Sanatta dijital bilgi aktivizmine neden ihtiyaç var?

Daralan kamusal alan, pandemi döneminde şiddetini artıran hak ihlalleri, kriz anlarının sayısının çoğalmasıyla gitgide bulanıklaşan kavramlar… Bunlar kültür-sanat alanında ifade özgürlüğü ihlallerini kayıt altına alırken ve alternatif savunuculuk yöntemleri üzerine kafa yorarken önümüze çıkan sorunların sadece bir kısmı. Dijital bilgi aktivizminin sunduğu yeni yollar ise bu sorunlarla mücadelede yeni kapılar açma potansiyeli barındırıyor


ALİCAN ACANERLER

Kültür-sanat alanında sansür vakalarının çetelesini tutarken bu alanda uzun yıllardır savunuculuk yürüten diğer platformların açtığı tartışmalar ifade özgürlüğüne dair kavramların berraklaşmasını sağlıyor. Türkiye’de Susma Platformu’ndan önce Siyah Bant’ın yayımladığı araştırmalar bu açıdan oldukça değerli. Bu araştırmalar ile hem gelecek kuşak savunuculara ülkede sansür ve otosansür hakkında bilgi birikimi aktarmış olunuyor hem de kamuoyu, sansür vakaları ve bunlar çevresinde gerçekleşen tartışmalar üzerinden bilgilendirilmiş oluyor.

Susma Platformu; sanatsal ifade özgürlüğü kavramının kapsamı, hangi durumlarda ihlal edildiği gibi konulara dair karşısına çıkan her ihlal vakasında danışma kurulu, platformun ekibi ve platforma düzenli katkıda bulunanlar ile sürekli bir tartışma yürütüyor. Tartışmalar neticesinde ifade özgürlüğünün ve ihlal kavramının çerçevesi sürekli yeniden şekilleniyor. SUSMA bir yandan da alandan bilgi üreterek, konu üzerine üretilmiş kaynakları çeşitlendirmek ve literatüre katkı sunmak için çaba gösteriyor.

Kaynakları çeşitlendirmek adına platform olarak; 27 Nisan 2021’de kültür sanat alanından pek çok değerli isimle bir araya geldik ve Türkçe Wikipedia’daki “sanatsal ifade özgürlüğü” sayfasını beraber yazmaya çalıştık. Bu yazıda da böyle bir atölyeye neden ihtiyaç duyduğumuzu ve atölyeden izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.

SANATTA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA ÇALIŞAN İNİSİYATİF SAYISI AZ

Dünya genelinde sanatsal ifade özgürlüğü alanında çalışan ve alandaki yazına Türkiye’den düzenli katkıda bulunan platformların sayısı yalnızca iki ve bunlar Siyah Bant ve Susma Platformu. Uluslararası arenada benzer konuda faaliyet yürüten platformlar ise Index on Censorship, Freemuse, Artists at Risk Connection (ARC), Arterial Network, Safemuse ve PEN International ile sınırlı.

Alanın nişliği bilgi birikimini aktarırken Türkçe kaynak bulma konusunda sorunlar yaratabiliyor. Yeterli sayıda başvuru kaynağının bulunmaması da, konuların sınırlı bir çevreye aktarılabilmesine neden oluyor.

Öte yandan her gün binlerce haber ve hızlı içerik akışı içerisinde sansür vakalarından oluşan bir arşiv çalışması oluşturmaya çalışırken, sivil inisiyatiflerin yürüttüğü tartışmaların bazen söylem düzeyinde kalabilmesi tehlikesi ortaya çıkıyor. Her türlü tanımlamalardan ve kavramların çerçevesinden uzakta sadece anlık olayların içerisinden sansür ve otosansür tartışmasını yürütmek, tartışma zeminini yer yer açmazlara götürebiliyor. Örneğin her bir sansür vakasının üzerinde tek tek tartışmak bazen bir vakayı Türkiye’de ve dünyada ifade özgürlüğünde güncel olarak anılan olayların bağlamından kopararak ele alma tehlikesini taşıyabiliyor. Sürekli elimizin altında olan başvuru kaynaklarına sıklıkla ihtiyaç duyulmuş olabiliyor. Bu kaynakların ya da derlemelerin ve Türkçe yapılan tanımların da sayısının artırılması gerekiyor. 

TÜRKİYE’DE KAMUSAL ALANIN DARALMASI ALTERNATİF SAVUNUCULUK YÖNTEMLERİNİ GEREKTİRİYOR

Freemuse’un ‘Sanatsal Özgürlüğün Durumu 2021’ raporunda, Avrupa’daki 254 sanatsal ifade özgürlüğü ihlalinden 72’sinin Türkiye’de gerçekleştiği belirtiliyor. Aynı rapora göre, dünya genelinde hapse atılan 82 sanatçının yedisi Türkiye’den. 

Freedom House’un “Dünyada Özgürlükler 2021: Demokrasi Kuşatma Altında” raporuna göre ise “siyasal haklar” ve “temel haklar” başlıkları altında toplamda 100 puan üzerinden yapılan değerlendirmede Türkiye, küresel özgürlük puanlamasında sadece 32 puanla 2018’den beri “özgür olmayan ülkeler” arasında yer alıyor. Bu veriler bize Türkiye’de sansürün günlüğünü tutmaya çalışırken heybemizde biriktirdiğimiz tartışmaları bir şekilde kayıt altına alma çabamızın değerli olduğunu gösteriyor. Kamusal alan daralırken gündelik akışta gelip geçiyormuş gibi duran “söylemin” de arşivinin tutulması gerekiyor.

Sivil toplumun arşiv niteliğindeki yıllık ya da dönemsel raporlarında yer alan bilginin ise, gerçekten ulaşması arzu edilen ve değişimin temenni edildiği kitleye ulaşıp ulaşmadığı bir soru işareti olarak aklımızın bir köşesinde dönüp duruyor. 

Susma Platformu olarak tuttuğumuz kaydın daha geniş kitlelere ulaşmasını arzu ediyoruz. İfade özgürlüğü ile ilgili kullandığımız kavram setine kamuoyunun büyük kısmının doğal olarak aynı düzeyde hakim olmaması da, konu hakkında mevcut bilginin ne kadar kamusallaştığına dair soru işareti barındırıyor.

Buradan da ifade özgürlüğü konusunda sivil toplumun ve akademinin kesişiminden elde ettiğimiz bilgiyi daha geniş kitlelere yayarken, mevcut savunuculuk yöntemlerimizi çeşitlendirmemiz gerektiği sonucuna ulaşıyoruz.

WİKİPEDİA ÇOĞU ZAMAN İLK BAKILAN MECRA OLUYOR

Wikipedia, sayılan çekincelerin ve problemlerin çözüm yollarından birisini sunmakta yardımcı olabilir. Belki de her gün türlü sebeplerle defalarca bakma ihtiyacı hissettiğimiz bir ansiklopedi bize alternatif savunuculuk için alternatif bir yöntem kazandırabilir. Wikipedia’yı bu konuda bir paydaş olarak görmemizin ise, Türkiye’de son zamanlarda sayıları artarak devam eden bilgi aktivizmi faaliyetleri sayesinde olduğunu söylemek mümkün. 

Wikipedia, arama motorlarına bir kelime öbeği yazıldığında çoğu zaman karşımıza çıkan ilk kaynak olma niteliği taşıyor. Doğru ve sağlıklı tartışma zeminini oluşturmak için bu kaynaktaki bilgilerin niteliği önem taşıyor. Bu noktada; tartışılan kavramları merak eden bir kişi için, kavramlar hakkında bilgi sahibi olabileceği ilk mecra üzerinden dijital aktivizm yürütme fikrinin kendisi de alternatif bir aktivizm yöntemi.

Wikipedia, 29 Nisan 2017 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) 5651 sayılı kanuna dayanarak aldığı idari tedbir kararıyla engellenmesi sonucu yaklaşık iki buçuk yıl Türkiye’de kapalı kaldı. Geçen süre zarfında siteye erişim VPN (Virtual Private Network -Türkçesi Sanal Özel Ağ) üzerinden mümkün olsa da Wikipedia internet kullanıcılarının günlük rutinlerinden uzaklaştı. Susma Platformu da geçen iki buçuk yılda bu konuda sık sık savunuculuk yaptı, içerikler hazırladı; “özgür ansiklopedi” mottosuyla kullanıcı tabanlı oluşturulan bir sistemin gerekliliğini ortaya koymaya çalıştı. 

Wikipedia’daki içeriklerin üyeleri tarafından gönüllülük üzerinden hazırlanıyor oluşu, konu ve kavramların gerçekten ilgilisi tarafından oluşturulmasına olanak sunuyor. Susma Platformu olarak Wikipedia üzerinde her gün değindiğimiz kavramlardan olan “sanatsal ifade özgürlüğü”nü oluşturmak istememizin bir değer sebebi de bu: Alanında tercübeli ve bilgi birikimi bulunan ve konuya katkıda bulunabilecek değerli kişilere ulaşarak Susma Platformu’nun şimdiye kadar kayda geçirdiklerinin arşivini tutmak. 

KARŞI MAHALLELERE DE SESLENEBİLMEK GEREKİYOR

Toplum bilincinin geliştirilmesi ve kısıtlayıcı uygulamaları tersine çevirmek için yaptığımız tüm çalışmalarda bireyleri ve bulundukları ağları, sansüre ve otosansüre karşı hukukî zeminde direnmeleri için teşvik etmeyi amaçlıyoruz. 

Sansürün öznesi her zaman sosyal medyadaki takipçilerimizden ya da görünür olmaya çalıştığımız yerlerde, halihazırda SUSMA’yı bilen kitleden olmayabiliyor. Her alanda hak ihlallerinin sıklıkla yaşandığı bir coğrafyada okuyucu ve takipçi kitlemizden olmayan, belki de karşı mahallede olan ve sansürün hedefinde kalan kişilerle diyalog kurmanın da savunuculuğun bir parçası olduğunu düşünüyoruz. 

Çünkü bir noktada geleceğe ve Türkiye’de artarak devam eden kutuplaşmanın tüm uçlarına, kullandığımız kavramları ve meramımızı anlatmak durumundayız. Konuştuklarımızın yalnız kendi mahallemizde kalmaması için çevrim içinin olanaklarını kullanmak gerekiyor. Kavramların sık sık kullanılmaya başlanmasıyla da dilimize ve oradan da hak taleplerini kullanış biçimlerine sirayet etmesini umut ediyoruz. 

Ayrıca sansür ve otosansür kelimelerine değen herkesi tartışmalarımızdan haberdar etmek istiyoruz. Bunu yaparken internet kullanıcılarının sansürü ve otosansürü konuşurken aslında meselenin zemininde yatan ifadeler konusunda bilgi düzeylerini eşitlemek de gerekiyor. Wikipedia, bilgi ansiklopedisi işlevinde okuyuculara konular hakkında bazen yüzeysel bazen de derinlemesine fikir vermek için gerekli kaynakları sunuyor. Wikipedia belki çoğu zaman ilk elden tüm merak ettiklerinizi öğrenip yetineceğiniz bir yer olmasa da merak ettikleriniz hakkında size nereye bakmanız gerektiğini gösteren bir momentum işlevi görüyor.

PANDEMİ KOŞULLARINDA ÇEVRİM İÇİ AKTİVİZM DAHA ÖNEMLİ HALE GELİYOR

Özellikle pandemi döneminde artan baskı ortamında sansür vakalarını mahkeme koridorlarında, sokaklarda, meydanlarda tanıklıklarla kayıt altına almak da giderek zorlaşıyor. Hak savunucularının somut olarak kamusal alandan çekilmeye başladıkları böyle dönemlerde elde kalan dijital araçları daha çözüm odaklı kullanmanın gerekliliği ortaya çıkmış oluyor. 

2020’de meclisten geçen sosyal medyaya yönelik yeni yasal düzenlemeler ile gündemimize giren “unutulma hakkının” da, sansürün engellenmesi için yürütülen klasik araçlardan “kayıt altına almayı” neredeyse imkansız kılabileceğine şahit olduk. Sansüre dair haber ve içeriklerin, farkındalık oluşturmak için atılan tweetlerin, hashtag kampanyalarının kolayca engellenebileceğini gördük. SUSMA’ya iletilen yeni sansür metotları arasında yürütülen hak temelli bir kampanyanın Instagram gönderilerinin, platformun “topluluk kurallarına” uymayarak kaldırılmasını, bir hak temelli kampanyayı daha çok kişiye ulaştırmak için verilmek istenen reklamın “siyasi konularda reklam verilmemesi” sebebiyle engellenmesini sayabiliriz. Benzer sebeplerle pek çok “yeni engelleme” şekilleri de listeye eklenebilir. 

ELİMİZDEKİ ARAÇLARI ÇEŞİTLENDİRMELİYİZ

İfade ve görüşleri engelleyen her türlü bilinçle mücadele etmek için elimizdeki gereçleri daha da çeşitlendirmemiz gerektiğini sürekli tekrar ediyoruz. Farkındalığın yeni yollarla yaygınlaştırılmaya devam etmesi gerekiyor. 

Tüm bu sebeplerle 27 Nisan Salı saat 18.00’da edebiyat, tiyatro, radyo, sinema, hukuk ve akademi gibi farklı disiplinlerden 15 kişiyle “Vikipedi’deki sanatsal ifade özgürlüğü sayfasını beraber yazıyoruz!” atölyesini gerçekleştirdik. Yaklaşık iki buçuk saat süren atölyenin ilk bölümünde aynı zamanda atölyenin eş yürütücülüğünü üstlenen Wikimedia Kullanıcı Grubu Türkiye’den gönüllüler Başak Tosun ve Zafer Batık bir sunum gerçekleştirdi. 

Tosun ve Batık sunumlarında Wikipedia’nın işleyişini ve temel ilkelerini açıklayıp, bir kavramı daha görünür kılmak için Wikipedia’dan nasıl yararlanılabileceğini anlattılar. Sunumlarında üzerinde durulan önemli noktalardan biri de akademisyenlerin ve sanatçıların neden Wikipedia’da bulunmaları gerektiği ve özellikle akademideki yazının bu sayede nasıl görülebilir olabileceği idi. 

Wikimedia Kullanıcı Grubu, Wikipedia ilkeleri doğrultusunda Sanatsal İfade Özgürlüğü maddesinin içeriği nasıl şekillendirilmeli; bu konuda arama yapan her internet kullanıcısının önüne çıkması -ve özellikle vurgulanması- gereken bilgiler neler; farklı disiplinlerden kişileri ilgilendirecek farklı boyutları nedir ve hangi kaynaklara yönlendirilmeli gibi konularda da yardımcı olabilecek bazı teknik bilgileri sıraladılar.

Wikipedia 400’den fazla dilde hizmet veriyor ve; platformu her gün milyonlarca insan düzenli olarak kullanıyor. Ancak Türkiye’deki kullanıcı sayısının, Wikipedia’daki makalelerde dünya genelinde düzenleme ve değişiklik yapanların sayısına oranının altında seyrettiği de önemli bir veri. Bu da Wikipedia’nın Türkçe sayfalarındaki nitelikli makale sayısını azaltıyor. Susma Platformu’nun gerçekleştirdiğine benzer dijital bilgi aktivizmi atölyeleri aynı zamanda Türkçe başvuru kaynaklarının sayısını artırmaya da yarayabilir.

Atölyenin ikinci bölümünde ise katılımcılardan Wikipedia’nın Türkçe sayfasında yer alacak “sanatsal ifade özgürlüğü” maddesinin alt başlıklarının çıkarılması istendi. Çıkarılan alt başlıklar neticesinde üç adet tartışma grubu kuruldu. Katılımcılar alt başlıklardan “Sanatsal ifade özgürlüğünün hukuksal temelleri,” “Sanatsal ifade özgürlüğü önündeki engellemeler” ve “Türkiye’de sanatsal ifade özgürlüğünü” tartıştıkları ayrı gruplarda yaklaşık 45 dakika boyunca meselenin çok boyutlu ve katmanlı yönlerini ele aldı ve bu alt başlıklar içerisinde mutlaka değinilmesi gereken noktaları sıralamaya çalıştı. Sıralama esnasında katılımcılar andıkları bir kelime, kavram veya olaya ilişkin ilgili kanıtları ve linkleri de aynı zamanda internet üzerindeki açık kaynaklardan bulup eklemeye çalıştı. Ardından bu egzersiz sırasında fark edilen zorluklar üzerine hep birlikte tartışıldı. 

TÜRKİYE’DE KAVRAMLARIN BULANIK OLMASI BÜYÜK BİR SORUN

Katılımcılar batıda 1970’lerde yaygınlaşan ve çoğunlukla “ifade özgürlüğü” çatısı altında yer alan “sanatsal ifade özgürlüğü”nü Türkiye özelinde tartışmaya açmanın yer yer çıkmazlara sürüklediğinden bahsetti. Türkiye’de konunun kamuoyu nezdindeki algılanış biçimlerinden doğan problemlere de değinilmesinin ardından sanatsal ifade özgürlüğünü tartışırken söz edilmesinin önemli olduğu düşünülen konular sıralandı. Sanat eserlerinde dini eleştiri, nefret söylemi, müstehcenlik, erotizm, vandallık gibi kavramların Wikipedia’da yer alacak sayfada açıklanması gerektiğinde uzlaşıldı. 

Atölyenin son bölümünde ise sanatsal ifade özgürlüğünün sadece Türkiye’de yürüyen güncel tartışmalarına ilişkin ayrıca bir Wikipedia makalesi sayfası yazılması gerektiğine karar verildi. Susma Platformu’nun bu alanda yapacağı atölyeler bir sonraki dönemde de devam edecek.