YTÜ’de sanata rektörlük sansürü

Yeni Akit gazetesinin hedef gösteren haberinin ardından Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sergilenen iki çalışma rektörlük kararıyla kaldırıldı


Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi’nde sergilenen iki reprodüksiyon eser, Akit gazetesinde yer alan “Sanat adı altında rezalet” başlıklı haberden sonra üniversite rektörlüğü tarafından kaldırıldı.

Evrensel gazetesinin haberine göre rektörlüğün “teşhircilik, çocuk ve kadın bedeninin sergilenmesi” gerekçesiyle çalışmaları kaldırmak istemesine öğrenciler tepki gösterince rektörlük görevlileri öğrencilere yaptıkları işleri panolardan kazıttı.

Sansüre Yıldız Teknik Üniversitesi Emek Gençliği bir açıklamayla tepki gösterdi.

“YTÜ yönetimi kulüp ve topluluklarının etkinliklerini farklı gerekçelerle iptal ederek, afişlerine hatta kulüp amblemlerine dahi müdahale ederek sansürcülükte çığır açmış durumdadır ve gerçekte üniversiteler, tüm bileşenleriyle birlikte toplum için bilim üreten, akademik özgürlüğün egemen olduğu yerler olmalıdırlar” diyen topluluk, açıklamada şu ifadelere de yer verdi:

“Akit gazetesinde Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinin yaptığı röprodüksiyon eserleri hakkında ‘Sanat Adı Altında Rezalet’ başlıklı haberin yayınlanması üzerine harekete geçen Yıldız Teknik Üniversitesi rektörlüğü ‘teşhircilik, kadın ve çocuk bedeninin sergilenmesi’ gerekçesiyle öğrencilere kendi yaptığı eserleri panodan zorla kazıttı. Ayrıca bugün ‘Edep ve Ahlak Sohbetleri’ adı altında Esenler Belediyesi’nin YTÜ’de gerçekleştirdiği etkinliğe ‘Hamile kadının sokağa çıkması edepsizliktir’ ifadelerinden tanıdığımız Ömer Tuğrul İnançer geldi. Ne zaman bir kulüp ya da topluluk alanında hatırı sayılır bir yönetmen veya bilim insanıyla etkinlik yapmak istese, bu insanların okula girişleri barış imzacısı oldukları gerekçesiyle engelleniyor, aksi takdirde planlanan etkinliğin iptali dayatılıyor. Ama tüm bunların yanı sıra bilimin, kültürün, sanatın üretildiği bir yer olması gereken üniversitemize bilimle uzaktan yakından ilişiği olmayan Ömer Tuğrul İnançer gibi isimler özel olarak davet ediliyor. Aynı şekilde Akit gibi yayın çizgisi insanlığın ilerici değerlerinin tam karşısında olan Ortaçağ kalıntısı niteliğinde bir gazetenin verdiği talimata uygun hareket eden üniversite yönetimi bu olayla üniversite öğrencilerinin karşısında, bilimin ve sanatın değil hurafelerin yanında olduğunu yeniden kanıtlamıştır. Bu sebeple sene başından beri ‘Yıldız Teknik Üniversitesi’nin prestijinin düştüğünü’ tartışan, buna yönelik çözümler üretmeye çalışan üniversite yönetimi sorun olarak tarif ettikleri durumun kaynağını uzaklarda aramamalıdır.”

Yeni Akit, 25 Ocak’ta da Gülseren Südor’un Ali Şir Nevaî Divanı, Yüksel Arslan’ın Hamse-i Atâî ve Cihat Burak’ın Evliya Çelebi Seyahatnamesi adlı eserlerinin Taksim metro durağında sergilenmesini “rezalet” ve “kepazelik” olarak nitelemişti.

Gazete, “Taksim metrosunda çıplak kadın ve cinsel organ sergisi!” başlıklı haberinde “Ahlaksızlığı sanat adı altında yutturmaya çalışan sözde sanatçılar, zihinlerindeki pisliği çıplak kadın ve cinsel organ resmederek gün yüzüne çıkardı” ifadelerini kullanmıştı. Ressamlar için hakarete varan ifadelerin kullanıldığı haberde, resimler mozaiklenmiş ve “sapık” olarak nitelenmişti.