Müzisyenler anlatıyor (V): “Bizim müziğe müzisyenlerin de müzik yapmaya ihtiyacı var;” “Müzisyenlik meslek olarak kabul edilmeli”

“Salgın, Yalnızlık, Dayanışma” yazı dizimizin bu bölümünde Ankara’da bir yerel gazete olan Solfasol tarafından düzenlenen, müzisyenler için destek konserleriyle umut biriktirmeye devam ediyoruz. Bodrum’dan bir başka müzisyen Uğurcan Çakar’ın ise “Müzisyenlik meslek olarak kabul edilmeli” çağrısına katılıyoruz


AYŞEN GÜVEN

Müzik sektörünün pek çok bileşenine söz vermeye çalıştığımız yazı dizimizin sonuna yaklaşırken, çözüm aramakla mükellef olan makamların ne kadar yetersiz olduğunu da bir kez daha sorguluyoruz. Ankara’da 10 yıldır yayın yapan yerel gazete Solfasol’ün online dayanışma konser organizasyonları bu sorgulamayı daha görünür kılıyor. Üstüne vazife olmayan bir gazete, salgın şartlarında müzisyenlere hem maddi hem moral destek sağlayan 80 konser gerçekleştirerek asıl üzerine vazife olanlara kendiliğinden bir cevaba dönüşüyor. Yazın açık hava programlarıyla bu dayanışma çabalarını sürdürmeye hazırlandıklarını belirten Solfasol gazetesinden Mehmet Onur Yılmaz, sürdürülebilir dayanışmayı örgütlemenin peşinde olduklarını serimizin bu bölümünde anlatıyor. Bodrum’da yaşayan perküsyonist Uğurcan Çakar da müzisyenlerin arasındaki dayanışmaya atıfta bulunuyor ancak “yok sayılmalarına” isyanını da ekliyor. Ve artık müzisyenliğin bir meslek olarak tanınmasını istiyor. 

Bugün mikrofonumuz Ankara’dan Bodrum’a uzanıyor. 

Solfasol gazetesi nasıl bir yapı biraz bahseder misiniz bize? 

Adı Solfasol olsa da Solfasol müzikle ilgili bir yapı değil aslında. Aslen bir yerel gazete olarak yayın hayatını Ankara’da 10 yıldır sürdüren bu gazete, çevresinde bir araya gelmiş Ankaralı hemşehrilerin oluşturduğu bir dayanışma aynı zamanda. İki yıla yakın zamandır da solfasol.tv adıyla YouTube’da video içerikler yayımlıyoruz. Ağırlıklı gönüllü katkılarla üreten kentsel bir inisiyatif Solfasol

Pandemi ortamında online dayanışma konserleri yapma fikriniz nasıl gelişti, bu organizasyonlarınız nasıl ilerliyor? 

Solfasol dayanışma konserlerinden bir kare

Konser yayınları pandemi ile birlikte gündemimize geldi. Bu, dönemin somut ekonomik ve sosyal etkilerini görür görmez bu konuda üzerimize ne düşer diye düşündüğümüzde ortaya çıkan bir fikirdi. Böylece gelirini kaybeden müzisyenlerle müziksiz kalan ve evlerine tıkılan dinleyicileri buluşturmayı düşündük. Bu buluşmaları karşılıklı bir dayanışma olarak örgütleyebilmekti dileğimiz. 

Hayat eve sığarsa, müzik de dayanışma da sığar diyerek başladık anlayacağınız. Müzisyenler ve dinleyicileri daha önce mekânlarda buluşurken şimdi canlı konserlerle Youtube kanalımızda buluşuyoruz; en basit haliyle böyle anlatabilirim. Solfasol olarak dinleyicileri bilet almaya çağırıyoruz. Dinleyicilerden gelen bilet gelirlerinin tümünü de projeye katılan müzisyenlere eşit yevmiyeler şeklinde aktarıyoruz. Gelir gider hesabını da aylık olarak Solfasol gazetesinde şeffaflık köşesinde yayınlıyoruz. 

Şeffaflık kısmına vurgunuz çok kıymetli sahiden. Peki işleyişinizden devam edersek sizinle nasıl iletişime geçiyor müzisyenler? 

İlk başladığımızda yakın çevremizden bildiğimiz müzisyen arkadaşlarımıza çağrıda bulunduk. Sonrası kulaktan kulağa ve konserlerimizi duyarak bize ulaşan müzisyenlerle geldi. Gazetemizin e-mailine ve telefonlarına ulaşan Ankaralı müzisyenleri sırayla konser programına alıyoruz. Bir seçki ya da özel bir sıralama yapmıyoruz. 

Biletlere ilgi nasıl? Müzisyenler için ne boyutta bir katkı bu sizce? 

Veli Saçılık, Zülfü Livaneli, Sarp Apak, Bülent Emrah Parlak, Haluk Levent gibi sanatçıların ve dostların duyuru desteğiyle bir ay öncesine kadar projenin geliri giderini karşılıyordu. Şimdilerde biraz eksiden gidiyoruz. Ama duyuldukça izleyici sayısı da katkı miktarı da artıyor. Çünkü bizim müziğe, müzisyenlerin de müzik yapmaya ihtiyacı var. Biz konser başına her müzisyene yevmiye ödemesi yapıyoruz yukarıda söylediğim gibi ve bu çok küçük bir katkı. İşin güzel yanı gelir sorunu olmadığını belirten bazı müzisyen dostlar sahne aldıktan sonra yevmiyesini dayanışma kasasına bırakıyor ki bu dayanışmanın en güzel hali olsa gerek. Yani dayanışma küçük katkılarla ama kendi içinde güzelliklerle sürüyor. 

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DAYANIŞMAYI ÖRGÜTLEMENİN PEŞİNDEYİZ”

Sanatçıların desteği gerçekten çok güzel görünüyor. Bu kıymetli çabanıza bahsettiğiniz müzisyenlerin yanı sıra kimi kurumlardan ya da yerel yönetimlerden de destek geldi mi? 

Pek çok kurumla ve yerel yönetimle görüşmelerimiz oldu. Ama şimdiye kadar somut bir destek ortaya çıkmadı ne yazık ki. Belediyeler tek seferlik ve görünürlüğü olan organizasyonlarda iyiler ama iş sürdürülebilirliğe gelince olmuyor. Biz ise sürdürülebilir bir dayanışmayı örgütlemenin peşindeyiz. 

Tabii destek illa maddi olmuyor. Önce Kavaklıdere’deki kendi stüdyomuzda başladığımız konser yayınları son bir aydır Ankara’daki konser mekânlarının bizi konuk etmesiyle kentin farklı mekânlarına da yayılmaya başladı. IF, Berlin Cafe, Black Pub, Shelter gibi mekânlar sahnelerini bize açtılar. Şimdiki hedefimiz havaların ısınmasıyla sokaktan canlı konser yayınları. Pandemi bizi evlerimize hapsetse de kentin parklarını sokaklarını eve getirmemize engel değil bu diye düşünüyoruz. (İlk sokak konserini BANDİSTA ile 1 Mayıs’ta yaptık.)

“DAYANIŞMAYI İÇİNE TİYATROLARI DA ALARAK BÜYÜTECEĞİZ”

Solfasol dayanışma konserlerinden bir kare

Bir de, sorduğunuz anlamda bir destek değil ama şimdiye kadar yaptığımız konserlerden aldığımız cesaretle dayanışmanın alanını genişletmeye karar verdik… Müzisyenlerle başlayan dayanışmayı Ankara Tiyatro Yapımcıları Derneği ile işbirliği içinde, içine tiyatrocuları da alarak büyüteceğiz. Önümüzdeki haftadan başlayarak Solfasol TV’de tiyatro yayınlarına başlıyoruz. 23 Nisan vesilesiyle çocuk oyunlarıyla başlayacak tiyatro yayınlarımız artarak ve çeşitlenerek sürecek. Müzisyenlerle yaptığımıza benzer bir modelle Ankaralı tiyatrocularla da dayanışma içinde olacağız. 

Sizlerin çağrısı nedir hem müzisyenlere hem de organizasyonu destekleyebilecek dinleyicilere? 

Bu bir yardım organizasyonu değil, bunu özellikle belirtmek isteriz. Bu bir dayanışma ve dayanışma ancak eşitler arasında olur. Pandemi her anlamda sarsıcı ve olağandışı bir süreç. Bu süreçten hep birlikte çıkmak için birbirimize ihtiyacımız var. Tüm olanaksızlıklara rağmen elimizde olanla elimizden geleni yapıp hep birlikte ayakta kalmanın bir yolunu bulmalıyız. Solfasol Müzikal Dayanışma da bunun bizim bulabildiğimiz bir yolu… Dinleyicilerin müzik dinlemeye, müzisyenlerin ise müzik yapmaya ihtiyacı var. Pandemi belasından sonra birbirimizin yüzüne gülümseyerek bakabilmek istiyoruz. Bu söylediklerimizi anlamlı bulan herkesi, Solfasol Müzikal Dayanışma için bilet alarak desteklemeye çağırıyoruz. Ankara’da yaşayan, geçimini müzik yaparak sağlayan herkesi bekliyoruz. Bize telefon ve e-mail yolu ile ulaşabilirler.

Buradan da bir daha paylaşalım isterim şimdiye kadar hangi tarzlarda müzik yapan kaç müzisyeni ağırladınız ve devam eden konserlerinizin detaylarına okurlarımız nereden ulaşabilir? 

80’i geçkin sayıda konserde, bambaşka tarzlarda müzik yapan 60’a yakın grubu, 250’ye yakın müzisyeni ağırladık şimdiye kadar. Pandami gibi yeni ve popüler grupların yanı sıra, Inrock, Gypsy Pavilion, Sinağrit Baba gibi önde gelen Ankara gruplarını ve rock’tan caza, halk müziğinden popüler müziğe ve cover gruplarına kadar müthiş bir çeşitlilik barındırıyor konuk müzisyenler. Son olarak 1 Mayıs’ta sokaktan yaptığımız canlı BANDİSTA konseriyle müzikal dayanışma yeni bir boyut kazandı.

Konserlerin listesine ve detaylarına şuradan ulaşabilirsiniz:

https://youtube.com/playlist?list=PLNFqHPrUabwL-K8SY66YKulL7OPhFZmNS

GAZETE SOLFASOL WEB SİTESİ: solfasol.tv 

SOLFASOL YOUTUBE KANALI: @solfasoltv 

SOLFASOL MÜZİKAL DAYANIŞMA KONSERLERİ LİNKİ:

https://youtube.com/playlist?list=PLNFqHPrUabwL-K8SY66YKulL7OPhFZmNS

MÜZİKAL DAYANIŞMA BİLET LİNKLERİ:

1 BİLET: 10 TL – http://iyzi.link/AFxcMQ​

2 BİLET: 20 TL – http://iyzi.link/AFxkCw​

5 BİLET: 50 TL – http://iyzi.link/AFxkEA​

10 BİLET: 100 TL – http://iyzi.link/AFxkFQ​

ÖNEMLİ NOTLAR:

Katılım için bilet almak zorunlu değil ama ısrarla tavsiye edilir! 

Etkinliklerin tüm geliri projeye katılan müzisyenlere aktarılmaktadır. 

Soru, görüş ve önerileriniz için 

E-mail: bilgi@gazetesolfasol.com

“FİLMLERDE, DİZİLERDE, TELEFONLARDA YAŞAMIN HER ALANINDAN MÜZİĞİ ÇEKİP ALDIĞINIZDA YAŞADIĞINIZ BOŞLUK NE İSE BİZ MÜZİSYENLER DE TAM OLARAK ONU HİSSEDİYORUZ”
Perküsyonist Uğurcan Çakar Bodrum’da yaşıyor ve farklı müzik grupları ile beraber 80’lerin ve 90’ların pop şarkılarını çalıyorlar. 

13 aydır hiç sahne almadığını söyleyen Çakar, “Karanlığa doğru ilerlemeye devam ediyoruz” diyor. Aynı zamanda reklam işleri yapan müzisyen, geçimini bu sayede sağlıyor.  

“Yaşamak bu sistem içerisinde müzisyenler için tamamen bir şans zaten” diyen Uğurcan Çakar şunları da ekliyor: “Müzisyenler pandemi sürecinde de bir kez daha sistem tarafından yok sayıldıklarını görmüş oldu. Herhangi bir güvencemiz yok. Çoğumuz iki üç iş birden yaparak geçinmeye çalışıyoruz. Aslında bugün görülen tablo yeni de değil. Ama daha fazla derinleşti ve meslektaşlarımızın intihar yolunu seçmesine kadar dayandı.” Bir süredir müzisyen arkadaşlarıyla çözüm arayışı halinde olduklarını anlatan Çakar,  “Kendi içimizde yardım paketleri toplamaya çalışıyoruz. Ancak yeterli olmuyor” diyerek çabalarını paylaşıyor. 

“HAYATINIZDA MÜZİĞİN OLMADIĞINI DÜŞÜNÜN”

Uğurcan Çakar

1000 TL gibi bir rakam ile geçiştirilmeye çalışıldık” diyerek Bakanlığın destek projesine tepki gösteren müzisyen, “2004 yılında paradan atılan altı sıfırın kimlerin hanesine yazıldığını çok iyi biliyoruz. Bu ülkede işçiler, emekçiler, müzisyenler, tiyatro sanatçıları dayanışmalarını büyütmek zorunda” sözleriyle bir arada olma vurgusunu yineliyor. 

Devlet tarafından tanımlanan hiçbir vatandaşlık hakkından faydalanamadıklarını hatırlatan Çakar, “Tek derdimiz, insanca yaşamak oysa. Ama görünen o ki biz zaten yokuz” diyor ve şunları vurguluyor: “Hayatınızda artık müziğin olmadığını düşünün, filmlerde, dizilerde, telefonlarda yaşamın her alanından müziği çekip aldığınızda yaşadığınız boşluk ne ise, biz müzisyenler de tam olarak onu hissediyoruz.” 

“Müzik ve müzisyenler sadece bir eğlence aracı olarak görülüyor” eleştirisini Uğurcan Çakar da yapıyor ve yanı sıra “Bu sistematik olarak devlet eli ile yapılmış bir tarif bana kalırsa. Sonuçta müzik ilk defa susturulmuyor bu ülkede. Doğal afet olur, müzik susturulur! Cenaze haberleri gelir, müzik susturulur! Oysa müzik yaşama karşı direniştir, barış diye haykırmaktır müzik; sınırları yoktur. Dünya halklarının birleşme isteğinin çığlığıdır müzik” diyor içtenlikle.  

“MÜZİSYENLİK MESLEK OLARAK KABUL EDİLMELİDİR”

Müzik sektörünün öncelikli eksik ve ihtiyaçları için ise öncelikleri şöyle özetliyor Çakar: “Öncelikle müzisyenlik bir meslek olarak kabul edilmelidir. Sadece müzisyenler de değil, sahne arkası ekibi, rodiler, tonmaister için de güvence sağlanmalıdır. Kapanma dönemlerinde işlerinden olan sahne emekçilerinin insanca yaşamaları için gereken ödenekleri verilmelidir.”