İfade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, işkence ve diğer kötü muameleler…

Uluslararası Af Örgütü, her yıl dünya çapındaki insan hakları ihlallerini mercek altına aldığı yıllık raporunu yayınladı. Raporda Türkiye’de de insan haklarının ciddi biçimde kötüye gittiği vurgulandı


Dünyada 159 ülke ve bölgede insan haklarının geldiği noktayı ve hak ihlallerini inceleyen Uluslararası Af Örgütü, ‘2016 yılı Dünyada İnsan Haklarının Durumu’ adlı raporunu Paris’te yayınladı. Raporun önsözünde “2016 yılının milyonlarca kişi için bitmez tükenmez bir acı ve korku yılı” olduğunu dile getiren örgüt, “Yaygın birçok başka sorunun yanısıra bu rapor sürmekte olan işkence ve kötü muameleyi, hükümetlerin gözetleme sistemlerini ve geçmiş suçlara yönelik cezasızlık kültürünü belgeliyor” ifadesini kullandı.

Türkiye bölümünde darbe girişiminin ardından gerçekleşen uygulamaların ele alındığı raporda, hükümetin, memurlar ve sivil toplum üzerinde çok büyük baskı oluşturduğu, 40 binden fazla kişinin yargılanmak üzere tutuklandığı, 90 bine yakın memurun ihraç edildiği, yüzlerce medya kuruluşu ve sivil toplum örgütünün kapatıldığı, gazeteciler, aktivistler ve milletvekillerinin tutuklandığı bilgileri yer aldı.

Türkiye’de ifade özgürlüğünde yıl boyunca net bir biçimde gerileme yaşandığı ve muhalif medyanın ciddi şekilde kısıtlandığı eleştirisi de raporda yer aldı. OHAL ilanının ardından 118 gazetecinin tutuklandığı, 184 medya kuruluşunun ise KHK ile “keyfi ve kalıcı” olarak kapatıldığı vurgulandı. İnternet sansürünün de arttığı vurgulanırken, 375 sivil toplum örgütünün Kasım ayında KHK ile kapatıldığı bilgisine yer verildi.

Raporda, “Barış için Akademisyenler” bildirisine imza atanların şiddet içerikli tehditlere, idari soruşturmalara ve cezai kovuşturmalara maruz kaldığı belirtildi. Yıl sonunda 490 akademisyenin idari soruşturmaya alındığı, 142’sinin ise işine son verildiği kaydedildi.

Ayrıca, “Güvenlik güçlerinin görevini kötüye kullanmasına ceza verilmemesi kültürü, köklü bir şekilde kalmaya devam ediyor. Güneydoğu’da insan hakları ihlallerinin hatta ölümlerin bile araştırılması için bir adım atılmazken, kimi zaman görgü tanıklarının tehdit edildiği görüldü” denildi.

 

Raporun Türkçesine ulaşmak için lütfen tıklayın.