Ankara’daki LGBTİ+ yasağına tepki: Hukuksuz, keyfi, ayrımcı!

Pembe Hayat ve Kaos GL, Ankara’da uygulanan keyfi yasağa karşı hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu. AK LGBTİ de yasağı protesto ederken ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması, gösterimi engellenen filmlerden Romeos’un ODTÜ’de gösterileceğini açıkladı


Ankara Valiliği’nin kentteki LGBTİ+ etkinliklerini süresiz olarak yasaklamasının ardından yasağa karşı tepkiler sürüyor. Ankara’daki LGBTİ+ dernekleri Pembe Hayat ve Kaos GL ortak basın açıklamasıyla yasağı kınadı. İki dernek ortak açıklamasında söz konusu yasağın hukuksuz, ayrımcı ve keyfi olduğunu, yasağa karşı hukuki süreç başlatacaklarını kamuoyuna duyurdu. Yasağı kınayanlar arasında AK LGBTİ de yer alıyor. AK LGBTİ sosyal medyada Ankara Valiliği’ne hitaben “Bırakın bu boş işleri. Chp’nin yasakçı zihniyetinizden ne farkınız kaldı? İnsanlar film izleyecek sadece. Bu saçma sapan yasak tamamen kendi homofobikliğinizin dışa vurumudur. ‘Ben istemiyorsam kimse istemeyecek’ zihniyetinden kurtulun artık. KINIYORUZ!” içerikli bir paylaşımda bulundu.

ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması ise 24 Kasım Cuma günü valilik tarafından gösterimi engellenen filmlerden Romeos’u ODTÜ’de göstereceklerini açıkladı.

Bursa’daki Özgür Renkler LGBTİ Derneği ise 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü kapsamında 20 Kasım Pazartesi günü gerçekleştirecekleri Gacı Gibi filminin gösterimini iptal etmek zorunda kaldıklarını açıkladı. Dernekten “Gösterimin gerçekleşeceği SanatMahal’e gelen emniyet görevlileri, görevli arkadaşlara, etkinliğin iptal edilmesini, aksi takdirde yarın etkinliğe müdahale edileceğini bildirmişlerdir. Emniyetle iletişime geçen avukatımız, güvenlik şubeye yönlendirilmiş ancak güvenlik şubeden cevap alınamamıştır. Konu ile ilgili şuan için elimize ulaşan yazılı bir belge yoktur. Etkinliği iptal ettiğimizi ve dernek olarak takipçisi olduğumuzu, bildiririz” açıklaması yapıldı.

Pembe Hayat ve Kaos GL’nin basın açıklamasının tam metni şöyle:
“Ankara Valiliğinin 18 Kasım 2017 tarihinden itibaren süresiz olarak LGBTT-LGBTİ ve benzeri örgütler tarafından ilimizin muhtelif yerlerinde birtakım toplumsal hassasiyet ve duyarlılıkları içeren sinema, sinevizyon, tiyatro, panel, söyleşi, sergi ve benzeri etkinlikleri yasakladığını valiliğin internet sitesinden öğrendik.

Valiliğin bu hukuka aykırı, ayrımcı ve keyfi yasak kararının yasal takibini yapacağız. Böylesi toptan ve hakkın özüne dokunan yasaklama kararının hiçbir meşru ve yasal gerekçesi olamaz.

Torba bir yasak ile kapsamı son derece geniş, LGBTİ varoluşunun kendisini kriminalize eden, geniş yorumlamaya ve hak ihlallerine açık, muğlak bir durumla karşı karşıyayız. LGBTİ sivil toplum örgütleri eşit yurttaşlık için ayrımcılığa ve nefrete karşı senelerdir mücadele eden saygın kuruluşlardır. Bu kuruluşların faaliyet alanlarını daraltmanın dahi ötesine geçen, çalışamaz hale getiren yasaklar demokratik bir toplumda asla ve asla kabul edilemez.

Ankara Valiliğinin bu torba yasağa gerekçe gösterdiği “genel sağlık ve ahlakın korunması”, “toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar”, “kamu güvenliği” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” ifadeleri apaçık ayrımcılıktır. Bu karar ile LGBTİ’lere yönelik hak ihlalleri ve ayrımcılık meşrulaştırılmaktadır.

Bu karar ve bu karara gerekçe gösterilen hukuka aykırı ve muğlak kavramlar ile çok temel bir hak olan ifade ve örgütlenme özgürlüğü ve diğer temel hak ve özgürlüklerimiz ihlal edilmektedir. Bu karar ile temel hakların özüne ayrımcı saikle müdahale edilmiştir.

Ankara Valiliği’nin yasak kararı Anayasa’mızın eşitliği düzenleyen 10. maddesine yine düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenleyen 26. maddesine; Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırıdır.

Bu açıklama ile aynı zamanda yerel mülki idare; kamu güvenliğini sağlama görevini icra etmek yerine kamunun önemli bir parçası olan LGBTİ’ler ve sivil toplum kuruluşlarını hedef haline getirerek kamu güvenliğini de tehlikeye atmaktadır.

Bu kararın en kısa sürede yeniden düşünülmesini ve geri alınmasını bekliyoruz. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık ve nefretin bu kadar yoğun olduğu ülkemizde ulusal ve yerel idarelere düşen bu ayrımcılık ve nefrete karşı mücadele etmektir.”