sokak’taki aynı noktaya geldiklerinde çevik kuvvet ekipleriyle karşılaştı.

Ankara’daki sessiz eylemler 19 Kasım’da Kuğulu Park’ta devam etti. Evrensel’deki habere göre parkta bir araya gelen Müzisyen Ulaş Akyol ve Fatih Özakoğlu, işletme faaliyetlerinin sınırlandırılmasına karşı, ‘Sanatın saati olmaz’ demek için sessiz eylem gerçekleştirdi. Enstrümanlarını yere bırakan Özakoğlu ve Akyol, geçinemediklerini ve zor durumda bırakıldıklarını söyledi. İşletme sahipleri ve çalışanlara seslenen Akyol, “20 Kasım’da saat 20.00’de Twitter’dan herkes #KapattıkYaŞimdi etiketi ile paylaşım yapsın” çağrısında bulundu. 20.00 itibarıyla işletme faaliyetlerinin sınırlandırılmasıyla işsizliğin artacağını ifade eden Akyol, “3 milyon kişi işsizler ordusuna eklenecek. Bu durumun getirdiği mağduriyetler için ise hükümet sessiz” dedi.

 

Son Güncelleme:

9 Kasım 2020 (İstanbul’da devam eden eylemlerle ilgili ara başlık eklendi.)

10 Kasım 2020 (Ankara’da engellenen eylemlere ilişkin başlık eklendi.)

20 Kasım 2020 (Kuğulu Park eylemi eklendi.)