Birleşmiş Milletler (BM) Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, 14-18 Kasım tarihleri arasında hükümetin davetlisi olarak geldiği Türkiye’deki temaslarını tamamladı. Türkiye’de durumun “karamsar ve vahim” olduğunu belirten Kaye, tutuklu yazar, gazeteci, akademisyenlerin derhal serbest bırakılması ve kapatılan medya kuruluşlarının açılması çağrısında bulundu.
Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay yetkililerinin yanı sıra gazeteciler, yazarlar, avukatlar, sanatçılar, akademisyenler, politikacılar ve bağımsız toplum örgütlerinden kişilerle de görüşen Kaye’in bazı tutuklu gazeteci ve yazarları cezaevinde ziyaret etmesine de izin verildi.
Temasları sonrası Ankara’da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin Uluslararası Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin tarafı olduğunu hatırlatan Kaye, 15 Temmuz sonrası ortam ve OHAL hakkındaki ön değerlendirmesinde Türkiye’de bazı hakların kısıtlanmış olmasının ülkeyi, her gerçek demokratik toplumda bulunması gereken temel güvencelerden uzaklaştırdığını belirtti.
BM Raportörü, “terörle mücadele” ve “devlet yetkililerine hakaret” ile ilgili yasaların bir süredir zaten yazarları ve gazetecileri susturmak amacıyla kullanıldığını ama bu durumun temmuz ayından itibaren çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle daha da kötü bir hale geldiğini söyledi.
Tutuklu ve hükümlü gazeteci ve medya çalışanlarının sayısının 155’e kadar vardığını kaydeden Kaye, bunun olağandışı bir rakam olduğuna dikkat çekti, “Bu da görüşünü yazmak ve haber yapmanın yasalara göre teröre destek olarak değerlendirildiğini ortaya koyuyor” dedi.
Adalet Bakanlığı David Kaye’e cezaevindeki tutuklu gazeteci ve yazarlardan Aslı Erdoğan, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Turhan Günay ve Musa Kart ile görüşme izni vermedi. Kaye, Silivri Cezaevi’nde tutuklu Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinden Hakan Kara, Bülent Utku, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör ve Önder Çelik ile Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu edebiyatçı Necmiye Alpay ile bir araya geldi.
Türkiye’de basın özgürlüğünün zaten darbe girişimi öncesinde de krizde olduğunu söyleyen Kaye, 15 Temmuz sonrası basın özgürlüğüne yönelik baskıların arttığını ve kanun hükmünde kararname ile kapatılan 12 televizyon ve 11 radyo istasyonu hatırlattı. Darbe girişimi sonrasında 3 binin üzerinde gazetecinin işsiz kaldığını, yüzlerce sarı basın kartının iptal edildiğini vurguladı. Özellikle de Kürt medyasının ortadan kaldırılmış görünmesiyle büyük bir bilgiye, habere ulaşma eksikliği olduğunu, bunun çok kaygı verici olduğunu kaydetti.
BM Raportörü, ön raporunda hükümete özetle şu çağrıları yaptı:
Terörle mücadele yasası ve kanun hükmünde kararnameler kapsamında tutuklanan gazeteci, yazar ve akademisyenlerin serbest bırakılması,
OHAL süresince düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilecek tüm kısıtlamaların durumla orantılı olması için gereken tüm önlemlerin alınması,
OHAL yasalarının gözden geçirilerek kararname ile işlerinden olan kişilerin, bu duruma uygun yargı ve idare mekanizmalarıyla itiraz edebilmelerinin ve yasadışı işten atma durumlarında tazminat alabilmelerinin sağlanması,
Basın ve diğer medya ve tabi kişilerin kamusal konularda ve kamuyu bilgilendirmek amacıyla sansüre ve baskıya uğramadan görüş belirtebilmesini güvence altına alacak her türlü önlemin -yasaların gözden geçirilmesi ve uluslararası kriterlere uygun hale getirilmesi de dahil- alınması,
Terörle Mücadele Kanunu’nun acil olarak gözden geçirilerek terörle mücadele önlemlerinin uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi, “terörü teşvik”, “aşırı eylemler”, “terörü övmek, haklı göstermek” gibi suç tanımlarının, gerekmeyen yerlerde ya da ifade özgürlüğünü engellemekte kullanılamayacak şekilde net olarak tarif edilmesi,
Türk Ceza Kanunu’nun kamu görevlileri ve cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen 125 ve 299. maddelerinin kaldırılması,
İnternet medyası, ağlar ve cep telefonlarına getirilen engeller ve medya kuruluşları hakkındaki kapatma kararlarının iptal edilmesi, bir medya kuruluşunun kapatılması yoluna ancak çok müstesna durumlarda, kanunla düzenlendiyse ve temyiz yolu açık olarak gidilebilmesi.
“Türkiye’de durum karamsar ve vahim”
Türkiye’deki temaslarını tamamlayan BM Raportörü David Kaye tutuklu yazar, gazeteci ve akademisyenlerin serbest bırakılması, kapatılan medya kuruluşlarının açılması çağrısında bulundu.