Sınır/sız ALAN’da queer sanat ve ifade özgürlüğü

Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde 29 Haziran’da sona erecek Sınır/sız ALAN sergisi kapsamındaki Nasıl bir Sınır/sız ALAN? panelinde queer sanatçıların sansüre karşı hayatta kalma yöntemleri konuşuldu


Geçen yıl Onur Haftası boyunca ilki düzenlenen Sınır/sız sergisinin ikincisi Sınır/sız ALAN adıyla Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nde açıldı. Queer sanata ve sanatçılara alan açmak, piyasa ilişkilerinin dışında alternatif bir gösterim ve tartışma olanağı yaratmak ve ağırlaşan siyasi gündem içinde farklı seslerin duyulabilmesi için platform oluşturmak amacıyla yola çıkan sergi video, resim, enstelasyon başta olmak üzere birçok işi barındırıyor.

Sergi kapsamında, Susma Platformu ev sahipliğinde düzenlenen “Nasıl bir Sınır/sız ALAN?” başlıklı panelde queer sanat sergilerinin ifade özgürlüğü açısından yarattığı olanaklar konuşuldu. Sınır/sız sergi ekibinden Ozan Ünlükoç, İlhan Sayın, Metin Akdemir ve Elif KK’nın konuşmacı olduğu panel, 2000’li yıllardan bu yana Onur Haftası kapsamında yapılan sergilerin tarihine değinilerek başlandı. Aktivist sanatçılar açısından son dönemdeki LGBTİ+ etkinliklerine yönelik yasakların sanat üretimine etkisi ve bağımsız sergilerin bu açıdan yaratabileceği olanaklar tartışıldı.

LGBTİ+ hareketinin içinden geçtiği baskı ortamının sanata da yansıdığını belirten Metin Akdemir sonuç olarak üretimlerin zenginleşebileceğini vurguladı. “Mesela ABD’deki AIDS krizinden geriye kalan sadece deneyimler değil, o dönem üretilen sanat da bugüne kaldı. Bir sıkışmışlık içindeysek bu sergiler de kalıcı bir iz bırakıyor. Toplumsal olayların en iyi alanlarından biri bu tarz sergiler.” 

foto

Onur Haftası sergileri vesilesiyle iş üretmeye başladığını belirten EliF KK da halen bu misyonun sürdürüldüğünü vurguladı. “Ben Onur Haftası gönüllüsüydüm ve iş üretmeye ve paylaşmaya orada başladım. Patronu dinlemeden, galeriye girmeden iş yapabileceğim bir alan buldum. Onur Haftası sergileri de benim için bu otonomluğu temsil ediyor. Buraya sanatçıları davet ederken de alan açtığımızın farkında oluyoruz.” 

Sanat piyasası tarafından tanınmayan ancak üretmeye devam eden queer sanatçıların dönüşen siyasi atmosferde hayatta kalma metotlarının tartışmaya açıldığı panelde bağımsız sergilerin nasıl toplumun daha geniş bir kesimine dönüşebileceği üzerinde duruldu. Queer sanatçıların ve küratörlerin de söz aldığı toplantıda bir arada olmanın yolları ve iletişim araçlarının geliştirilmesi gerektiği üzerinde duruldu.

Sergi hakkında daha fazla bilgi almak için Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi’nin web sitesini ziyaret edebilirsiniz. http://kiraathane.com.tr/sezon-programi/2019-06-14-sinir-siz-alan