Elinden uçanla kaçan kurtulur: Otosansür

Susma Platformu’nun yakında çevrimiçi ve matbu olarak ulaşılabilecek yıllık raporunda yer alan Sansür ve Otosansür Araştırması’nın verileri, Türkiye’de ifade özgürlüğüne yaklaşıma ve otosansür eğilimine dair vahim tespitler içeriyor


MURAT ŞEVKİ ÇOBAN

“Giydiğim kıyafetten yediğim yemeğe kadar her noktada sansüre uğruyorum aslında”… Bir internet kullanıcısının anonim olarak bizimle paylaştığı bu cümle, sansürün hem Hydra gibi çok başlı yapısını, hem de hayatımızın her safhasına nüfuz etme kudretini lafı dolaştırmadan söylüyor.

Susma Platformu, 15 Eylül-1 Aralık tarihleri arasında, toplumdaki sansüre dair farkındalık düzeyini, ifade özgürlüğüne yaklaşımı ve otosansür eğilimini tespit etmek amacıyla çevrimiçi bir araştırma düzenledi. 350 kişinin anonim katılımıyla düzenlenen araştırma sonuçlarına ilişkin başat demografik veriler şöyle:

  • %53,22 Kadın, %44,83 Erkek, %1,95 Diğer.
  • %47,41 Üniversite mezunu, %31,62 Yüksek lisans/ Doktora, %11,29 Öğrenci, %9,68 Lise mezunu.
  • %34,84 30-39 yaşları arasında; %28,38 20-29 yaşları arasında; %20,32 40-49 yaşları arasında; %11,61 50-59 yaşları arasında; % 3,54 60 yaş ve üstü; %1,30 ise 19 yaş ve altı.

Sansür ve Otosansür Anketi (9)
Türkiye, yazarın dediği gibi, nicedir evlatlarına kendinden başka bir şeyle meşgul olma imkânı vermediğinden, siyasetin güçlü istilâsı karşısında, hepimizin hayatına etki eden diğer iktidar odaklarının yapıp ettikleri ekseri incir çekirdeğini doldurmayan basit mevzular olarak geçiştiriliyor. İşsiz kalma, fişlenme, dahası hapse atılma tehdidiyle her an karşı karşıya kalabilecekken, bir internet sitesine girip girememek veya bir tweet atıp atmamak ne kadar önemli olabilir ki, değil mi? Değil.

Susma Platformu olarak, sansürün ve otosansürün bir salgın gibi yayıldığı bilincinden hareketle, hangi iktidar odaklarından gelirse gelsin, özgür düşünce ve özgür ifadenin önüne kalın bir duvar örmek anlamına gelen bu tür uygulamaların bizleri topyekûn çoraklaştırdığını düşünüyoruz ve bu araştırmada da buna dikkat çekmeye çalıştık. Bununla birlikte, bu araştırmanın üzerine de siyasetin gölgesinin bütün yutuculuğuyla düştüğünü belirtmeliyiz.

Araştırma kapsamında, katılımcılardan sansür gördükleri veya otosansür uyguladıkları bir ânı bizlerle paylaşmalarını istedik. Bu bölümün sonunda bir kısmını da sizlerle paylaşacağımız bu aktarımlar, otosansürün ne denli içselleştirildiğini ve âdeta günlük rutin hâline geldiğini  gösteriyor. Fakat araştırmanın somut sonuçlarına geçmeden önce, bir not eklemeliyiz: Katılımcılar, hazırladığımız anketi doldururken de otosansür yaptıklarını itiraf etti. Bir katılımcı bu durumu şöyle ifade ediyor: “Şimdi otosansür yapıyorum, çünkü her ne kadar VPN kullansam da, bunun hükümetçe yürütülen bir çalışma olmadığından emin olamam.”

Sansür ve Otosansür Anketi (8)
“Sansür sizin hayatınızı doğrudan etkiliyor mu?” sorusuna Evet yanıtı verenlerin oranı %93,2, Hayır diyenlerin ise %6,8. İnternet sansürünün hayatını doğrudan etkilediğini düşünenlerin oranı %90,96, düşünmeyenlerin oranı %9,03.

%94,83 internet erişiminin bir şekilde kısıtlandığını veya engellendiğini düşünüyor, %5,16 internet erişiminin hiçbir şekilde kısıtlanmadığını düşünüyor. %64,83 kullandığı arama motorunda çıkan sonuçların sıralamasının yönlendirici olduğunu; %72,25 sosyal ağlarda karşısına çıkan içeriklerin yönlendirici ve taraflı olduğunu düşünüyor; %61,93 sosyal ağlarda karşısına çıkan haber formatlı içeriklerin güncel ve doğru olup olmadığını teyit ediyor.

İfade özgürlüğü mutlak bir haktır, diyenlerin oranı %89,67. İfade özgürlüğünün belirli durumlarda kısıtlanabileceğini ise yalnızca %10,32 düşünüyor. Üstelik, %69,03 radikal görüşlere sahip kişi, kişiler veya oluşumların da kendilerini ifade hakkına izin verilmesi gerektiğini düşünüyor. Radikal görüşleri olan kişilerin kendisini ifade etmelerine kesinlikle izin verilmemesini düşünenlerin oranı %7,41’ken, bu soruya Bazen yanıtını verenlerin oranı ise %23,54.

Sansür ve Otosansür Anketi (7)
Keza, sansür asla kabul edilemez diyenlerin oranı da %53,6. %46,4 ise belirli durumlarda sansür uygulanabileceğini belirtiyor. Buna karşın, sansürün cinsel, şiddet veya ayrımcı içerikli suçların önlenmesinde etkili olduğunu düşünenlerin oranı %12,25. %76,45 sansürün bu tür suçların önlenmesinde hiç etkili olmadığını, %11,30 ise bazen etkili olabileceğini söylüyor.

Bu tablo, toplumda ifade özgürlüğü, sansür ve otosansür hakkında yerleşmiş bir farkındalık olduğu yönünde bir iyimserlik sunuyor. Ne ki, %89,67 oranında ifadenin kısıtlanamayacak bir hak olduğunu düşünen, %53,54 oranında sansürün asla kabul edilemeyeceğini söyleyen bu kitlede; %37,84 şiddet içeren işlerin, %28,08 ayrımcı içeriklerin, %8,96 cinsellik içeren işlerin, %3,38 dinî içeriklerin sansürlenmesinin kabul edilebilir olduğunu belirtiyor. %5,97 kimi durumlarda sansürün kabul edilebileceğini söylerken, yalnızca %15,73 içeriği ne olursa olsun hiçbir işin sansürlenmemesi gerektiğini söylüyor.

%79 günlük hayatta otosansür yapıyor. %12,6 günlük hayatta otosansür yapmadığını söylerken, %8,4 de bazı durumlarda otosansür yaptığını belirtiyor. Katılımcıların en çok otosansür yaptıkları alanlar sırasıyla şöyle: Tanımadığı/Yeni tanıştığı insanların yanında (%29,90), İnternette (%23,47), İş yerinde (%16,32), Yaptığı işte (%12,65), Aile ortamında (%11,80), Arkadaşlar arasında (%5,86). En çok otosansür yapılan konular ise sırasıyla şöyle: Siyasî konularda (%31,37), Başkalarının rahatsız olabileceği durumlarda (%19,79), Dinî konularda (%18,18), Özel konularda (%16,68), Aile ile ilgili konularda (%8,2), İşle ilgili konularda (%5,71).

Sansür ve Otosansür Anketi (10)
%79 otosansür yapmadan Türkiye’de yaşamak mümkün değil, diyor. %61 otosansür yapmazsa işsiz kalacağını, %57 otosansür yapmazsa dışlanacağını düşünüyor. Otosansür gerekçeleri sırasıyla şöyle: Güvenliğin tehdit edilmesi %21,98, Ceza davaları veya cezaî tatbikat %21,24, Profesyonel anlamda itibarsızlaştırılma %14,53, Aile veya yakınların tehdit edilmesi %13,04, İş yerine yönelik tehditler %9,19, Eve yönelik tehditler %8,94, Misilleme %7,7.

“Bu anketi doldururken otosansür uyguladım”

Yukarıda belirtildiği gibi, araştırmaya katılanların sansür ve otosansür tecrübelerini bizimle paylaşmalarını rica ettik. Göreceğiniz üzere, aktarımların çoğu internet üzerindeki ve siyasî konulardaki otosansürü görünür kılıyor. Çoğu katılımcı, sosyal medya aktivitelerini ya siyasî hiçbir paylaşımda bulunmayacak şekilde azalttıklarını ya da tamamen kestiklerini söylüyor. Bu davranışın altında, ceza davaları kadar işsiz kalma korkusu veya bu yönde alınan tehditler de yatıyor. Bununla birlikte, Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğrayanlar da var, danışmanlarının uyarısıyla doktora tezinde AKP döneminden hiç bahsetmeyenler de.

Sansür ve Otosansür Anketi (11)

Sansüre dair:

“Çalıştığım kurumda yaptığımız dergi hazırlığında Edip Cansever’in ‘Masa’ şiirindeki bira geçen dizeyi yönetim sebebiyle kaldırmak zorunda kalmıştım.”

“Daha önce çalıştığım işyerinde nefret suçlarıyla ilgili hazırladığım rapor hükümeti eleştirdiği için yönetim tarafından sansürlendi.”

“Doktora tezime başlarken tez danışmanım tarafından politik iktidarı rahatsız edecek içerikte bir çalışma yapmamam konusunda uyarıldım. Bu bana şart koşuldu. Aksi takdirde mezun olamayacağım ima edildi.”

“Şiddet içeren bazı fotoğraflarım editörüm tarafından sansürlendi. Yaşanan şiddetin hayatın gerçekliği ile doğrudan ilişkisi vardı.”

“Çeşitli defalar filmlerim engellendi.”

“Giydiğim kıyafetten yediğim yemeğe kadar her noktada sansüre uğruyorum aslında”

“Tweet’lerime erişim engeli getirildi.”

“Yargılanan gazeteci arkadaşım, ikimizin olduğu fotoğrafları sildirtti.”

“Kamuda çalışıyorum. İş yerimde finansal tablolarda bile sansüre uğradım.”

“Araştırma yapmak için kullanmam gereken web sitelerine giremiyorum.”

“Bir haber kanalında editör olarak çalışıyordum. Kanal TMSF’ye, sonra iktidara yakın bir şirkete devredildikten sonra, kanala atanan yeni haber müdürü, daha önce girilmiş olan arşivdeki haberlerden Gezi, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan vs. ile ilgili olanları sildirerek işe başladı.”

“Siyasî görüşüm yüzünden işimden kovulma tehdidi aldım.”

“Filmin Kanal D’de gösterildi ve yaklaşık 10 dakikalık sahneler atıldı.”

“Arkadaşımla Kürtçe konuştuğum için saldırıya maruz kaldık.”

Sansür ve Otosansür Anketi (3) (1)

Otosansüre dair:

“Bu anketi doldururken otosansür uyguladım.”

“Şimdi otosansür yapıyorum, çünkü her ne kadar VPN kullansam da, bunun hükümetçe yürütülen bir çalışma olmadığından emin olamam.”

“Gazete yazılarından dolayı hakkımda 40 yıla varan hapis cezaları istemiyle davalar açılınca, yazılarımda daha dikkatli ve örtülü bir dil kullanmaya başladım.”

“Bir yerde film çekimi yapmak için izin alırken, izin verilmeyeceğini düşünerek asıl senaryo dışında farklı senaryo veriyorum.”

“Doktora tezimde hükümetle ilgili konuları üstü kapalı yazmaya çalışıyorum.”

“Yayınevi çalışanları olarak emeğimiz her gün sonuna kadar sömürülürken, patronlarımız kendini sosyal medyada müthiş birer hak savunucusu olarak gösterebiliyor. Ama bunu dillendirirsek daha sonra hiçbir yayınevinde iş bulamayız.”

“Sosyal medya kullanımımı kısıtladım.”

“Doktora tezimde AKP döneminden pek bahsetmedim. Aslında tezin bütünlüğü için çok da gerekli değildi ama danışmanın daha baştan bu dönemden bahsetme demesi karar vermemde etkili oldu.”

“Ev dışında telefondan sosyal medyaya girerken, girdiğim sayfa görünmesin diye elimle telefonu kapatıyorum.”

“Siyasî görüşümü sosyal medyada asla belirtmiyorum.”

“Facebook’taki paylaşımlarımın hepsini sildim.”

“Derslerimde öğrencilerle konuşurken neyi yanlış anlarlar da beni bir yere angaje ederler diye düşünüyorum.”

“Haftalık yazılarımı önceden avukatıma okutuyorum.”

“Tiyatro oyununu oynamadan önce polislerin gelip ‘Yasaklı bir şeyler yapmıyorsunuzdur umarım’ demesi, bizi oyunda otosansüre götürdü.”

“Yurt dışına gidip gelirken bütün bilgisayar ve telefon kayıtlarımı siliyorum.”

“Özellikle sosyal medya kullanımında otosansür yapmaya gayret ediyorum.”

“2015 sonlarından bu yana siyasî içerikli sosyal medya paylaşımı yapmıyorum.”

“Çevirilerde siyasî ya da cinsel içerikli ifadeleri yumuşattığım olmuştur.”

“Yazarken sürekli otosansür yapıyorum. Artık rutin.”

“İş yerinde asla siyaset konuşmuyorum. İşsiz kalırım.”

“Türkiye’de gün geçmiyor ki bir hak ihlali yaşanmasın. Sosyal medyada neredeyse isyan edesim, mevcut iktidara küfürler yağdırasım geliyor ama yapmıyorum. Hem işsiz kalırım hem de tüm akademik derecelerim tek celsede hükümsüz kılınabilir diye hayata devam edebilmek adına yapmıyorum.”

“Çekim yaptığım pek çok olayı, karedeki insanları tehlikeye atabilecek olması nedeni ile yayınlamadım.”

“Şu an üzerinde çalıştığım bir eserdeki cinsel içerikli bölümü kullanıp kullanmamak, kullanırsam infial yaratmayacak şekilde ama içeriğinden kaybetmeden kullanmanın yolunu bulmak üzerine kafa yoruyorum.”

“İktidarı eleştiren beğendiğim yazıları paylaşmıyorum, beğenmiyorum.”

“Bir yazarın internetteki savunma metnini okuyup okumamak konusunda kararsız kaldım. En sonunda, sadece takip ettiğim hesapların yaptığı alıntıları okumakla yetindim.”

“Yaklaşık bir ay kadar önce bir otobüs yolculuğunda Kürt olduğum için hakarete uğradım. Kendimi savunsam bile susturuldum ve susmak zorunda kaldım.”