BİK’ten destek çıkmadı: “Azınlık gazetelerinin varlığı tehlikeye girdi”

Basın İlan Kurumu’nun bu yıl yardım yapmadığı azınlık gazeteleri, koronavirüs sürecinde ayakta kalma mücadelesi veriyor. bianet’ten Hikmet Adal; Agos, Apoyevmatini, Şalom ve Jamanak genel yayın yönetmenleri ve editörleriyle yaptığı söyleşide de gazetelerin yaşadığı zorluklara dikkat çekiyor


Azınlık statüsünde yayın yapan gazeteler bağlı oldukları toplum açısından hayati öneme sahipler. Azınlık gazeteleri sadece haber alma hakkı değil, çok seslilik ve toplumsal barışın tesisine de katkı sunuyorlar. Ayrıca topluluklarının dışa açılan kapısı, sesi konumundalar.

Türkiye’nin zorlu basın hayatında varlığını sürdürmeye çalışan azınlık gazeteleri için Basın İlan Kurumu’nun (BİK) her yıl verdiği destek ise hayati nitelikte. Fakat 2012’den beri düzenli olarak verilen resmi ilan yardımı bu yıl verilmedi. Kurumun yılın son genel kurul toplantısından bu yönde bir karar çıkmadı.

bianet’e bilgi veren Basın İlan Kurumu Koordinasyon İdare Müdürü Mehmet Çelik, kararın nihai olmadığı, Genel Kurul’un Şubat ayındaki bir sonraki toplantısında konuyu ele alabileceği söyledi.

Genel Kurul’da 12 basın temsilcisi, 12 hükümet temsilcisi 12 de tarafsız temsilci olduğunu dile getiren Çelik “Basın İlan Kurumu 2011’den bu yana azınlık gazetelerine yardım yapıyor. 2011’de konu gündeme geldiğinde yardımlar bir şarta bağlandı. Bu Basın İlan Kurumu’nun diğer dernek ve kuruluşlara ayırabildiği yardımların göz önüne alınması kararlaştırıldı ve her yıl Genel Kurul’da yeniden değerlendirilmesi kabul edildi. Bu yıl maalesef pandemiden dolayı bu ortam oluşmadı. Kurum net kara geçemediği için gazetelere yardım yapamadı. Ama bu önümüzdeki toplantıda yardım yapılması yönünde bir karar alınmayacağı anlamına gelmiyor. Eğer bilanço çıkarsa Şubat ayındaki toplantıdan yardım kararı çıkabilir” dedi. 

Koronavirüs pandemisiyle birlikte daha zor bir dönemden geçen gazeteler şimdi kurumun Şubat ayında yapacağı ilk toplantıyı bekliyor. İşte bianet’ten Hikmet Adal’ın zor durumda ayakta kalmaya çalışan gazetelerden Agos Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan (Ermeni toplumu), Apoyevmatini Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis (Rum toplumu), Şalom Genel Yayın Yönetmen İvo Molinas (Yahudi toplumu) ve Jamanak Editörü Ara Koçunyan’la (Ermeni toplumu) ile yaptığı söyleşi:

VASILIADIS: “SANIRIM AZINLIK BASININA ‘RESMİ DESTEK’ KELİMESİ ONLARI KORKUTTU”

Bugünkü koşullar altında kendimize hedef olarak koyduğumuz 100. yıl kutlaması (gazetenin 96. yılı), sisler arasında kayboluyor.

2011’de ekonomik nedenlerden dolayı kepenkleri kapatma aşamasına geldiğimizde kamuoyundan çok büyük destek görmüştük. O dönem Rumca konuşmasını ve yazmasını bilmeyen doğrudan doğruya Türk dostlar okuyamayacakları bir gazeteye destek olmak için abone yazıldı. Şu anda halen bu gazeteyi okuyabilecek konumda olmayan birçok abonemiz var.

Bu bizi ekonomik açıdan ayakta tutacak bir destek değildi ama moral açısından insanı daha çok çalışmaya, çabalamaya sevk eden bir hareketti. İnsanlar “Apoyevmatini kültür mirasımızdır” dedi.

Şimdi o dönem halktan gelen desteği görerek bir devlet kurumu olan Basın İlan Kurumu’nun bize aynı desteği göstermesi gerekmez mi? Ancak zannediyorum ki azınlık basınına ‘resmi destek’ kelimesi onları korkuttu.

2011’de bu yardımı sırf Lozan’da kabul edilmiş olan gayrimüslim azınlık vakıfları gazetelerine yapmaya başladılar. O dönem doğrudan ilan verilmesi için büyük mücadeleler verdik. 96 yıllık bir gazete, resmi ilan hakkına sahip olamayacaksa kim olacaktı ama resmi ilan vermek yerine ‘bağışta bulunmayı’ uygun gördüler. Bizlere bir sadaka verdiler.

Ben bunu pek onurlu bir hareket olarak görmedim ama herkesin ihtiyacı vardı. Biraz zorluklarımızı hafifletir diye düşündük ve bize bunlar ödenmeye başlandı. Ödenmeye başlandı ama her sene muamele yapmak şartıyla. Yani her sene başvuracaksın, rica edeceksin bir daha rica edeceksin, tekrar telefon edeceksin, neden olmadı bu sene diye soracaksın, ne zaman verilecek diye soracaksın. Her sene bu şekildeydi.

Bu sene ise pandemi nedeniyle azınlık gazeteleri büsbütün zora girdi. Çünkü neredeyse vakıfların verdiği ilanlardan başka hiçbir gelirimiz yok. Bu sene bu gelirden de mahrum olduk. Senenin başında yapılan toplantılarda Basın İlan Kurumu’na rica ettik. “Yardımı erkene çekebilir misiniz” diye sormamıza rağmen bu konu hiç gündeme alınmadı. Şimdi ise bu sene verilmeyeceği konuşuluyor.

Bizim istediğimiz bizleri sürümcemede bırakmamaları. Verilecekse ‘Verilecek’ deyin, verilmeyecekse ‘Hayır gücümüz yok’ deyin ki bilelim.

Çünkü biz sene başından bütçemizi ayarlarken bu paranın geleceğini göz önüne alarak planlama yapıyoruz. Devletten gelmedi, vakıflardan gelmemeye başladı, satıştan zaten bir şey kazanmıyoruz. Tüm azınlık gazeteleri için süreç aynı. Zor durumdayız. 

DANZIKYAN: “AZINLIK GAZETELERİ ZOR DURUMDA DEDİK DİNLENMEDİK”

Pandemi dönemi azınlık gazeteleri için hiç iyi olmadı. İlanlar kesildi, dağıtımda zorluklar yaşadık ama gazeteler çok zor koşullar altında çıkmaya devam etti. Zaten herkes maddi anlamda kötü durumda. Bunu pandeminin başından beri söylüyoruz.

Hatta Nisan’dan beridir de 2011’den beri verilen desteğin bu yıl erkene çekilmesi için Basın İlan Kurumu’na çağrıda buluyoruz. Azınlık gazeteleri zor durumda dedik ama dinlenmedik. Bu yıl ödeme, öne çekilmediği gibi yapılmadı da. Ödenmemesi için bir neden göremiyoruz. Bir açıklama da yok. Her yıl yapılan ödeme bu yıl Genel Kurul’da karar alınmadığını için yapılmayacak, bizlere destek verilmeyecek. Olan bu. Bu kararın azınlık gazetelerini daha da zorlayacağı muhakkak.

Tek talebimiz her yıl yapılan yardımın yıl bitmeden yapılması. Her şeye rağmen bu zor koşullarda çıkmaya devam edeceğiz.

MOLINAS: “EN FAZLA İHTİYACINI HİSSETTİĞİMİZ SENE”

Basın İlan Kurumu’nun azınlık gazetelerine yaptığı yardımları ben bugüne kadar hep pozitif ayrımcılık olarak nitelendirdim. Bu önemliydi. Sırf ölmekte olan tarihi gazeteleri yaşatmak için yapılan bizlere pozitif anlamda bir ayrımcılık yaparak katkı sunuyorlardı. Bu yardımlar son 8 senede de düzenli olarak yapıldı.

Yardımlar gazeteleri ölümden kurtaracak bir rakam değildi ama hem iyi niyet temsiliydi hem de bizlere bir parça teselli olabilecek, açıklarımızı kapatacak bir konumdaydı.

Ama bu yıl ne olduysa pandeminin başından itibaren yaptığımız başvurulara rağmen olumlu bir cevap alamadık. Kaldı ki Basın İlan Kurumu yönetiminde de hala sessizlik hakim. Biz bunu anlamış değiliz. Sekiz yıldır düzeli olarak yapılan bu yardımın pandemiden etkilediğimiz bir dönemde verilmemesi bana çok tuhaf geliyor. En fazla ihtiyacını hissettiğimiz bir senedeyiz.

Çünkü bazı gazetelerin tek kaynağı aldıkları reklamlardı. Pandemi döneminde reklamlar en aza indi ve bizler en önemli gelir kaynağımızdan mahrum kaldık. Basın İlan Kurumu’nun yaptığı ise ikinci bir darbe oldu. Yardımı alamamamızın üzüntüsü içerisindeyiz.

Eğer yardımın bundan sonraki senelerde devam ettirilmeyeceği yönünde bir karar verdilerse açıklanması gerekirdi diye düşünüyorum. Bunu da anlayışla karşılarız.

Bu sene umarım bir aksilik vardır, bürokratik bir engel söz konusudur diye iyimser olmak istiyorum. İletişim sıkıntıları olabilir veya öncelik durumları değişmiş olabilir.

Ama en başta dediğim gibi bizler maddi yardımdan çok bu tarihi ve kültürel mirasın hayatta kalması adına yapılan pozitif ayrımcılığı takdir etmiştik. Bizleri üzen yardım alamamaktan ziyade bunun tekrarlanmamasıdır.

KOÇUNYAN: “GAZETEMİZİN VARLIĞININ TEHLİKEYE GİRDİĞİ BİR AŞAMADAN SÖZ EDİYORUZ”

Pandemi süresince çok zor bir dönem geçiriyoruz. Biz bir azınlık topluluğu gazetesiyiz ve bu dönemde azınlık toplumumuzun yaşamı neredeyse durdu.

Yaşamın felç olmasıyla doğru orantılı olarak bu dönemde ne cenaze kalkıyor, ne kilisede ayin oluyor. Bütün etkinlikler, ilanlar, duyurular maddi anlamda bizim temel gelir kaynağımızdı. Gazetemizin yaşamasına olanak veren bu şeyler pandemiyle birlikte rafa kalktı.  İçinde bulunduğumuz yılın neredeyse tamamında bu gelirin hepsinden mahrum kaldık.

Gazetemizin varlığının tehlikeye girdiği bir aşamadan söz ediyoruz artık. Bu zor dönemde Basın İlan Kurumu’nun yardımı desteği olabilseydi gerçekten çok makbule geçerdi fakat kurumun net bir takvimi hiçbir zaman olmadı. Bazen Ağustos’ta bazen Nisan ya da Mayıs’ta bazense yılın son ayında bu yardımlar verilebiliyordu.

Diğer taraftan da unutmamak gerekir ki bu zor dönemde her alanda ihtiyaçlar büyümüş durumda. Dolayısıyla bu seneki kaynaklardan böyle bir yardım yapmamak mümkün olmadıysa eğer bu bizi ne kadar üzse de anlayışla karşılarız. Böylesine zorlu bir dönemde eldeki kaynaklar kifayet etmeyebilir.

Azınlık gazetelerinin aldığı bu yardım hayati bir nitelik taşısa da ilk günden beri bizler bu yardımın mali anlamından çok daha öte bir anlam taşıdığını söylüyoruz.

Umalım ki kamuoyunun bütüncül bir şekilde şekillenmesinde etken olan bu mütevazı ama önemli konumdaki gazetelerin yolculuklarını kesintisiz devam edebilsin. Azınlık basını kendi misyonunu Türkiye’de yerine getirmeye devam edebilsin.

İyimserliğimizi yetirmeyelim ve özveride bulunarak kurumlarımızın istikrarını, devamlılığını sağlamak için gayret göstermeye devam edelim.