AYŞEN GÜVEN
İstanbul Kadıköy’de Siwaro sahne adıyla Kürtçe sokak müziği yapan Eyüp Temirak isimli müzisyenin amfi ve sazına zabıtalar tarafından el konuldu. Bu saldırı Siwaro’ya gitarıyla eşlik eden müzisyen Mümin Töre’ye de yöneldi.
Semtte her zaman çalıp söylediği noktada müziğini yapan Siwaro’ya amfi kullandığı için hakkında şikâyet olduğu söylendi. Bunu sakinlikle karşılayan müzisyen zabıtaların sert ve kaba bir tarz takınmasından rahatsızlığını dile getirdiğinde ise tehditle karşılaştı. Zabıtalara direnmesi üzerine çıkan arbede sonucunda birden ortaya çıkan polisler tarafından karakola götürüldü.
Olay anına ilişkin görüntüleri sosyal medya çokça paylaşılan Siwaro’ya diğer sanatçılardan da destek geldi. Müzisyen hakkındaki paylaşımların bir bölümünde ise Kadıköy Belediyesi’ne yönelik eleştiriler yer aldı.
Yaşananların ardından müzisyenle uzlaşmaya varan belediye, pazartesi günü enstrüman ve ekipmanları Siwaro’ya iade edeceğini vaat etti.
Kürtçe şarkı söylediği için bu müdahalelere maruz kaldığı yönünde yorumlar yapılan olaya ilişkin müzisyen Siwaro, Susma Platformu’nun sorularını yanıtladı. Müzisyen, Kürtçe şarkı söylediği için müdahalenin gerçekleştiğini düşünmüyor. Bununla birlikte amfi kullanmadan işini yapıp para kazanmasının mümkün olmadığını belirterek, o gün belediye ekiplerinden gördüğü kötü muameleyi açıkça anlatıyor.
Bu akşam üzeri kadıköy 'de sokak müziği yaptığım için, zabıtalar tarafından anfim ve sazıma el konuldu. Bütün çabalarıma rağmen geri alamadim . Daha sonra polisin gelmesiyle beraber karakola götürüldüm . Sazım ve anfim hala ellerinde. pic.twitter.com/EppoAKTjbL
— Siwaro (@siwar_temirak) April 2, 2021
Size zabıtanın ve polisin şiddet uyguladığı yukarıdaki görüntülerin öncesinde ne yaşandı? O görüntülerde yaşananları bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Çoğu zaman olduğumuz yerde ben ve gitarist arkadaşım müzik yapıyorduk. Yarım saat geçmeden yanımıza sivil zabıtalar geldi. “Amfi yasak! Seni kaç defa uyardık!” dediler. Ben de “Tamam, kaldırıyoruz” dedim. Bu defa biraz sert ve üsttenci bir üslupla konuşmaya başladılar. Zaten sürekli yapıyorlardı aynısını. Dilenciymişim gibi davrandılar.
“Alacağım enstrümanlarını, kaybol!” dedi biri. Ben de kendisine “Beni bu şekilde tehdit etme. Ben bir müzisyenim. Bana enstrümanını alacağım deme. Bir problem, bir şikâyet varsa bana bildir. Ben zaten kalkıyorum, size sorun çıkartmıyorum” dedim. O da; “Ben seni tehdit etmiyorum. Zaten istesem tehdit etmem; alırım!” dedi ve amfimi almaya çalıştı. Ben direndim ve amfiyi elinden aldım. Amfiyi aldığım için de sinirlendi ve bu defa da enstrümanımı aldı. Görüntülerde de mevcut zaten.
Diğer taraftan da arkadaşımın amfisini aldılar ve ben de peşlerinden koştum. Yaklaşık 5 dakika koştum. Rıhtıma kadar indim. Mücadele ettim. Sazı almaya çalışırken beni itip, darp ettiler. Ben direndim sazı vermemek için ama o anda koluma polis girdi. Ya polise haber verdiler ya da polis tesadüfen oradaydı bilemiyorum ama beni zaten şikayet etmek ve ceza kesmek için karakola doğru götürüyorlardı. Polis koluma girdi ve beni ekip arabasına attılar. Karakola girdikten sonra daha da özgüvenli bir şekilde geldiler. “Seni şikâyet edicez ve enstrümanını 1 ay sonra anca alırsın” diye sert sert konuştular.
Yanımda bir gazeteci arkadaş vardı ve bunları anbean kaydetti. Bu süre içinde gazeteci arkadaşa da saldırdılar. Gazeteci arkadaş içeriye girdiğinde bana “Sen şikâyetçi olma, onlar da olmasın” dediler. Galiba videoların yayımlanmamasını istediler. “Enstrümanları versinler ben şikâyetçi olmayacağım” dedim. Görüntüler yayımlanmasın diye enstrümanlarımı vereceklerini söylediler. Eğer o görüntüler olmasaydı hem bana ceza keseceklerdi hem de enstrümanlarıma el koyup geri vermeyeceklerdi. Bana pazartesi günü gelip alabileceğimi söylediler. Tabii eve geldiğimde insanlar görüntüleri paylaşmışlardı bile. Bir süre takip ettikten sonra benim hâlâ karakolda olduğumu yazanlar olunca ben de bir açıklama yapmak zorunda kaldım. Şikâyet olduğu için bana müdahale edildi, bireysel sebeplerle bir müdahale olmadı.
“BANA GELİP ENSTRÜMANINA EL KOYUYORUM DEDİĞİNDE TEPKİ VERMEK ZORUNDAYIM”
Sanatçı Fırat Tanış’ın sorusu ve sosyal medyadaki tepkilere cevaben Kadıköy Belediyesi sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı: “Sokak sakinleri ve esnafı düşünerek, kamuya açık alanlarda amfi kullanımına müsaade etmiyoruz. Ekiplerimiz tarafından sanatçı, amfi ile müzik yapmaması için uyarılmış, ikaza uymaması nedeniyle duruma müdahale edilmiştir. Durumun müzik türüyle bir ilgisi söz konusu olamaz, bilginize.” Bu açıklamaya sizin yanıtınız nedir?
Şimdi şunu belirteyim; ben bağlama çalıyorum, akustik bir sesim var. Daha soft bir sesim var. Akustik müzik yaparken benim de bağlamamın da sokakta sesinin duyulması imkânsız. Ben bağırarak şarkı söylemiyorum. Kaldı ki eğer bir amfi kullanmazsanız enstrümanınızın sesini bir yere kadar duyurabilirsiniz. O şekilde 10 saat müzik yapsanız ne sesiniz çıkar ne de insanlar size para verir. Öyle bir durumda da emeğiniz boşa gider ve kaliteli bir müzik de yapmamış olursunuz. Bu nedenlerle amfi kullanıyorum. Kullandığım amfinin sesi belediyenin abarttığı gibi yüksek değil. Karşımda duran insanların beni duyabileceği bir ses düzeyinde kullanıyorum. Çoğu zaman zabıtalar uyardığında amfiyi kapatıp gidiyorum. Ama biri bana gelip “Enstrümanına el koyuyorum” dediğinde ben tepki vermek zorundayım çünkü müzisyenim ve enstrümanım her şeyim. O gün ise zabıta benim uzun emeklerle aldığım ve bağ kurduğum o enstrümanı elinde kavgaya gittiği sopa gibi tutup aldı gitti. Benim içim yandı!
Sokak sakinleri ve esnafı düşünerek, kamuya açık alanlarda amfi kullanımına müsade edemiyoruz. Ekiplerimiz tarafından sanatçı, amfi ile müzik yapmaması için uyarılmış, ikaza uymaması nedeniyle müdahale edilmiştir. Durumun müzik türüyle bir ilgisi söz konusu olamaz, bilginize.
— Kadıköy Belediyesi (@kadikoybelediye) April 3, 2021
Ayrıca metrolarda, vapurlarda bir müzisyen müziğini icra edebilmek için her zaman amfi kullanır. Bunun başka bir yolu yok. Sizi amfiniz olmadan insanlar farketmez. Amfi kullanmamın tek nedeni müziğimin fark edilmesi. Üstelik beni takip eden, müziğimi beğenerek dinleyen insanlar var. Esnafların şikâyeti dendi bir de. Dün gözaltına alındığım noktadaki esnaflar da beni tanıyor. Zaten önü açık bir alan orası ve çok fazla esnaf da yok. Bilerek orayı seçiyorum ki kimse rahatsız olmasın ve şikâyet etmesin diye. Arkada birkaç esnaf var onlar da beni tanıyan, dinleyen, müziğimi seven; müzisyen arkadaşımla bana çay, kahve getiren insanlar bunlar. Biz uzun süre aynı yerde çalamıyoruz; şarkılarımızı söyledikten sonra insanlar bizden bıkmasın diye kalkıp gidiyoruz.
“MÜDAHALENİN NEDENİ KÜRTÇE MÜZİK YAPMAM DEĞİLDİ”
Size müdahalenin gerekçesinin Kürtçe müzik yapmanız olduğunu düşünüyor musunuz?
Ona da değinmek istiyorum. Bana müdahalelerinin sebebi Kürtçe müzik yapmam değildi. Fakat Kürtçe müzik yaptığım için beni alıkoyuyorlarmış gibi tepkiye neden oldu. Beni takip edenler Kürtçe müzik yaptığım için dinliyor ve siz beni yaka paça alıyorsunuz, enstrümanlarımı götürüyorsunuz, beni darp ediyorsunuz… İnsanların bu şekilde düşünmesi normal. Ama ben kendi Twitter hesabımdan da açıklama yaptım; “Müzik yaptığım için enstrümanlarım alındı” dedim.
Dürüst olmak gerekirse dünkü olay Kürtçe şarkı söylediğim için yaşanmadı. Amfi kullanmam nedeniyle ve beni tehdit ettikleri için yaşandı. Fakat şikâyet üzerine geldiler. Şikâyet nedeni Kürtçe şarkı söylemem de olabilir ama belki. Zaten zabıta gelip “Kürtçe şarkı söylüyorsun!” diye müdahale etmedi ancak şikâyet üzerine geldiklerini söyledi. Daha sonra öğrendim ki benden 50 metre ileride Romanlar çalmaya devam ediyormuş. Şikâyet aslında onlara gitmiş. Yüksek sesle darbuka çalarak esnafların yoğun olduğu bir bölgede müzik yapmış o arkadaşlar.
Enstrüman ve ekipmanınızın durumu hakkında bilgi sahibi misiniz ?
Enstrümanların durumunu henüz bilmiyorum. Amfi ve bağlamamı götürdüler. Başına bir şey gelmeyecek dediler ama sopa tutar gibi bağlamayı tutup götürdüler. Bağlama ne kadar sağlıklı bir durumdadır inanın bilmiyorum. Umuyorum ki başına bir şey gelmemiştir. Çünkü benim geçim kaynağım o bağlama.
“PANDEMİDE GEÇİNEMİYORUZ; DAHA ÖNCE İNŞAATLARDA ÇALIŞTIM”
Ne zamandır sokakta müzik yapıyorsunuz?
3 yıldır sokak müziği yapıyorum. Genelde Kadıköy, Adalar ve vapurlarda şarkı söylüyorum. Buralardaki insanlar beni tanıyorlar zaten. Vapur müzisyeniyim, aynı zamanda da sokak müzisyeniyim. İnsanlar beni sokakta ve vapurda tanıyorlar. Saatlerce müzik yapabilmemiz için, belirli bir kalitede müzik yapabilmemiz için, insanlara daha iyi bir ses sunabilmemiz için amfi kullanmamız şart. Bunun insanları rahatsız edecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Ses seviyesini sadece karşımızdaki insanların duyacağı şekilde kullanıyoruz.
Pandemi şartlarında sokakta müzik yapmanın koşulları nasıl değişti? Geçiminizi müzikle sağlayabiliyor musunuz?
Pandemiden hepimiz etkilendik. Bütün müzisyenler gibi ben de etkilendim. Çünkü akşam 7’den sonra mekanlar kapanıyor ve sokağa çıkma yasakları başlıyor. Sadece belirli saatlerde müzik yapabiliyoruz. Pandemi insanların dışarı çıkmalarını da engelledi. Çaldığımız noktalarda insanların daha az olması biz sokak müzisyenlerini oldukça etkiliyor. Bazen kafelerde de sahne alıyorduk ama artık oralarda da çalamıyoruz. Şu anda gerçekten bu problemleri hepimiz yaşıyoruz. Tüm geçimimi müzikten sağlıyorum ben. Müzik dışında hiçbir geçim kaynağım yok. Gerçekten bilmiyorum. Daha önce inşaatlarda çalışmıştım ama inşaat sektörüne gittiğimde de şu an geçinebileceğimi düşünmüyorum.
Müzisyen Siwaro’nun müdahalesiz, engelsiz performansının tam kaydı ise bu linkten dinlenebilir:
dün kadıköy'de zabıta ve polislerin saldırısına uğrayan siwaro…
dinlemelisiniz.@siwar_temirak pic.twitter.com/m2YJk1Tu1I— Yemen Cankan (@yemencankan) April 3, 2021
Olaydan üç gün sonra Siwaro’nun müzisyen bir arkadaşı Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımda enstrüman ve ekipmanlarını belediyeden geri aldıklarını açıkladı.
@siwar_temirak
Saz ve amfimizi verdiğiniz tepkiler sayesinde geri aldık.Yaşadığımız bu olayda bizleri yalnız bırakmayan,destek veren herkese can-ı gönülden teşekkür ederiz. Biz şarkılarımızı söylemeye devam edeceğiz. İyi ki varsınız.. pic.twitter.com/b1oOYwIyuY— Mümin Töre (@mmntre) April 5, 2021