Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmaya ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasına dair İstanbul, İzmir ve Ankara’da ortak bir açıklama yaptı.
18 Şubat’ta İstanbul merkezli 10 ilde düzenlenen operasyonlarda, siyasi parti üyelerinin yanı sıra aralarında gazeteci Yıldız Tar, Elif Akgül, Ender İmrek, Ercüment Akdeniz ile müzisyen Pınar Aydınlar, ressam Taner Güven ve senarist Ayşe Bengi’nin de bulunduğu 60 kişi gözaltına alınmıştı.
İstanbul’da Karşı Sanat Çalışmaları’nda bir araya gelen inisiyatifin 3 kentte kamuoyuna duyurduğu ortak metin şöyle:
“Karanlık bir yolda uzun yürümüş olanlar, hava diye çoğu zaman endişe soluyanlar, varoluş hakkı, dili elinden alınanlar, ölesiye çalışıp yine de barınak ve yiyecek bulamayanlar, çocuklarına öğün diye utançlarını koyanlar; zulüm kelimesinin bütün yan anlamlarını ezberleyen şairler, sadece işini yaptığı için susturulan sinemacılar, gazeteciler, tiyatrocular ve yasaklı kitapların başında nöbet tutan yazarlar; evleri başlarına yıkılanlar, bir parça huzur için bir ömür harcamış olanlar, sizler, sistemin kara deliğine itilmiş olanlar, hiç gün yüzü görmeden ölen insanlar, hepinize, hepimize bir hayat borçlu onlar. ‘İnsanca yaşamak istiyoruz’ demenin suça havale edildiği sisli bir yoldayız şimdi. Bir suça yatıyoruz akşam diye, bir suça uyanıyoruz her gün sabah diye. Adalet istemenin günah, başka türlü düşünmenin ise sisteme şirk koşmak olduğu bir yerdeyiz. Artık saymak istemediğimiz kadar çok insan, kimseyi ikna etmeyen gerekçelerle içeride. İfade özgürlüğü, demokratik haklar, eşit yurttaşlık, sansürsüz sanat, arzuların özgürlüğü, hatta sıradan bir gün talebi bile, şimdi savcıların iddianamelerinde. Bizim hayat diye düşlediğimiz her şey şimdi, dikenli tel gibi ülkeye gerilmiş bir cadı avının kafesinde. Pencerelere perde diye korku asıyorlar, şiddeti gündelik hale getirerek herkesi, yalnız ve çaresiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Yalnız değiliz diyoruz onlara, dosyalarınızdaki suçlamalar, kar gibi eriyecek bir gün hakikatin güneşi düştüğünde üzerine ve biz, yeni bir ortaklığın yolunu bulacağız.
Kış güneşleri bıktı sizden, sesini seslerine katacağımız insanlarla yeniden kuracağız mevsimleri. Korku, sizin kalbinize kazınsın, biz filmini yapıp oyunlarını yazacağız bu günlerin. Çaresizlik, zalimin hanesine yazılsın, biz, kimsenin nefret suçu işlemediği bir ikindi vaktinin şiirini yazacağız, umut hakkı ihlalinin nelere yol açtığını herkese bağıracağız. Kaldırımlardaki çatlaklarda büyüyor otlar, suçlamalarınızla lekelenmemiş bir rüzgâr uzaktan geliyor, çağırırsak buraya toplanır arkadaşlar, hep birlikte ördüğünüz duvarın önünde duracağız. Çağırırsak gelecek arkadaşlar, arkadaşlar çağırıyoruz, gecikmeyin.”