Sur’un ‘tiyatrocu zabıtalar’ından haber var

Sur’da zabıta görevine zorlanan tiyatroculardan Emin Yalçınkaya ve Vural Tantekin emeklilik isteyince, 27 yıllık hakları yok sayılarak işlerine son verildi. İki oyuncu, uygulamanın keyfi olduğu gerekçesiyle Diyarbakır 1 No’lu İş Mahkemesi’ne başvurdu. Davanın ilk duruşması nisan ayında görülecek.


 

ÖZKAN KÜÇÜK

Diyarbakır Sur Belediyesi’ne kayyum olarak atanan vali yardımcısı Bilal Özkan, ilk icraatlarından biri olarak tiyatrocuları zabıta kadrosuna atamasıyla gündeme gelmişti. Hatırlanacağı gibi Özkan, göreve getirilişinden kısa bir süre sonra kadroları Sur Belediyesi’nde olan ancak görevlendirme ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu (DBŞT) bünyesinde üçü oyuncu, biri ses teknisyeni ve biri de dekor ustası olarak çalışmalarını sürdüren beş tiyatrocuyu, ‘esas’ kadrolarına, yani zabıta kadrosuna atamıştı.

Böylece 27 yıllık tiyatro oyuncuları Emin Yalçınkaya, Vural Tantekin ve Şahabettin Dağ zabıta ‘kostümleri’ giydirilerek zabıta faaliyetlerine gönderilmişti.

eminyalcinkaya

Emin Yalçınkaya

DBŞT bünyesinde hemen tüm oyunlarda yer alan; “Antigone”de Kreon’u, “Hamlet”te Cladius’u, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz”da Yaşar’ı ve “Mem û Zîn”de Mem’in amcasını canlandıran Emin Yalçınkaya ile bir araya geldik, geçen ayki bu kadro değişikliğinden sonra yaşanan gelişmeleri konuştuk.

Yalçınkaya, eski kadrolarına çağrılmalarının ardından, DBŞT yetkililerince yazılı bir dilekçeyle ‘adı geçen sanatçıların planlanmış çalışmalarda yer alacakları sebebiyle tekrardan DBŞT’de çalışmak üzere görevlendirilmeleri’ni talep ettiklerini hatırlatarak bu taleplerine cevap dahi alamadıklarını, kayyumla görüşme istekleri de yerine getirilmeyince çareyi emeklilik istemekte bulduklarını söylüyor.

Çalıştıkları gün sayısı emeklilik istemeye yetse de yaş gereği emeklilik maaşı bağlanmasını üç yıl daha beklemeleri gerekiyordu. Yine de kıdem tazminatı ve içerdeki sosyal haklarını alacaklarını düşündükleri için bu bir çeşit erken emekliliği göze aldıklarını dile getiriyor Yalçınkaya.

Emin Yalçınkaya ile birlikte Vural Tantekin’in dilekçesi inanılmaz bir hızla sonuçlanıyor ve aynı gün büyükşehir belediye eş başkanlarının gözaltına alınacağı akşam, mesai bitimine doğru iş akitlerinin feshedildiğini bildiren yazı tebliğ ediliyor. Tebliğ yazısında kıdem tazminatı ve içerdeki sosyal haklar verilmeksizin iş akitlerinin tek taraflı olarak feshedildiği bildiriliyor.

Yalçınkaya, avukatlarıyla yaptıkları değerlendirmede bu uygulamanın tamamen keyfi olduğuna kanaat getirerek Diyarbakır 1 No’lu İş Mahkemesi’ne başvurduklarını söylüyor. Davanın ilk duruşması nisan ayında görülecek.

Emin Yalçınkaya, söz konusu ‘zabıta kadrosuyla’ ilgili de ilginç bilgiler veriyor:

Her üç oyuncu da 1990 yılında, Diyarbakır Belediyesi Dr. Orhan Asena Şehir Tiyatrosu adıyla açılan şehir tiyatrosunun kuruluşunda yer almışlar.

1993 yılında Diyarbakır, büyükşehir statüsü kazanınca tüm tiyatrocuların kadroları o zaman birinci kademe belediyesi statüsünde olan Sur Belediyesi’ne verilmiş. İşte bugün kendilerine karşı kullanılan zabıta kadrosuna o zaman alınmışlar.

Ancak ŞT ile ilişkileri 1995 yılında, Refah Parti’li Ahmet Bilgin’in belediye başkanlığı döneminde tiyatronun çalışmaları tamamen durdurulana kadar devam etmiş. ŞT’nin kapalı kaldığı bu dönemde belediyede çalışırken bir yandan da özel tiyatro çatısı altında sanat çalışmalarını sürdürmüşler.

1999 yerel seçimlerinde HADEP’in yerel seçimlerde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni almasıyla birlikte Diyarbakır Şehir Tiyatrosu tekrar açıldığında çalışmalarına kaldıkları yerden devam etme şansı yakalamışlar.

Ancak bir şekilde yıllarca kadroları Sur Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nde kalmaya devam etmiş…

27 yıllık tiyatro çalışmaları boyunca benzer süreçler yaşadıklarını ve tiyatro yapmaya devam ettiklerini dile getiren Emin Yalçınkaya, bugün yaşanılan sürecin de geçeceğine inandığını belirterek Diyarbakır Şehir Tiyatrosu ile resmiyetin ötesinde bir hukukları olduğunu dile getiriyor.

Aynı zamanda bugün yaşadıklarının, bölgede bağımsız kültür sanat çalışmaları yapan kişi ve kurumların çalışma tarzlarını gözden geçirmeleri için de bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.