Kuzey Ormanları Savunması’na polis müdahalesi ve gözaltı

Kuzey Ormanları Savunması’nın, Borusan Enerji’nin İstiklal Caddesi üzerinde bulunan binası önünde yaptığı basın açıklamasına müdahale eden polis dört aktivisti gözaltına aldı


Kuzey Ormanları Savunması’nın Kıyıköy Rüzgâr Enerji Santrali’nde (RES) kapasite artırımına gidilerek 20 adet daha rüzgâr türbini yapılmasına karşı düzenlediği basın açıklamasında 4 aktivist gözaltına alındı.

Kuzey Ormanları Savunması’ndan yapılan açıklamada, “Kuzey Ormanları’nın Kıyıköy mevkilerinde sürmekte olan RES kıyımına karşı basın açıklaması yapan KOS aktivisti 4 omuzdaşımız gözaltına alındı. Doğayı savunmak değil ormanları tahrip edip yağmalamak suçtur. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır” denildi. Gözaltına alınan Seda Elhan, Seçkin Ulaş Barbaros, Eren İpçizade ve Mustafa Çakır aynı gün serbest bırakıldı.

Müdahale öncesi yaptıkları açıklamada “Sürdürülebilir Enerji” adı altında Kuzey Ormanları’nın yağmalandığını söyleyen aktivistler, RES Projelerinin durdurulması ve Kuzey Ormanları’nın tüm projelere kapatılarak muhafaza ormanı ilan edilmesini talep etmişlerdi.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMI PARAVAN

RES’lerin hiçbir şekilde sunulduğu şekliyle ‘masum projeler’ ya da ‘sadece birkaç türbin konuluyor ne olacak’ diye düşünülecek projeler olmadığını belirten aktivistler sürdürülebilirlik kavramının bir paravan olarak kullanıldığını belirttikleri basın açıklamasında şu görüşleri dile getirmişlerdi:

“Türbinlerin çalışması ile oluşacak zararın çok öncesinde daha yapım aşamasında Santral İnşası, Enerji nakil hatları, dev direk ve pervanelerin nakliyesi için yeni açılan veya genişletilen yollar nedeniyle yüz binlerce ağaç kesilmekte, orman ekosistemi zarar görmekte, orman bütünlüğü parçalanmakta, yaban hayatı tehdit altına girmektedir.

Bu eşsiz doğal alanlarda katliam yapmakta olan Borusan, Borusan Contemporary adlı yan kuruluşunda da ekoloji temasını işlemekte beis görmemektedir. Ekoloji, yenilenebilir enerji, sürdürülebilirlik kavramlarını adeta bir paravan gibi kullanan bu holdinglerin ikiyüzlülüğünü görüyoruz, biliyoruz.”