RSF ve CPJ raporlarına göre Türkiye, basın ve ifade özgürlüğünde en baskıcı ülke

Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Gazetecileri Koruma Komitesi’nin 2016 yılına dair raporlarındaki veriler, Türkiye’nin en fazla gazeteci hapseden ülkeler listesinde birinci olduğunu gösteriyor


 

Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu’nun ilk bölümünü kamuoyuna sunan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF-Reporters sans frontières) ve 2016 yılında dünya çapında hapisteki gazeteciler sayımının sonucunu açıklayan Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ-Committee to Protect Journalists) verilerine göre, bu yıl basın ve ifade özgürlüğü konusunda en baskıcı ülke Türkiye.

RSF, dünya çapında hapisteki gazeteci sayısının Türkiye’de son dönemde yaşananlar nedeniyle rekor kırdığının altını çizerken CPJ, Türkiye’de en az 81 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydetti.

Dünya genelinde 348 medya mensubunun mesleği nedeniyle hapiste olduğunun belirtildiği RSF raporunda, bir önceki yıla göre yüzde altılık bu artışın şimdiye kadar kaydettikleri en yüksek rakam olduğu da vurgulanıyor. RSF’nin açıklamasında, “Türkiye’de darbe girişimi sonrası oluşan baskı ortamının dünya genelindeki verilere yansıdığı ve toplam sayıyı yükselttiği” de belirtildi. Raporda, Türkiye’de 100’ü aşkın medya mensubunun hapiste bulunduğu, aralarından 41 kişinin doğrudan mesleğiyle ilgili olarak tutuklandığının anlaşıldığı belirtilerek, bu bağlamda Türkiye’nin en fazla “profesyonel gazetecinin” hapiste bulunduğu ülke konumuna yükseldiği kaydedildi.

Açıklamada, dünya genelinde tutuklu medya mensuplarının büyük bölümünün Türkiye, Çin, Suriye, Mısır ve İran’da bulunduğu, tutuklu 348 medya mensubu arasında 187 profesyonel gazetecinin yanı sıra 146 blog yazarı ve “vatandaş gazeteci” ile 15 diğer medya çalışanının bulunduğu kaydedildi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Yönetim Kurulu sözcüsü Britta Hilpert, “Türkiye’de gazetecilere yönelik cadı avı tüm bilinen boyutları aşmıştır” ifadesini kullanarak, “Hâlen AB üye adayı olan Türkiye’nin, Çin, Suriye ve İran gibi basın özgürlüğünün düşmanı olarak adı çıkmış rejimlerle aynı konumda bulunması, Türk makamlarının basın özgürlüğüne karşı aşırı tutumunu ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Hilpert başta Suriye, Yemen ve Irak olmak üzere dünya çapında şu an 52 medya mensubunun kaçırılmış olduğunu, 21’inin terör örgütü IŞİD’in elinde bulunduğunu kaydetti. Örgütün verilerine göre, mesleğini icra ettiği için hapiste bulunan medya mensubu sayısının en yüksek olduğu ülke Çin. Şu an Çin’de 81’i blog yazarı ve “vatandaş gazeteci” olmak üzere en az 103 medya mensubunun hapiste olduğu belirtiliyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün raporun öldürülen gazetecilerle ilgili rakamları ve gazeteciler için en tehlikeli bölgeleri içeren ikinci bölümünü 19 Aralık’ta açıklaması bekleniyor.

CPJ: EN KÖTÜSÜ TÜRKİYE

New York merkezli CPJ ise cezaevinde bulunan gazetecilere ilişkin raporunda, dünyada hapiste bulunan gazeteci sayısının bu yıl rekor sayıya ulaştığını, Türkiye’nin “gazeteci hapseden ülkeler arasında en kötüsü” olduğunu açıkladı. Raporda, “CPJ’nin 1990 yılında küresel araştırmalar yapmaya başladığından bu yana, sayının en yüksek noktaya çıkmış olmasında ve 1996’daki 185 kişilik eski rekorun kırılmasında Türkiye ve Çin’de çok sayıda gazetecinin hapsedilmesinin katkısı var” görüşü dile getirildi.

Dünyada, en çok gazeteciyi hapse atma konusunda rekor kıran ilk üç ülkenin Türkiye, Çin ve Eritre olduğunu belirtilen raporda, “Bu üç ülkede de, devlet karşıtı cürümlere ilişkin muğlak yasalar muhalif görüşleri susturmak için kullanılıyor. 2016 yılında dünya çapında gazetecilere karşı en sık kullanılan devlete karşı işlenen cürüm suçlamaları, terörizm, vatana ihanet ve darbecilik girişimi oldu. CPJ sayımına göre dünya çapında birçok gazeteci bu tip suçlamalar sonucu hapiste bulunuyor” görüşüne yer verildi.


Türkiye’nin medya özgürlüğü konusunda 2016 yılında çok kötü bir sınav verdiği, basına baskı ortamının 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ivme kazandığı belirtilen raporda, “Türkiye en az 81 gazeteciyi meslekleriyle ilişkili gerekçeler nedeniyle hapiste tutuyor; CPJ’in kayıtlarına göre daha önce herhangi bir ülkede aynı anda bundan yüksek bir sayı görülmedi” denildi.