Af Örgütü ve HRW: Çevrimiçi sansür artacak

Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), AKP tarafından hazırlanan sosyal medya düzenlemesi hakkında uyardı: Meclis’ten geçmemelidir


Uluslararası Af Örgütü, AKP’nin hazırladığı ve MHP’nin de desteğini alan sosyal medya düzenlemesine ilişkin açıklama yaptı. Benzer bir açıklama da İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından yapıldı.

Düzenlemeye ilişkin konuşan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, konuya ilişkin şunları söyledi:

“Türkiye yetkililerinin internetteki içerikleri sansürlemek için halihazırda kullandığı yöntemler göz önünde bulundurulduğunda, bu zorunluluk, şirketlerin yasal temsilcilerinin yüksek miktarda para cezalarıyla, hatta cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.”

‘ŞİRKETLER SANSÜRE ZORLANACAK’

Öngörülen değişikliklerin, sosyal medya şirketlerinin kullanıcı verilerini Türkiye’de depolamasını gerektirdiğine dikkat çeken Beyhan, “Meclis’ten geçmesi halinde, yasada öngörülen değişiklikler, hükümetin uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına aykırı şekilde internetteki ifade özgürlüğü hakkını ihlal ederek sosyal medya şirketlerini online içerikleri sansürlemeye zorlama yetkisini büyük ölçüde artıracak.

Ayrıca, bu değişiklikler, sosyal medya platformlarını, online içerikler paylaşan kişilerin kimliğini açıklamaya zorlayarak, bu kişileri adil olmayan ve haklarını ihlal eden gözaltı, tutuklama, yargılama ve mahkumiyet riski altına sokacak.” ifadelerini kullandı.

‘MECLİS’TEN GEÇMEMELİDİR’

Hükümet’in bu kanun teklifini, insan hakları, kamu düzeni ve ulusal güvenliğin korunması adına savunduğunu da vurgulayan Beyhan, “Uluslararası insan hakları hukuku gereğince ifade özgürlüğü hakkının belirli durumlarda kısıtlanması meşrudur; ancak benzeri her türlü kısıtlama, bu amaçlar doğrultusunda gerekli ve orantılı olmalıdır.

Buna karşılık, Uluslararası Af Örgütü, mevcut yasaların yetkililere, kişilerin internet ortamındaki şiddet ve istismara karşı korunması da dahil olmak üzere bu amaçları gerçekleştirebilmeleri için gerekli yetkileri tanıdığı kanaatinde.

Hükümetin, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına aykırı şekilde internette ifade özgürlüğü hakkını ihlal ederek sosyal medya şirketlerini online içerikleri sansürlemeye zorlama yetkisini büyük ölçüde artıracak kanun teklifi meclisten geçmemelidir.”

‘TERÖRLE MÜCADELE VE HAKARET YASALARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMALI’

“Türkiye yetkilileri, kanun teklifini yasalaştırmak yerine, mevcut yasaları internette şiddete ve istismara maruz kalan kişileri korumak için etkili bir biçimde uygulamalıdır” denilen açıklamada Tarık Beyhan şunları da söyledi:  “Yetkililer ayrıca, Türkiye’nin ifade özgürlüğü hakkını ihlal ettiğine hükmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamak zorundadır.

Türkiye yetkilileri, İnternet Yasası’nda ve sıklıkla internette ifade özgürlüğü hakkını ihlal etmekte kullanılan son derece muğlak ve geniş kapsamlı terörle mücadele ve hakaret yasalarında değişiklik yapmalıdır.

Sadece ifade özgürlüğünü sınırlandırmak ve genel yasaklara bağlı kalmak, ayrımcılıkla mücadelede yetersiz kalan uygulamalardır. Ötekileştirilen ya da çevrimiçi şiddete veya istismara maruz kalan grupların etkin şekilde korunması ve sosyal açıdan kapsanması; kalıp yargılarla mücadele etmek, ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve daha kapsamlı eşitliği teşvik etmek için hoşgörü, eğitim ve diyaloğun geliştirilmesi de dahil olmak üzere geniş çaplı müdahaleler gerektirir.

Yetkililerin internetteki ifadeleri izleme ve sansürleme yetkisini artırmak yerine bu gibi adımların atılması, ifade özgürlüğü hakkını korunmak ve çevrimiçi şiddet ve istismarla mücadele etmek konusunda önemli bir ilerleme kaydedilmesini mümkün kılacaktır.”

‘YASA KARANLIK BİR DÖNEME İŞARET EDİYOR’

İnsan Hakları İzleme Örgütü program direktör yardımcısı Tom Porteous konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Yasanın kabul edilmesi, hükümetin sosyal medyayı kontrol etmesini, istediği zaman içerik kaldırmasını ve bireysel kullanıcılara keyfi olarak müdahale edilmesini sağlayacak” dedi.

Porteous “Sosyal medya, haberlere erişmek için onu kullanan birçok insan için bir yaşam biçimidir, bu nedenle yasa çevrimiçi sansüre yeni bir karanlık dönemine işaret ediyor” diye devam etti.

Porteus, “İfade özgürlüğüne değer veren ve savunan herkes için medyanın ve tüm eleştirel seslerin susturulmasıyla bir otokrasinin inşa edileceği bir ülkede bu yeni kısıtlamaların ne kadar zarar verici olacağını bilmek önemlidir” uyarısında da bulundu.

İnternet sağlayacılara da seslenen Porteus, “Sosyal medya şirketleri, bu yasanın kaldırması için yüksek sesle ve açık bir şekilde Türkiye’ye çağrı yapmalı ve Avrupa Birliği bu çağrıya kararlı bir şekilde destek vermelidir” ifadelerini kullandı.