Tahir Elçi cinayeti davasında basın engellendi

Tahir Elçi cinayeti ile ilgili beş yıl sonra görülmeye başlanan davanın ilk duruşması, pandemi bahanesiyle basına yönelik “akreditasyon” uygulamasının gölgesinde başladı


ÖZKAN KÜÇÜK

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi ile ilgili beş yıl sonra başlayan davanın ilk duruşmasında sanıklar mahkeme salonuna getirilmezken basına da ‘akreditasyon’ engeli kondu.

Dava öncesi Diyarbakır Adliyesi çevresinde ve adliye koridorlarında yoğun güvenlik önlemleri alındığı gözlendi. Adliye koridorlarında bulunan silahlı ve kalkanlı polislerin yanı sıra mahkeme salonunda da 20 kadar polisin de bulunduğu öğrenildi.

Duruşma saatinde adliye koridoru giderek kalabalıklaşırken duruşmaya sadece önceden belirlenen sayıda avukat ile STK temsilcisi ve milletvekillerinin girebileceği açıklandı.
Koronavirüs pandemisi tedbirleri kapsamında salona girişlerin sınırlandırıldığı duruşmaya önceden ismi mahkeme heyetince belirlenen beş gazeteci dışındaki gazeteciler alınmayarak engellendi.
Anadolu Ajansı, DHA, İHA, Haber Türk ve DW Türkçe muhabirleri dışında hiç bir gazetecinin salona alınmayışı pandemi tedbiri adı altında ‘akreditasyon’ uygulandığı yorumlarına yol açtı.

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın’ın mahkeme başkanına salonun dışındaki gazetecilerin listesini sunarak içeriye alınmalarını talep etmesine rağmen sonuç değişmedi ve mahkeme başkanı bu talebi reddetti. Ve pek çok gazeteci duruşmayı kapıda takip etmek zorunda kaldı.

MAHKEME BAŞKANI TÜRKAN ELÇİ’NİN DİLEKÇESİNİ DİNLEMEDİ

Geçtiğimiz Temmuz’da hukuk diplomasını da alan Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de hazırladığı dilekçeyi duruşmanın başında okumak istedi. Ancak Türkan Elçi, mahkeme başkanının “önce sanık savunmaları” diyerek görmezden geldiği dilekçesini duruşma sonunda basın mensuplarına okudu.

Türkan Elçi’nin mahkeme salonunda okuyamadığı dilekçeden bir bölüm ise şöyle:

“Bireysel ve de kamusal yönleriyle yargı bağımsızlığını, tarafsızlığını objektif bir şekilde temsil eden hakimler olarak ,kendi kişisel görüşlerinizin ,ideolojilerinizin ,dini inançlarınızın etkisinde kalmadan, bir tarafın çıkarını gözetmeden ,yargılananlar arasında devletin memuru olan polislerin de bulunması dolayısıyla devletin menfaatini korumak gibi bir baskının ağırlığını hissetmeden ,hiçbir siyasi erkin gücüne meyletmeden , kişisel çıkar gözetmeden sadece ve sadece suçlunun cezalandırılmasının esas alınacağı adilane bir kararla; toplumun adalete olan güvensizliği bir nebze de olsa dinecek, insanların adil ve esenlikli bir ortamda yaşayabilme olanağı oluşacaktır hakim bey. Çünkü hukukun varoluş sebebinin temelinde yatan asıl amaç, insanların birbirleriyle ve vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devletle olan ilişkilerinde adil bir düzenin inşası vardır. Yargı makamlarının adalete yönelik çabaları olmaksızın devlete ve topluma güçlü bağlarla bağlı vatandaşlar düşlemek nafiledir hâkim bey.”

Türkan Elçi basın mensuplarına okuduğu 2 sayfalık dilekçesini şöyle tamamladı: “Adalete dayanmayan bir mahkeme salonundan çıkacak olan bir karar, güçlülerin güçsüzlere karşı üstünlüğünden başka bir şey olmayacaktır hâkim bey. Çektiğimiz bunca acıyı, mağduriyeti dipsiz karanlık bir mezbura kapatıp üzerini betonla örtmeye çalışıp , vebal yüklenmeyin hâkim bey.”

SANIK POLİSLER SEGBİSLE KATILIYOR

Öte yandan Elçi ailesinin avukatları sanıkların SEGBİS bağlantısı ile beyanlarının alınmasının doğrudanlık ilkesine aykırı olduğu, CMK m.196’ya, AYM ve AİHM kararlarına aykırı olduğu ve sanık polis memurlarının SEGBİS üzerinden dinlenilme kararından dönülmesini talep etti. Mahkeme ise sanık polislere savunmalarını nerede yapmak istediklerini sordu. Sanık polis memurları bulundukları yerden savunma yapmak istediklerini, mahkeme salonuna gelmeyeceklerini beyan etti.

İddianamede; sanık polis memurlarının ‘bilinçli taksirle öldürmekten’, firari sanıkların ‘olası kastla öldürmekten’ cezalandırılmaları talep ediliyordu.

Gergin süren duruşma boyunca mahkeme başkanı tarafından sıklıkla müşteki avukatlarını dışarı çıkarma uyarısı yapılırken, müşteki avukatlarınca da reddi hakim talebi dile getirildi.
Salondaki gerilim, adliye koridorundaki ve adliye dışındaki polisin hareketliliğine de yansıdı.

Polis ablukasının, basına yönelik engellemelerin gölgesinde ilk duruşma sonuçlandı. Mahkeme heyeti tüm heyetin reddine ilişkin talebi konusunda Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karar vermesinin istenmesine, SEGBİS kayıtlarının çözümünün yapılmasına, duruşmanın 3 Mart 2021 tarihine ertelenmesine karar verdi. 

Bugün sabah saatlerinden itibarense sosyal medyada #tahirelçiiçinadalet çağrıları yapıldı.

NE OLMUŞTU? 

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır, Suriçi’ndeki Dört Ayaklı Minare önünde, çatışmaların tarihi yapılara zarar verdiğini belirterek çatışmaların durdurulmasını talep ettiği basın açıklaması sırasında öldürülmüştü.
Elçi öldürülmesinden kısa bir süre önce bir televizyon programında “PKK bir terör örgütü değildir” dediği için “terör örgütü propagandası” suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. (DİYARBAKIR)