Son dönemde sivil polisler veya istihbarat elemanları tarafından sokak ortasında durdurulan kişilere yönelik gelişen taciz, tehdit ve ajanlık dayatmaları haberleri sıklaşmış durumda. Geçtiğimiz Ekim ayında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirlerinin fiziki takibe maruz kaldığı Ankara’da, MA muhabiri Emrullah Acar ile Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Hamdullah Bayram birkaç gün arayla aynı durumla karşılaştı.
6 Kasım’da saat 20.00 sıralarında ajans bürosundan çıkıp, eve gittiği sırada sokakta tenha bir noktada yanına gelen iki kişi tarafından önü kesilen Emrullah Acar, bu kişilerce konuşmak üzere karanlık bir otoparkta sokulmak istendi.
Kim olduklarını sorduğunu ve bu kişilerin önce kimliklerini beyan etmediğini belirten Acar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Sadece kısa bir süreliğine benimle konuşmak istediklerini belirttiler. Kimliklerini beyan etmedikleri sürece kendilerine cevap vermeyeceğimi söyledikten sonra, polis olduklarını açıkladılar. Onlarla konuşacağım bir şeyin olmadığını söyledikten sonra bu sefer GBT yapacaklarını söyleyerek kimliğimi aldılar. GBT yaptıkları sırada karanlık olan otopark tarafına doğru yürüyerek sohbet etmek istediklerini tekrarladılar. Ben de kendilerine ‘GBT yapacaksanız burada yapın’ diyerek gitmedim. GBT işlemi bittikten sonra ben oradan ayrılmaya çalıştım ancak onlar konuşmakta ısrar edip, bana; ‘Devletin kötü politikaları yüzünden bu hale geldik. Gel birlikte fikir alışverişinden bulunalım. Sonuçta sen de biz de saha çalışanlarıyız’ diyerek, benden kendilerine yardımcı olmalarını istediler.
TEHDİTLER SAVRULDU
Ben de onlara hangi birimde çalıştıklarını sordum ama bu konu hakkında bilgi vermedikleri gibi bana; ‘Ne yapacaksın? Basın açıklamasında mı kullanacaksın’ diye sordular. Ben de onlara eğer ki fikir istiyorsanız, Meclis az ötede, gidip oradaki siyasi partilerle fikir alışverişi yapabilirsiniz diyerek uzaklaştım. Uzaklaştığım sırada iki defa üst üste bana ‘görüşürüz’ diye tekrarladılar.”
MA muhabiri Acar’ın yaşadığı bu olaydan dört gün sonra 10 Kasım günü bu kez Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Hamdullah Bayram benzer bir durumla yüz yüze kaldı.
‘BİZ POLİSİZ İSTEDİĞİMİZİ YAPARIZ’
Akşam saatlerinde Mahmut Esat Bozkurt Caddesi üzerinde bulunan Ahmetler Postanesi önünde gözaltına alınan Bayram, götürüldüğü Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde alınan ifadesi sonrasında serbest bırakıldı. Bayram, bu birkaç saatte yaşadıklarını “Kolej Meydanı’na gittiğim sırada köprü üzerinde bir kişinin beklediğini gördüm. Yanından geçerken o da benimle beraber yürüdü. Sokağın bitiminde tenha olan bir yerde bir başka kişi daha yanıma gelerek benimle konuşmak istedi. Ona konuşacağım bir şeyin olmadığını, kendilerini tanımadığımı söylememe rağmen, sert bir üslupla ‘iki dakika konuşacağız lan’ diyerek üzerime geldiler. Beni orada kimsenin geçmediği tenha bir alan götürmeye çalıştılar. Ben direnince polis olduklarını belirttiler. ‘Eğer polis iseniz burada da GBT veya arama yapabilirsiniz, neden tenha yere götürüyorsunuz’ diye sordum. ‘Biz polisiz istediğimizi yaparız’ diyerek tehdit ettiler. O hengamede telefonumla ablamı arayarak gazetecilere haber vermesini istedim. Ablamla konuşmamı keserek telefonuma ve cebimdeki paraya el koyup, ters kelepçeli şekilde yüzümü duvara yasladılar. Çalışma arkadaşlarımın olay yerine gelmesi ve olaya müdahil olması sonrası, bana gözaltı yapacaklarını söyleyerek resmi polis araçlarını çağırdılar” sözleriyle dile getirdi.
‘SENİ DE AJANSINI DA GAZETENİ DE YAKARIZ’
Kendisini ters kelepçeyle duvara yaslayan kişilerin tehditlerine devam ettiklerini kaydeden Bayram, “Söz konusu kişiler bana; ‘seni de ajansını da gazeteni de biliyoruz ve sizi yakarız’ diye tehdit etmeye devam ettiler” diye belirtti.
Bayram, durumu haber alan gazeteci arkadaşlarının bulundukları noktaya gelmesinden sonra ise, polislerin bu kez ‘biz sadece sana GBT yapacaktık’ demeye başladıklarını ifade etti. Bayram, sonrasında yaşananları şöyle aktardı:
“Ben de onlara az önce beni ve gazetemi yakmakla tehdit ediyordun, şimdi ne değişti de GBT yapacağız demeye başladınız’ diye sorduğumda, bu sefer bana ‘Türk polisinin iyi olduğu’ yönünde konuşmaya başladılar. Emniyete gittiğim de ise beni takip eden ve sonra da gözaltına alan polislerden biri yanıma gelerek, ‘Biz senin üstünde silah ya da uyuşturucu olduğunu düşündük diye sana geldik. Yanlış bir anlaşılma oldu. Sen davacı olmazsan biz de davacı olmayız ve konu kapansın’ dedi.”
Yaşadıkları bu durumlar dolayısıyla İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvuracaklarını belirten Acar ve Bayram, avukatları aracılığı ile suç duyurusunda bulanacaklarını da ifade etti.