OHAL’de ifade özgürlüğü

Susma Platformu Diyarbakır’dan sonra ikinci etkinliğini İzmir’de gerçekleştirdi. İzmir’deki buluşmada OHAL’de İfade Özgürlüğü başlıklı bir konuşma yapan avukat Fikret İlkiz, gazeteci ve sanatçıların karşılaştığı başlıca sorunlar hakkında bilgi vererek ifade özgürlüğü için hukuksal mücadelenin yollarını tarif etti.


Sanat eserlerinin sansürlenmesi, engellenmesi ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin takipçisi olmayı ve sanatçı haklarını korumayı hedefleyen Susma Platformu, Diyarbakır’da düzenlediği ilk toplantının ardından İzmir’de bir etkinlik gerçekleştirdi. İzmir Sanat Merkezi Oditoryum Salonu’nda 4 Mart’ta düzenlenen buluşmaya konuşmacı olarak İstanbul Barosu avukatlarından Fikret İlkiz katıldı. Olağanüstü Hal’de İfade Özgürlüğü başlığını taşıyan etkinlikte İlkiz, Türkiye’de ifade özgürlüğü alanında yaşanmış hak ihlallerini örneklerle aktardı.

Türkiye’de ifade özgürlüğü ihlalleri alanında pek çok davayı üstlenmiş olan Fikret İlkiz, konuşmasının başında Anayasa’nın sanatçıyı koruyan maddelerini hatırlatarak yine yasal düzenlemelerle kolluk güçleri tarafından ifade özgürlüğünün nasıl engellendiğini örneklerle aktardı.

Sanatçıların yargılanma süreçlerine dair, “Tiyatrocular, müzisyenler, sinemacılar, eser sahipleri, haber yapanlar, şiir yazanlar yargılanmaya başladığı zaman, yargıda ve mahkemelerde yargılanan kişilerin, aslında mevcut hukuki düzeni yargıladıklarını görürsünüz. Yargılananların yargıladığı bir duruşmaya tanık olabilirsiniz” diyen İlkiz, ifade özgürlüğünün Türkiye’de hangi hallerde sınırlandırılabileceğinin çok tartışıldığını belirtti. Kamu düzeni, genel ahlak ve suçun önlenmesi gibi kavramların ifade özgürlüğünün önüne çıkan başlıca gerekçeler olduğunu vurgulayan İlkiz, Anayasa’nın 25. maddesinin düşünce ve kanaatleri dolayısıyla hiç kimsenin suçlanamayacağı, bunları açıklamaya zorlanamayacağı düzenlemesi yaptığını dile getirdi. İlkiz, Anayasa’nın 27. maddesinin ‘herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme, öğretme ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir’ dediğini hatırlattı, ancak bu güvencelere karşılık Anayasa’nın 1., 2. ve 3. maddelerinin engel olduğuna dikkat çekti.

“Anayasanın vermiş olduğu bu hak, Anayasa’nın 1. 2. ve 3. maddeleri ile sınırlandırılmış durumdadır. Özgürlüğe yapılan müdahaleleri Anayasa’nın kendisi söylemektedir. 1) Devletin şekli 2) Cumhuriyetin nitelikleri 3) Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti” diyen İlkiz, sanata, bilime ve ifade özgürlüğüne olanak sağlayan maddelere, söz konusu 3 maddenin engel olduğunu söyledi.

Fikret İlkiz, kendisinin de müdahil olduğu davalardan örnekler vererek özellikle ifade özgürlüğü ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giden davalarda Türkiye’nin haksız bulunduğunu vurguladı.

Diyarbakır’da OHAL

Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da cevaplayan İlkiz, OHAL koşullarında hukuki mücadele vermenin güçlüklerini dile getiren katılımcılara, OHAL’de bile ifade özgürlüğü ve sanat yapmanın önündeki engeller için hukuki mücadele vermekten vazgeçilmemesi gerektiğini söyledi.

İzmir’deki toplantıya Diyarbakır’dan katılan Susma Platformu üyesi Vecdi Erbay ise bölgedeki ihlaller konusunda bilgi verdi. Erbay, belediyelere kayyum atanmasıyla birlikte, belediyeye ait sanat kurumlarında çalışan sanatçıların işten çıkarıldığını, dolayısıyla bu kurumların fiilen kapatıldığını söyledi. Aram Tigran Konservatuarı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Amed Sanat Galerisi gibi kurumlar hakkında bilgi veren Erbay, “Bu kurumlarda faaliyet yürüten sanatçıların hepsi belediyeye kayyum atandıktan sonra işten çıkarıldı. İşten çıkarılan sanatçıların yeri doldurulmayınca,  söz konusu kurumlar fiilen kapatılmış oldu” dedi.

Vecdi Erbay, ana dilde eğitimi önceleyen Zarokîstan adlı kreşlerin de benzer bir uygulamaya tabi tutulduğunu belirterek Kayapınar Belediyesi’ne kayyum olarak atanan kaymakam Mustafa Kılıç’ın basın toplantısı düzenleyerek kitapları suç aleti gibi sergilediğini hatırlattı.