AYM, yasaklı olmayan kitapların mahpuslara verilmemesini ‘hak ihlali’ saydı

AYM, hakkında satış yasağı ve toplatma kararı bulunmayan kitapların cezaevlerindeki mahpuslara verilmemesini ifade özgürlüğünün ihlali saydı. Mahkeme, bu konudaki keyfiliğin önüne geçecek bir mekanizma kurulmasına ihtiyaç olduğunu belirtti


Anayasa Mahkemesi (AYM), farklı ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ya da hükümlülere posta yoluyla gönderilen bazı kitapların haklarında herhangi bir satış yasağı, toplatma ya da el koyma kararı bulunmamasına rağmen infaz kurumu eğitim kurullarının aldığı kararlar doğrultusunda teslim edilmesini, mahkemelere yapılan itiraz başvurularının ise olumsuz sonuçlanmasının hak ihlali olduğuna hükmetti.

Yapılan değerlendirme şu ifadeler yer aldı: “Başvurulara konu idari kararlar ile derece mahkemelerinin kararlarına bir bütün olarak bakıldığında kararların konu ile ilgili ve yeterli bir gerekçe içermediği görülmektedir. Somut olay bağlamında bir değerlendirme yapıldığında süresiz yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfîliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmesine ilişkin mevcut sistemde uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun bulunmaktadır. Bu doğrultuda söz konusu süresiz yayınların daha etkin bir biçimde değerlendirilmesini sağlayacak ve mahpuslar arasında farklı uygulamaların doğmasını engelleyebilecek bir mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç duyulmaktadır.” 

Söz konusu durumun yapısal bir sorun olduğunun altını çizen AYM, ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmetti: “Sonuç olarak mahpuslara süresiz yayınların verilmesi meselesine ilişkin idari ve hukuki tedbirler alınarak bu alanda yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve Anayasa Mahkemesinin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması yönünden etkin bir düzen kurulması gerekmektedir. Aksi takdirde söz konusu yapısal sorun devam edecek ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bu durum Anayasa’nın 26. maddesinde korunan ifade özgürlüğünün sürekli olarak veya yineleyen biçimde ihlaline neden olacaktır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.”