Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türk hükümetinin Osman Kavala’nın tahliyesi kararını bir üst merci olan Büyük Daire’ye taşıma başvurusunu reddetti. Böylece AİHM’in Kavala için 10 Mart 2019’da aldığı derhal tahliye kararı önünde engel kalmadı.
Expression Interrupted’da yer alan habere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) tutuklu iş insanı ve hak savunucusu Osman Kavala’nın başvurusunda geçen Aralık ayında verdiği ihlal kararının uygulanmasını denetlemek üzere toplanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
1-3 Eylül 2020 tarihlerinde Strazburg’da daimi temsilciler düzeyinde toplanan Bakanlar Komitesi, Türkiye makamlarının Kavala’nın 9 Mart 2020 tarihinden itibaren başka bir soruşturma kapsamında tutuklu olduğunu beyan etmelerine rağmen, eldeki bilgilerin Kavala’nın halen devam eden tutukluluğun AİHM’in Aralık ayındaki kararında tespit ettiği ihlallerin devamı olduğuna dair güçlü bir kanı oluşturduğunu belirtti.
Komite ayrıca Kavala’nın bireysel başvurusunun Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından vakit geçirilmeden görüşülmeye başlandığının öğrenildiğini ve bunun memnuniyetle karşılandığını belirtti. Kararda, Kavala adına 4 Mayıs 2020’de AYM’ye yapılan bireysel başvurunun bir an önce ve AİHM kararındaki tespitler göz önünde bulundurularak sonuçlandırılması çağrısı yapıldı.
AİHM kararlarının uygulanmasını denetlemekten sorumlu olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, alınan önlemleri gözden geçirmek üzere 29 Eylül- 1 Ekim tarihlerinde yeniden toplanacak.
Kavala, Ekim 2017’de gözaltına alınıp 1 Kasım tarihinde tutuklanmış ve daha sonra Gezi Parkı davası kapsamında 15 diğer sivil toplum temsilcisi ve gazeteciyle birlikte “hükümeti devirmeye teşebbüs” suçlamasıyla yargılanmıştı. Kavala’nın tutukluluğa karşı yaptığı başvuruyu 10 Aralık 2019’da sonuçlandıran AİHM, Kavala’nın suçlamaları destekleyecek yeterli delil olmaksızın ve siyasi bir amaç gözetilerek tutuklandığına, böylece Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. ve 18. maddelerini ihlal ettiğine hükmetmiş ve Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiğini karara bağlamıştı. Karar Mayıs 2020’de kesinleşti.
Bu arada Gezi Parkı davası Şubat 2020’de Kavala ve duruşmalarda hazır bulunan diğer sanıkların beraatıyla sonuçlanmış ancak davanın tek tutuklu sanığı olan Kavala bu kez 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir başka soruşturma kapsamında yeniden gözaltına alınmış ve 9 Mart 2020 tarihinde “askeri ve siyasi casusluk” suçlamasıyla tutuklanmıştı. 4 Mayıs 2020’de Kavala’nın avukatları AYM’ye başvuruda bulunmuş, Kavala’nın tutukluluğunun devamı için yeterli delil bulunmadığını ve ilgili makamların AİHM kararının uygulanmadığını savunmuşlardı.
Türkiye makamları Kavala’nın AİHM’in ihlal kararı verdiği davadan beraat ettiğine işaret ederek kararın gereklerinin yerine getirildiğini savunuyor. Ancak Bakanlar Komitesinin 4 Eylül tarihinde duyurduğu kararı, Avrupa Konseyinin bu teze kuşkuyla yaklaştığını gösteriyor.
“Kavala daha ne kadar bedel ödeyecek, bilmiyoruz”
Bakanlar Komitesi kararını Expression Interrupted için değerlendiren Kavala’nın avukatlarından avukat İlkan Koyuncu, AİHM’in tahliye yönündeki kararının uygulanmadığını ve ortada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ciddi bir ihlali söz konusu olduğunu belirterek Kavala hakkında derhal tahliye kararı verilmesi gerektiğini söyledi. Koyuncu, “Ama siyasi iktidar nasıl düşünür, ne yapar onu da hep beraber göreceğiz,” diye konuştu.
Kavala’nın halen tutuklu bulunduğu soruşturma kapsamındaki tutuklama gerekçelerinin AİHM’in ihlal kararı verdiği davayla aynı olduğunu söyleyen Koyuncu, aynı unsurların “yeni bir suçmuş gibi ısıtılıp” tekrar gündeme getirilidiğini belirtti.
Koyuncu’ya göre Türkiye ile Avrupa Konseyi arasında AİHM kararının uygulanmasıyla ilgili bir süreç yaşanıyor: “Avrupa Konseyi diyor ki ‘AİHM derhal tahliye yönünde karar verdi ama sen tahliye etmedin’. Bu bir süreç ne, ne kadar göze alınacak, bu inatlaşma ne kadar devam edecek, Osman Kavala daha ne kadar bedel ödeyecek, onu bilmiyoruz.”