Halk TV’ye para ve program durdurma cezası

‘Sözüm Var’ programında, Diyarbakır’daki sokağa çıkma yasakları sırasındaki çatışmalarda hayatını kaybeden Hakan Arslan’ın kemiklerinin babasına torba içerisinde teslim edilmesiyle ilgili yapılan değerlendirmeler nedeniyle RTÜK Halk TV’ye ceza verdi


Görsel: Gianluca Costantini

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarındaki çatışmalar sırasında öldürülen Hakan Arslan’ın kemiklerinin yedi yıl sonra bir torba içerisinde babasına teslim edilmesiyle ilgili yapılan değerlendirmeler nedeniyle Halk TV’ye ceza verdi.

Halk TV’de yayımlanan Sözüm Var programında konuya dair yapılan yorumların “terörün amaçlarına hizmet eden sonuçlar doğuracak nitelikte” olduğu gerekçesiyle kanala para ve 5 kez program durdurma cezası verildi.

RTÜK üyesi Okan Konuralp kararı sosyal medya hesabında şöyle değerlendirdi:

“RTÜK, Ali Rıza Arslan’a oğlunun kemiklerinin yedi yıl aradan sonra torba içinde teslim edilmesine ilişkin değerlendirmeleri, ‘Terörün amaçlarına hizmet eden sonuçlar doğuracak nitelikte’ kabul etti; Halk TV’ye para ve 5 kez program durdurma cezası verdi. RTÜK, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun küçük düşürüldüğü gerekçesiyle de Halk TV için iki ayrı dosyadan para cezalarına hükmetti. (Programlar: Medya MahallesiSözüm Var). Üç ayrı karara da Sayın İlhan Taşcı’yla birlikte karşı oy kullandığımızı kamuoyunun bilgisine sunarım.”

NE OLMUŞTU?

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından yedi yıl sonra yapılan kazı çalışmalarında toprağa gömülü kemikler bulunmuştu. Yapılan kimlik tespitinde kemiklerin Hakan Arslan’a ait olduğu belirlenmişti.

Ali Rıza Arslan BBC’ye yaptığı açıklamada, 2015 yılının Aralık ayında Diyarbakır’ın Sur ilçesinde çıkan silahlı çatışmalarda oğlu Hakan’ın da yer aldığı bilgisini gelen ölüm haberiyle öğrendiklerini söylemişti. Arslan, o tarihten beri oğlunun cenazesini almak için çok mücadele ettiklerini aktarmıştı. Kazılarda bulunan kemiklerin oğluna ait olabileceğini düşünerek Diyarbakır’a gelmişti.