Oyuncu Mehmet Aslantuğ TRT dizisinden ‘siyasi görüşleri’ nedeniyle ayrıldı

Oyuncu Mehmet Aslantuğ sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, TRT 1’de yayımlanan ‘Yürek Çıkmazı‘ adlı diziden ayrıldığını duyurdu. Aslantuğ paylaşımında diziden kendi isteğiyle değil, kanalın isteğiyle ayrıldığını ve ayrılma sebebinin “siyasi görüşüyle alakalı” olduğunu ima etti


Oyuncu Mehmet Aslantuğ sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, TRT 1’de yayımlanan Yürek Çıkmazı adlı diziden ayrıldığını duyurdu. Aslantuğ paylaşımında diziden kendi isteğiyle değil, kanalın isteğiyle ayrıldığını ve ayrılma sebebinin “siyasi görüşüyle alakalı” olduğu imasında bulundu.

Aslantuğ’un oğluna bir mektup olarak kaleme aldığı ve Instagram hesabından 14 Mart’ta paylaştığı yazısı şu şekilde:

“KAPTANIN SEYİR DEFTERİ / CAN ASLANTUĞ’A

Evlat,
Üniversite bitiyor hayırlısıyla. Aktörlüğe heyecan büyüttüğüne göre, ‘Seyir Defteri’nin şahitliğinde birkaç cümle kurmak isterim. Bu gece olduğu gibi, bazı anları kayda düşmekte yarar var!

Jeneriğini paylaştığım dizinin ekranda yayına girmesinden bu yana tam 35 yıl geçmiş. Adı, İz PeşindeBelene, Ağaların Düğünü, Kopuk Takımı, Vurguna İnmek, Karayar Köprüsü, Kapıları Açmak, Yalancı gibi aynı çatı altında yaptığımız birçok projeden biri de buydu. Türkiye’nin ilk uzun soluklu dizisidir ve negatif film (35 mm) olarak çekilmiştir. Meslek hayatımın çok özel yönetmenlerinden Hüseyin Karakaş’ı da saygı ve rahmetle yâd ediyorum.

35 yıl sonra bugün, hakikatten ve doğrudan yana ses vermeye gayret ediyoruz diye; o kurumları kendine bağlayarak siyasi tavrının mülkü sananlar, yarın o koltuklarda başkaları oturduğunda da sesimizin aynı vicdanla yankılanacağını bilmelerine rağmen; gerçekten ilham alan, dertlenen, soran halimizden rahatsız oluyor, ‘Bizle çalışırken olmaz’ diyen bir kibir saklıyorlar.

Yalancı (1993) adlı çalışmadan 30 yıl sonra dahil olduğum Yürek Çıkmazı’na veda ettim bu akşam. İlk kez bu duygularla birlikte oynamanın deneyimini de heybeye koyarak ve elbette tereddüt bile etmeden. Gerçeğe yoldaşlık ediyoruz diye; ürken, küsen, kızan birilerine teslim edilecek bir yürekle büyüyüp serpilmedik. Öyle de gideceğiz muhakkak. Görevimizi layıkıyla yapmaya, türkülerimizi hissederek söylemeye devam ederek…

Babanın yedeklediği bir umuda yolculuk ülkesi olmadı. Yedek pasaportu olmadı. Hiç hayalini de kurmadı.

Ah benim gönlü güzel oğlum. Meslek hayatında bu türden beklentilerle sınava girdiğinde; bir an bile düşünme, doğruyu terk etme, senin için iyi olan şey halkın için sorunluysa eğer, aklını asla ikiletme! Çalışma hayatın başka ülkeleri dayatsa bile; derdin de, gönlün de ülkende olsun. Bu mühürlenmiş duyguyu yok sayarak terketme!

Umutsuzluk bir hastalık evlat. Hiçbir şey için çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz. Geleceğiniz; aydınlık, bereketli, onurlu ve kutlu olsun.”