Anayasa Mahkemesi, cezaevinde yazdığı ve yaşadığı hukuki süreci anlattığı mektubu sansürlenen hükümlü Rauf Erdem’in başvurusunu sonuçlandırdı. Hükümlünün haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine hükmeden mahkeme, 2 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’ne gönderilmek istenen mektupla ilgili değerlendirmede bulunan AYM, “İnsan hakları alanında faaliyet gösteren sivil organizasyonlara ve kamu makamlarına ulaştırılmasının engellenmesi kabul edilemez,” dedi.
“Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak” suçundan Silivri 6 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü bulunan Erdem 5 Eylül 2017’de CİSST’e bir mektup yazarak yaşadığı hukuki süreci anlatmıştı. Cezaevi Disiplin Kurulu “sakıncalı mektup değerlendirme kararıyla” zarfın alıkonulmasına karar vermişti. Kararda, mektubun içeriğinde Ceza İnfaz Kurumunun asayişini ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan yanlış bilgiler olduğu gerekçelerine yer verilmişti.
Erdem’in Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine ve ardından Silivri Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı başvurular, Disiplin Kurulu kararı haklı bulunarak reddedilince 8 Aralık 2017’de AYM’ye bireysel başvuru yaptı. AYM 10 Mart 2020’de verdiği kararının gerekçesini geçen hafta açıkladı.
AYM: MEKTUBUN NERESİ ‘SAKINCALI’?
Anayasa Mahkemesinin haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine hükmettiği gerekçeli kararında, alıkonulan mektubun, “içeriğinde yer alan hangi sözlerin muhatabına ulaştırılmasının ne suretle sakıncalı olduğunun açıklanmadığı” ifade edildi. Ayrıca, yasal bir hak örgütü olan CİSST’e mahpusların mektup yazmasının engellenemeyeceği belirtildi. “Mektubun muhatabının derneklerle ilgili mevzuata uygun olarak kurulmuş, insan hakları alanında faaliyet gösteren bir dernek olduğu hatırda tutulmalıdır,” denilen açıklamada ceza infaz kurumunun mahkumların dış dünyayla yeterli iletişim sürdürmelerine yardım etmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada ayrıca, “Başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların gerçeğe uygun olmadığı değerlendirilse bile Ceza İnfaz Kurumu idaresinin bu iddiaların insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil organizasyonlara ve kamu makamlarına ulaştırılmasını engellemesi kabul edilemez,” denildi.