Diken’den Canan Coşkun’un haberine göre İstanbul Başsavcılığı’nın iddianamesinde; 25 Kasım 2020’de LeMan dergisinde yayımlanan ‘Pandemide seks’ başlıklı karikatürü sebebiyle çizer Zehra Ömeroğlu hakkında, “müstehcenlik” suçlamasıyla üç yıla kadar hapis cezası ve 5 bin güne kadar adli para cezası istemiyle dava açıldı. İlgili mahkeme ayrıca, karikatürün müstehcen olup olmadığına dair ilgili Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’ndan rapor istedi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 4 Ekim’de görülen duruşmada Ömeroğlu’nun avukatlarından Deniz Özen, söz konusu karikatürün Covid-19 pandemisinin ilk zamanlarında çizildiğini hatırlatarak, hastalığın yaygın belirtilerine atıfla, kapanma zamanlarında insanları güldürmeyi amaçladığını söyledi. Özen, çizerin “insani bir durumu, koronavirüs belirtilerini konu alarak mizahi bir dille anlattığını” belirtti ve karikatürde pornografik ve erotik bir unsur olmadığını ekledi. Özen ayrıca, “Kaldı ki Anayasa Mahkemesi kararlarına göre erotik unsurun bulunması da suç değil” ifadelerini kullandı. Mahkeme açıkladığı ara kararda, Muzır Neşriyat Kurulu’ndan karikatürle ilgili rapor hazırlamasını istedi ve bir sonraki duruşmanın 9 Şubat 2023’te yapılması kararını verdi.
ZEHRA ÖMEROĞLU: “SÜRECİ GERÇEK OLAMAYACAK KADAR ABSÜRT BULUYORUM”
Çizer Zehra Ömeroğlu dava sürecine dair Diken’e şu demeci verdi:
“Pandeminin başlarında, hepimizin çok kötü hissettiği ve evlere kapanmak zorunda olduğu zamanlarda insanları güldürmek için çizdiğim bir karikatürün buralara gelmesi gerçekten şaşkınlık verici. Ben bir mizahçıyım ve bu işi yapmamın amacı gündelik hayatta çok ciddi gördüğümüz konulara başka bir açıdan bakıp hep beraber biraz hafiflemek, gülmek. Fakat böyle sıradan bir karikatür bile böyle ağır bir yargılamaya maruz kalabiliyor. Karikatürü gören okurlar böyle bir karikatüre ceza istendiğine inanamıyor. İfade vermeye gittiğimde jandarma, sonrasında avukatlar ve hatta yargılama aşamasında karikatürü gören diğer herkes çok güldü ve şaşırdı.
Fakat dava yine de açıldı. İki senedir devam eden bu sürece baktığımda bir filmin içindeymişim gibi hissediyorum. Gerçek olamayacak kadar absürt buluyorum doğrusu. Gönül isterdi ki çizeceğim karikatürlerle, üreteceğim yeni işlerle ve yeni çıkan kitabımla rahatça ilgileneyim, fakat ne yazık ki mahkeme süreci ile ilgilenmek zorunda kalıyorum. İlerleyen dönemde neler olacağını hep beraber göreceğiz. Bu süreç ve içinde bulunduğumuz politik iklim sadece benim için veya dergi için değil, ifade özgürlüğü ve sanatsal üretim için de yıpratıcı.”