Belgesel yönetmeni ve gazeteci Sibel Tekin 16 Aralık 2022 sabahı Ankara’daki evine yapılan polis baskınında gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen Tekin, iki günlük gözaltı süresinin ardından 17 Aralık Cumartesi günü “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı.
Sibel Tekin’in Sincan Cezaevi’ne götürüldüğü öğrenildi.
Tekin’in, yaz saati uygulamasıyla ilgili bir belgesel için Ankara Tuzluçayır’da çekim yaparken kadraja giren polis aracındaki polislerin şikayeti sonucu gözaltına alındığı öğrenildi.
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre, Tekin yapılan aramalar sonrasında, üstündeki elbiseleri değiştirmesine izin verilmeden gözaltına alındı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Tekin’in iki bilgisayarına, belgesel çalışmalarının olduğu çok sayıda harici diskine, kamerasına ve bazı kitaplarına el konuldu.
Tekin’in avukatı Av. Mehtap Sakinci, tutuklamaya dair Ankara Adliyesi önünde açıklama yaptı:
“Sibel Tekin Türkiye’deki hak ihlallerinin görünür olması ile ilgili çabalarıyla, çalışkanlığıyla tanınır. Müvekkilim işini yaptığı için tutuklandı… Bütün dijital belgeler oncelenmeden, suç emaresi bile olmayan bir takım kayıt ve belgeler üzerine terörist addedilmek isteniyor.
#SibelTekin için sosyal medyada #SibelTekineÖzgürlük kampanyası başlatıldı. Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) Sibel Tekin’in tutuklanmasına dair “Belgeselciler Arkadaşlarını Geri İstiyor!” başlıklı bir basın açıklaması paylaştı.
#SibelTekineÖzgürlük #SibelTekinSerbestBırakılsın
— BSB (@belgeselsinema) December 18, 2022
Açıklama metni şu şekilde:
“Onlarca yıllık arkadaşımız, üyemiz, belgesel sinemacı ve akademisyen Sibel Tekin gözaltına alınıp tutuklandı, hapse atıldı. Çekim yaparken polis aracı kadrajına girdi, polisler şikâyetçi oldu, dediler, iş örgüt üyesi olduğu iddiasına kadar vardı! Sibel, meslek birliğimiz Belgesel Sinemacılar Birliği’nin ve akademinin üyesidir. Bunca yıldır her yaptığı göz önünde olan, mesleğinin gereklerini yerine getiren arkadaşımız, tanıyan herkesin sevdiği, değerli bir insandır.
Gece 02.00 civarında evinin basılması, ekipmanına, arşivine el konması, hard diskleri hızla taranarak ‘suç unsuru’ bulunması ve üyemizin apar topar tutuklanıp cezaevine konması, Sibel’in, muhtemelen benzerlerini daha önce yaşadığımız kurgulardan birine kurban edilebileceği endişesini yaratıyor. Belgeselcilere yönelik son zamanda artan şiddet endişemizi büyütüyor.
Sibel, 18 yıl boyunca, dünyanın her yerinden gelen yüzlerce filmle Türkiye’deki izleyicileri buluşturduğumuz Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’ne ve birliğimizin her türlü faaliyetine gece gündüz emek vermiş, güler yüzü ve sıcak enerjisiyle yanındakilere hep moral kazandırmış, kendi çalışmalarımızı da çekip belgelemeyi hiç ihmal etmemiş, yorulmak bilmeyen bir arkadaşımız. Ve gelecek kuşaklara bilgi-belge aktarma görevini gönüllü olarak üstlenmiş bir belgeselci. Çocuklarımız, gençlerimiz için iyi bir şeyler yapmaya çalışan herkesi cezalandırmak zorunda mıyız?
Haber verme-alma özgürlüğüyle birlikte kamusal alanda çekim yapma ve yayma hakkımız Anayasa’nın 26. ve 27. maddelerinde düzenlenen hükümlerle güvence altına alınmıştır. Çektiklerimizi, kurguladıklarımızı, ulaştığımız belgeleri gelecek kuşaklara aktarmak için arşivlemek mesleki sorumluluğumuzdur. Sibel, kimse adına değil hakikat adına bu sorumluluğu yerine getiriyor. Bu sorumluluğa sahip çıkmazsak kendimize belgesel sinemacı diyemeyiz.
Sibel Tekin ile ilgili hukuki süreci gözümüzü ayırmadan izleyeceğiz. Ne suçlama yapılırsa yapılsın kabul etmeyeceğiz, çünkü Sibel’i tanıyoruz. İnsanların hayatlarıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı. Sibel Tekin derhal serbest bırakılmalı, el konan bütün ekipman ve arşivi eksiksiz geri verilmeli.”
Sibel Tekin’in serbest bırakılması için BSB’nin başlattığı imza kampanyasına buradan imza verebilirsiniz.